"Zümrüt!" diye aniden odaya daldı babam.
Babama bakıyordum. Gözlerim dolmuştu. Ne demek plandı. Dayım ne alakaydı. Hilal bunları nereden biliyordu.
''Baba!'' diyerek koştum yanına. Sıkıca sarıldım.
''Güzel kızım benim.'' dedi. Yavaşça ayrıldı benden.
''Neler oluyor baba?'' diye sordum.
''Bir şey olmuyor güzelim. Olsa bile sen daha küçücüksün.'' dedi.
''Baba ben anlayabiliyorum.'' dedim.
''Haftaya nişanını yapacağız. Gizli bir şekilde. Arjen'de seni alıp başka bir şehire götürecek. Tayinini oraya almışlar ekibiyle. Dilediğin zaman kızları yanına göndereceğiz. Kılık değiştirmen gerekecek Meva.'' dedi.
''Baba bu dediğin şeyleri kulağın duyuyor mu senin? Benim rızam olmadan neler yaptırdığının farkında mısın? Hiç tanımadığım birisiyle yüzük taktırdın. Haftaya nişan yapacağız diyorsun. Başka şehir diyorsun hadi bunları geçtim kılık değiştirmen gerekecek diyorsun. Ben hiçbirini de onaylamıyorum. Ben Yalım'ı tanımıyorum.'' dedim.
''Ben Arjen'i tanıyorum ama. Seni üzmeyeceğini, kırmayacağını biliyorum. Seni ona emanet edeceğim. Neler olduğunu ise çok daha sonrasında öğreneceksin.'' dedi ve odadan çıktı.
Uzun süre ayakta öylece bekledim. Anlam veremiyordum.
Telefonumu yerden aldım. Kızları arayıp her şeyi anlattım. Onlar ise tepki vermemekle yetindiler. Yarın dışarı çıkıp alışveriş yapalım deyip konuyu kapattılar.
Yatağa uzandım ve başıma gelen şeyleri düşünmeye başladım.
...
Sabah alelacele kalktım ve hazırlandım. Kızlar 1 saat boyunca kapıda benim uyanmamı beklemişler.
''Günaydın Züm. Hazır mısın?'' diye sordu Hilal.
''Günaydın. Hayır hazır değilim. Ölmek istiyorum. Ve siz beni anlamıyorsunuz.'' dedim.
''Züm bana bak. Tabii ki de seni anlıyoruz. Sadece konuyu üstelemiyoruz. Eğer üstelersek hepimiz üzüleceğiz. Hem şöyle düşün. Belki de bu değişim sana gerçekten çok iyi gelecek ve sen yeniden aşık olacaksın. Dün Hilal'in söylediği şeyler de gerçekten doğru mu bilemeyiz. Çünkü Arjen sana aşıkmış gibi bakıyor. Ve kızım hayallerindeki gibi bir adam. Yemyeşil gözleri var ve asker. Daha ne ister ki bir insan. Biz sadece senin iyiliğini istiyoruz mesela. Çünkü bunu hak ediyorsun.'' diye ilk defa bu kadar uzun konuştu Merve.
Sadece onlara baktım.
Ben yeniden aşık olmak istemiyordum. Sevilmek de istemiyordum.
"Kapısı üst üste kilitlenmiş bir odaya girmek zordur." dedim. Hilal Merve'ye baktı. Derin bir iç çekip yürümeye başladım.
Saatlerce gezdik. Ama hiçbir mağazaya girmedim. İstemiyordum. Değişmek. Gitmek. Tanımak. Yabancı geliyordu bunlar bana. Kalp kırıklığı gibi. Bir anlık hata gibiydi.
Evlilik bana fazlaydı. Ben bir kere hayal kurmuştum ve asla tekrarı olmayacaktı.
Evlere dağıldık. Tek bir kelime etmemiştim. Beni anlamak istemiyorlardı.
Odama çıktım. Hemen üzerimi değiştirip yatağa uzandım.
Tüm gece yattım ve tavanı izledim. Hiçbir şey düşünmedim. Aklımı da kaybetmek istemiyordum.
...
Telefonuma art arda gelen bildirim sesleriyle gözlerimi açtım.
Gruptan konuşmalar vardı. Mesajları okumadan aradım.
''Sonunda uyanabildin Züm.'' dedi Hilal.
''Neler oluyor?'' diye sordum.
''EVLİLİK TEKLİFİ EDECEKMİŞ SANA!'' dedi Merve bağırarak.
''NE!'' diye bende bağırdım.
''Size geliyoruz.'' dedi Hilal.
Bende hemen kapattım. Bayılsam mı ne yapsam?
Kapıdan babam girince ona ne olur pişman ol der gibi baktım. Gram pişmanlık yoktu gözlerinde.
''Sana vermem gereken bir mektup var Meva'm'' dedi. Elinden hemen aldım ve odadan çıkmasını söyledim.
''Güzel Meva'm. Bunu okuyorsan eğer ben artık aranızda değilimdir ve sen evleniyorsundur. Ben şuan hayatta olsam buna izin vermezdim. Ama ben artık yokum ve senin evlenmen lazım. Ne kadar sana bunları anlatmak istesem de yapamıyorum. Bir kere yemin ettik. Arjen Yalım Sönmez. Senin evleneceğin kişi. Sana bunu ailen hiçbir zaman söylemeyecekti belki ama. 1994.
O yıl bir parkta. Ona çarptın. Senden gizlenmeni istedi. Sen farklı anlayıp bedenini gizledin. Seni takip etti. Aynı yerlerde görev yapıyorduk. Benim seninle olan ilişkimi bilmiyordu. Seni bana anlatıyordu. Ve ben o zaman fark ettim biz tanımıyormuşuz seni. Öyle güzel anlatıyordu ki, tamam dedim bu. Bu benim yeğenim için en iyi kişi. Seni senden tanıyan, hatta daha da iyi tanıyan biri.
Sonra bende ona kendimi tanıttım. Asla çekinmedi. Aramızda söz verdik. Ben gidersem seni alıp ailenden koruyacak. Zaten seviyordu seni bahaneside bu olurdu. Sen istemiyorsundur kesin. İnatlaşıyorsundur.
Babandan uzak durman için bunu yapman lazım Meva. Sana söz veriyorum öğreneceksin. Benden öğrenmeni isterdim. Ama bu benim görevim hiç değil. Anneni koruyamadım. Kalbini dinledi. Yalvardım ona. 'Abla ne olursun beynini dinle' diye. O ise ben ruhumla ona bağlanmışım beynim bile ruhuma esir düşmüş dedi. Susturdu beni.
Ben de ablamın biricik kızı için her şeyi yapmaya yemin ettim.
Hem sen isminin anlamını biliyor musun? Neden Arjen sana yeşillerin kızı diyor biliyor musun? Zümrüt: değerli taş, yeşil renkte olan. Meva: sevilen, sığınacak yer, yuva.
En karanlık gecedeki tek aydınlığım benim. Sen bana güven. Hem ben senin üzülmene izin verir miyim hiç? Sen benim Mucize Meleğimsin.'' haykırarak ağlamaya başladım.
🖤
A
AAAAYYYY SELLAAAMMM CANLARİİİİMMMM
çok özledim ya.güzel güzel geçsin günleriniiiizzzz
soru cevap da yapalım mı
Seviyoeum siziiiii