Ben annem sayesinde sosyal medyada azda olsa tanınan Zümrüt Meva Sacit. Evet daha öncede bahsettim ama tekrardan deyiniyorum. Ben askerlere aşığım. Onlarsız bir hayalim yok. Babam her zaman benim erkek olup asker olacağımı hayal etmisşama iste basına da ben gelmişim. Mutlu bir ailem var. Yeşil olan herşey ilgi alanımdır. Yemin ederim yeşil gözlü birini bulmazsam evlenemem diye sözlerimde var bulunmaktadır. Zaten ne zaman aile büyüklerinin yanına gitsek hemen evlendirmeye çalışıyorlar orası ap ayrı. Normalde sarışın bir kızım. Yani saçlarım doğal sarı değil tabii ki de ama. Gözlerimde kahverengiydi ama böyle en koyusundan. Ben her zaman kendimi gizleme taraftarıydım. Böyle mutlu oluyordum. Yani düşünüyordum.
Şuanda da bir askerden diğer askere koşmaktan pestilimiz çıkmıştı. Zaten aşırı fazla sıcaktı ve bu sıcak beni fazlası ile geriyordu. Açlıktan bayılmak üzereydik.
"Allah aşkına niye bitmiyor bu şey ya!" diye kendini yerlere atan Merve'ye baktım. Aynı fikirdeydik ve daha birkaç tane daha asker vardı. Hepsini gezmezsek duamız tutmaz diyr korkuyorduk.
Hilâl sevgilisi ile ayrı bir yerde takılıyordu. Ayağa kalkıp ilerlemeye devam ettik.
Onlar konuşmuyorlardı ancak poz falan veriyorlardı. Seslerini deli gibi merak ediyorduk ama işte ne yapalım.
Neredeyse hepsini bitirdikten sonra bir tane kalmıştı. Hızlıca onunda yanına gidip selam verdik.
İlk önce Merve'nin fotoğrafını çektim. Sonra ise ben geçtim ve biraz yaklaştım. Boyuma gelebilmek için biraz eğildi. Merve fotoğrafı çekmişti ama belimden tutan asker beni bırakmıyordu. Merve şaşırmıştı. Sadece Merve değil bende aynı şekilde.
"Bu kadar gizlemeni beklemiyordum." diye fısıldadı ve kollarını serbest bıraktı. Olayın şoku bana kal getirmişti. Merve yanıma geldi ve beni Hilallerin yanına doğru götürdü.
"Ne dedi sana oradaaaa!!!' diye bağırdı Merve. Ben hâlâ şoktaydım tabii de. "Bu kadar gizlemeni beklemiyordum, dedi." dedim.
"Ne demek istemiş o ya, saçma saçma?" diye sordu Hilal. Sevgilisi yanımızdan ayrılmıştı araba ayarlamak için. "Hiç bilmiyorum vallahi kızlar, hâlâ şoktayım zaten. " dedim.
Birkaç dakika sonra arabayı önümüze getirmişti. Bindik ve bizi evlerimize bıraktı.
Eve geldiğimde babam kapının önünde bekliyordu. Elinde bir kağıt vardı. Koşarak yanına gittim. Beni görünce kağıdı attı ve bana sarıldı. Ona karşılık verdim.
"Kapı çaldı postacı gelmiş o yüzden dışarıdaydım." dedi babam. Kafamı salladım ve içeri geçtim. "Kime gelmiş baba?" diye sordum. Babam da beni işaret etti. Şaşırdım. Zaten bugün şaşırmalara doyamıyordum orası ayrı.
Hemen üstüme rahat bir şeyler giyip mutfağa indim. Babamla birlikte annem gelrsiye kadar yemek hazırladık. Tam salona oturduk ve kapı çaldı.
"Hoşgeldin anne." diyerek içeri aldım annemi. Yorgun görünüyordu. Muhtemelen masayı görünce çok mutlu olacaktı.
"Hoşbulduk kızım, ben üzerime bir şeyler atayım sofrayı hazırlayalım." dedi annem. Babam da yanımıza geldi annemi yemek odasına götürdü.
"Ya siz ne yaptınız böyle, çok seviyorum sizi. Gelin buraya." dedi ve bize sarıldı. Hep birlikte yemeğe oturduk ve bugün olanlardan bahsettim. Özellikle askerle olan konuşmamızdan bahsettim.
"Vallahi şu konserden sonra oldu ne olduysa da ha." dedi babam. Aşırı haklıydı. "Ay kızımıza talipler mi geliyor ha, ne dersiniz?" dedi. 25 yaşımdaydım ama daha şuana kadar sadece 1 tane sevgilim oldu onunla da uzak mesafe yapamacağımız için ayrıldık. Şuan benim yaşımda olanlar hep evleniyordu. Of of hiç yapamam böyle şeyleri ben ya.
Sofrayı toparlayıp odama çıktım. Aklıma bana posta geldiği geldi. İlk önce kızlarla dedikodu yapacaktık onu sonra alırdım artık.
Bugünü biraz daha detaylı şekilde konuşup üstünden geçtik. Baskılı olduğumuz nokta askerdeydi. Full kamuflajlı olduğu için sadece maskesinin aktında çıkıntı yapan dudağını biliyorduk. O da bana bir şeyler dediği içindi. Aslında pek üzerinde durmak istemediğim bir konuydu.
"Kızlar bugün eve geldiğimde babam kapının önünde elinde bir kağıtla duruyordu." diye konuyu çevirdim. Kızlarda dikkatle beni dinlemeye başladı.
"Sonra babam kağıdı attı ve bana geldiği söyledi." dedim.
"Kimden gelmiş?" diye sordu Hilal.
"Kesin o konserdekinden geldi! Çok güzel bakmıştı sana!" dedi Merve.
"Bakmadım ya çok fazla merak etmiyorum. Yarın dayım gelecekmiş onunla bakarım sanırım." dedim.
"Hayır ya biz de merak ettik ama birazdan oku yarın dayınla yine okursun." dedi Merve. Onu onayladım ve telefonu kapattım.
Aşağıya inip kağıdı aldım. Annem şimdiden İzel ablayı aramış yemekleri anlatıyordu.
Odama çıktı ve kağıdı açtım:
A.Y'den 1994'e:
Bugün günlerden salı, 2020.
Acı kayıpların yakın 1994.
Sadece bilmeni istiyorum. Bu dünya sana sırtını mı döndü, bırak dönsün ben buradayım. Her zaman her şekilde. Umutma yeşillerin kızı, hayat sana hep gülecek gülmezse bile ben güldürürüm.
Gözlerimi senin gözlerinden başkası görmesin, yeşillerin kızı. Tanıyorum ben seni araştıracaksınız arkadaşlarınla şimdi beni. Güven bana seni senden tanıyorum. Tedirgin olma. Yatağında rahat yat. Senin ve senin gibiler için buradayız biz.
Kalbin kalbime her şey geçecek 1994.Annemin çığlığı ile kağıt elimden düştü.
❤️🩹
Biliyorummm çok süperim yarıda kesip kısacık bir bölüm yazdımmmm
İnstagram hesabımız birhappysarca
Edit fikirleri öneriiiinnnnnn