Dost borcu

113 41 48
                                    


Düzenlenmiştir


                                                                                                   BÖLÜM 3

                                                                                                Dost borcu     
  
                                                    
*Düzenlendi*     

  "Senin ne haddine beni aşağılamak pis sünepe!?"  Tek kaşımı kaldırarak merakla ona baktım.

"Aşağılamak mı? Sen kendini bir sünepe tarafından aşağılanmış gibi mi hissediyorsun?"

Laf cambazlığı yapmak hayatta en zevk aldığım şeylerden birisiydi. Hele ki aptal insanlara karşı.

"Seni pislik!" Bir adım atıp üzerime gelmeğe yeltendiğinde sınıf kapısı açıldı ve kimya hocamız sınıfa giriş yaptı. 4508 ağızının altında bir şeyler söylenerek yerine geçti. Her ne kadar müdür yardımcısının kızı olsa bile o da kurallara boyun eğmek mecburiyetindeydi. Kimya hocamız sivri uçlu topuklularıyla gürültü yaparak masasına geçti. Sınıfı koyu bir sessizlik bürümüştü. Kimya hocamız okulun en bilindik hocalarından birisiydi. Çenesinin üzerinde biten kabarık sarı saçları ve saçına taktığı solmak üzeri olan fakat hala taze gözüken kırmızı bir gül  vardı, dolgun dudakları dudaklarının üzerinde göze batan fakat kötü gözükmeyen bir ben vardı. Çirkin denemezdi fakat güzel olmak için  değil de  ürkütücü olmak için çabalıyordu. Sandalyesine oturup ellerini çenesinin altında birleştirdi parmaklarıyla yanağına ritim yaparak dokunuyordu. Gözlerini sınıfta gezdirerek bizi gözlemliyordu. Benimle göz göze geldiğinde gözleri benim üzerimde durdu. Dudağının bir kenarı memnuniyetle yukarıya doğru kıvrıldı.

"Bayan 2610 bu yılda benim sınıfımdasın demek," kafamı sallayarak onu onayladım, uzun süreli sohbet etmek niyetinde değildim.  

"Ülkeye çok hayırlı bir gençsiniz bayan kendi cevherinizin farkında olmanız gerek, bu benim şahsi düşüncem fakat sizden çok iyi bir asker olacağına inanıyorum."

Önceden tahmin ettiğin düşünceler doğruydu. Beni kendileri için yetiştiriyorlardı, herkes gibi. Her ne kadarda benden haz etmeseler de -ki bu dik başlılığımdan kaynaklı- onların önemsediği tek şey bende olan güç ve iradeydi.

"Affedersiniz efendim, fakat bazen güç yeterli olmaya biliyor zeka ve kurnazlıkta ön planda olması gereken bir etkendir." 4508 çatık kaşlarını bana doğru çevirdi.  "Belki bir seferlik beni yenmiş ola bilirsin fakat bu bunun tekrar tekrarlanacağı anlamına gelmiyor. Dikkatli ol 2610 düşman edinmek bu hayattaki en kolay şeydir."

Son söylediği cümleye katılıyordum. 

Bu sefer sessiz kalıp gözlerimi bana bakan kadına çevirdim. Gözleri üzerimdeyken ona cevap verdi.

 "Evet haklı ola bilirsin 4508. Fakat zekanın olması onu kullana bildiğin anlamına gelmez. İşte tam olarak burada gerçek güçlü kişi kendini belli eder." Her ne kadar 4508 yüzündeki morarmış ifadeyi görüp mutlu olsam da bunu belli etmedim.

Bir sürelik sessizliğin ardından hoca içeriye gelirken getirdiği üstü örtülü cismin üzerini açtı. Kendisiyle küçük bir kaktüs getirmişti. Kaktüsü masaya bıraktıktan sonra kendisi ayağa kalktı.

"Bakalım hafızası kuvvetli olan var mı. Size bir çiçeği soldurmayı, ya da herhangi bir bitkiyi öldürmeyi öğretmiştim. Bunu becerenler bugün dersten iyi bir puan ala bilirler." 

Yanlış Evren Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin