*San*Alarm sesine uyanamadığım için ilk dersi ekmek zorunda kalmıştım. Hiç benlik bir hareket olmasa da, ilk ders, spor dersinde ne kadar yorulduklarını anlatıp bende aynısını yaşamayayım diye beni buna için ikna eden arkadaşlarım vardı. Bende biraz erken çıkıp okulun karşısındaki kafede zaman geçirmeye karar verdim. Bitirmem gereken ödevler buna bahaneydi.
Kafeye varıp bir tost ve portakal suyu sipariş ettim. Çantamdan gerekli dosyaları ve bilgisayarımı çıkarıp siparişim hazır olana kadar beklemeye başladım. Ödevlere göz gezdirirkem tam karşımda birinin olduğunu hissettim.
"Sabah kahvaltısını tostla mı yapıyorsun cidden?"
Kafamı kaldırmamla nefesimin kesildiğini hissettim. Bu iyi anlamda mı kötü anlamda mı bilmiyorum.
"Wooyoung?"
"Selam."
"Selam...Burda mı çalışıyorsun?"
Bunun neresi komikti ki tüm dükkanda yankılanacak kadar büyük bir kahkaha atmak için?
"Benim gibi varlıklı birinin burda garsonluk yapacağını düşünmüyorsundur herhalde"
"Siparişi genelde garsonlar getiriyor."
*Yazar: Rüştü, bitanesin rüştüüüüüü.*
"Hazır olmuştu, bende kendime kahve almıştım, seninkini de getirmek istedim."
Kalbimin atışını duyuyor muydu acaba?Umarım duymuyordur.
"Yanlış anlama, özür manâsında, ve...teşekkür etmek için."
"Bende özür dileyip, bana teşekkür edecek son insansın sanıyordum."
"Bende bir insanım ve duyugularım var San"
"Anlıyorum, tabi.."
"O gün neden kavganın arasına girdiğini merak ediyordum ama-"
"Refleks. Kendimi tutamadım bir an"
"Ama gözlerin ıslaktı"
"Değildi"
"Islaktı"
"Lavabodan gelmiştim ve yüzümü yıkamıştım."
"Ama sadece gözlerin ıslakt-"
"Teşekkür ederim sipariş için. Yani, bunu senin yapman en şaşırtıcı tarafı."
"Ahh.. Aslında gizlemek istemiyorum artık."
"Ne..Neyi?"
Kalp krizi geçiriyordum da haberim mi yoktu yoksa?
"Arkadaş olabilir miyiz?"
Stay in the middle, like you a littl- ..Ne?Tanrım, en son ne zaman bir yaşlının poşetlerini taşıdım, ne zaman kiliseye gittim, ne zaman Mingi'nin ödevlerine yardım ettim, hatırlamıyorum ama...Bu iyiliği bana neden yapıyorsun?
"Gerçekten iyi biri olduğunu o gün anladım. Biraz değişik huylarım var. Sana ilk görüşte kin beslemiştim, sebepsizce. Senin gibiler genelde hep zorbalığa uğruyorlar."
"Bunu böyle yüzüme vurman çok tatlıydı, cidden."
Dediğim şeyle gülümsemeye başladı. Ne zamandır bu kadar içten ve samimi gülümsüyordun sen?
"Ah, hayır. Onu kastetmedim. Yani, anlarsın ya. Daha zıt karakterlere sahibiz seninle. Ama iyi ve arkadaşlığa önem veren birisin, bu çok belli. Bu yüzden özür dilemek ve seninle aramı düzeltmek istiyorum. Ne dersin, San?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
its our style | ateez |
FanfictionMingi: kalk cuma namazına gidiyoruz San: hyung ben ateistim aq Mingi: KALK GİDİYORUZ