İkiliyi gören San ve Yeosang kapıya yöneldiler. İkisi de farklı duygu patlamaları yaşasa da bunu dışarı yansıtmama konusunda iyi iş çıkarıyordu.
Wooyoung elini San'ın omzuna attı ve sınıftan çıktılar."Ee, nabersin?"
"İyi sayılır."
"Az önceki olaydan haberin var mı? Gerçi anlattılar büyük ihtimal."
"Hangi olay?"
"Hmm... 'Jongsang' olayı"
Wooyoung gülmeye başladığında San'da aynı şekilde karşılık vermişti.
"Evet, daha demin anlattılar. Sen nereden biliyorsun?"
"Olayı full hd izledim oğlum ben, ahh.. Önümde kdrama sahnesi yaşandı resmen.."
San içinde bulunduğu durumdan memnun muydu, değil miydi bilmese omzundaki kolun onu aşağı çekmesinden hoşnut olmadığına emindi.
"Bu arada, onlar nerede?"
"Boşver onları, gel seni bizim sınıfa götüreyim."
San, omzundaki kolun çekiştirmesiyle Wooyoung'a ayak uydurmak zorunda kalıyordu her adımında. Dışardan komik göründüğüne emindi.
Sınıfa geldiklerinde Wooyoung sonunda San'ı serbest bırakmayı akıl etmişti.
İçeri bakındığında tanıdık bir yüz görmesiyle bir şeylerin ters gittiğini anladı.
Nayeon'un bir üst sınıfta olduğunu biliyordu, neden burada karşılaşmışlardı peki? Gerçekten Wooyoung'ı görmek için mi gelmişti?"Ah, San! Uzun zaman old-"
Nayeon lafının yükse bir sesle kesilmesiyle irkildi.
"San!"
San arkasına döndüğünde, sınıf kapısındaki tuhaf bakışlarla kendisine bakan Seonghwa'yı gördü.
"Benimle gelmen lazım."
"Hyung, bir şey-"
Seonghwa, San'ı nazikçe kolundan tutarak sınıftan çıkardı.
Seonghwa, San'ı sınıfa götürmek yerine kısa yoldan tuvalete soktu. Kabinlerden birine girip kapıyı kapattı.
"Hyung, neler oluyor?"
"San, sessiz ol"
"Niye fısıldıyoruz?"
"Cidden şuan tuvalet kabininde dip dibe olmamızı değilde neden fısıldadığımızı mı sorguluyorsun?"
"Şuan neden tuvalet kabininde dip dibe, sanki çok önemli bi olay yaşanmışta, herkesten saklamamız gerekirmişçesine fısıldaşıyoruz?"
"Bu seni hiç alakadar etm- öhm..Wooyoung seni neden sınıfına götürdü, üstelik Nayeon da oradaydı?"
"Hyung, inan ki sormak aklıma gelmedi."
"Her şey çok açık ve net değil mi San?"
"Mesela?"
Seonghwa, San'ın kurduğu her cümlede gerildiğini hissediyordu. Yanlışlıkla ağzından bir şey kaçırıp her şeyi mahvedebilirdi.
"Off, oğlum Nayeon'un sana yanık olduğunu bilmiyor muyuz? Wooyoung da bulduğu fırsatta seni bir yerlere götürüyor ve ne hikmetse sürekli Nayeon'la karşılaşıyorsunuz?"
"Hyung, bu seni neden bu kadar endişelendirdi?"
Seonghwa lafın tam anlamıyla buz kesilmişti. Verecek cevabı yoktu. Ama evet, neden bu konu onu o kadar ilgilendiriyordu ki? Alt tarafı onun zarar görmemesini, üzülmemesini istiyordu. Ama bunun da bir sebebi yoktu, San için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
its our style | ateez |
FanfictionMingi: kalk cuma namazına gidiyoruz San: hyung ben ateistim aq Mingi: KALK GİDİYORUZ