Üçüncü Bölüm

30 2 0
                                    

Üçüncü Bölüm: Dalgaları Duymak

"Yangyang, dur. Sarhoşsun-"

Daha fazla konuşmasına izin vermeden sertçe arabaya yasladığı koyu saçlı sörfçü çocuğun dudaklarına uzandı Yangyang. Onu eve götürmeyi kabul ettiğinde içinde harlanan hissiyatı durduramamış, kapıdan çıktıkları gibi yakasından tutup duvara yaslamış ve sertçe öpmeye başlamıştı. Kunhang ise onu zaman zaman durdurmaya çalışsa da tattığı dudaklar oldukça hoşuna gittiği için sessiz kalmıştı.

Başını yana yatırıp dilini ağzının içine yollamıştı Yangyang büyük bir istekle. Mırıltıları çoğalırken arabaya yasladığı bedenin kucağına çıkmaya çalışıyor, ancak dengesini sağlayamadığı için sadece tek bacağını atıp beline sarabiliyordu. Kunhang düşmesin diye onun bacağını kavrayıp kendi beline yaslarken zar zor dudaklarından ayrılıp nefes nefese konuşmaya çalıştı. "Yangyang..."

"Çok konuşuyorsun sörfçü çocuk, kes sesini." Elini dudaklarına kapatıp parmak uçlarında kalkarak yüzüne doğru uzandı. "Sadece seni öpmek istiyorum, neden susup sadece istediğimi yapmıyorsun?" Yayvan bir tavırla konuşmayı sürdürürken karşısındaki adamın parlayan koyu gözlerine bakmak onu daha hoş hissettiriyordu. "Çünkü sarhoşsun ve sonradan pişman olacağın bir şeyi yapmanı istemem." Yavaşça çenesini kavrayıp yüzüne bakmasını sağladı Kunhang, bakışlarındaki boşluğu dahi görebiliyordu. "Kimim ben, biliyor musun?"

"Biliyorum işte! Ukala piç, sörfçü çocuk." Yangyang dudaklarını büzüp çapladığı yakalarını bıraktı ve sinirle soluyup geri çekildi. Onu sürekli durdurması hoşuna gitmemişti, hafiften kafası yerinde olmasa da hiçbir şey hatırlayamayacak türden değildi. Ani istekleriyle ona çekilmişti, kendi bundan fazlaca memnundu ancak karşısındaki ukala sörfçünün bunu düşündüğünü sanmıyordu artık. "İstemiyorsan söylemen yeterli."

Kunhang derin bir nefes çekti karşısındaki motorcunun çocuksu tavırlarına karşılık. Ondan uzaklaşmaya çalışsa da belini yakalayıp buna engel olduğu için daha çok çırpınıyordu Yangyang. "Bırak beni, kendim giderim ben evime!" Bu halleri her ne kadar sinir bozucu olsa da Kunhang'ın hoşuna gitmediğini söylemesi koca bir yalan olurdu. Öptüğü ilk andan beri vücudunun her bir zerresiyle onu istese de doğru olanı yapmaya çalışıyordu.

"Yangyang," dedi daha fazla onun söylenmelerine katlanamayarak. Kendi de onu delicesine istiyordu, öpücükleri dahi onu kendine çekmeye yetmişti. Çenesini yavaşça kavradı ve kendine çekip dudaklarına bir öpücük verdi. Bununla birlikte Yangyang konuşmayı bırakmış, Kunhang'ın keskin hatlı yüzünde bakışlarını dolandırmaya başlamıştı. "seni kendi evime getirdim, bir yere gitmeyeceksin." Yangyang hala öpücüğünün etkisinde olduğundan sebep öylece gözlerine bakıp başını salladı. Ellerini boynunun iki yanına tırmandırdı ardından gevşekçe gülerek. "Beni daha çok öpecek misin peki?"

Cevabını beklemeden karşısındaki çocuğun dudaklarına tekrar kapandıktan sonra Kunhang'ın anahtarı çıkarmasına fırsat vermeden kapıya itip parmak uçlarına kalktı ve daha çok bastırdı yüzünü onun yüzüne. Dudakları arasında kulaklarını dolduran öpücük sesleri başını döndürüyor gibiydi, gözlerini sıkıca kapamıştı bu yüzden kendini karşısındaki Kunhang'ın kollarına bırakmak üzere. O ise ellerini beline dolayarak yerlerini değiştirdi ve onu öpmeyi sürdürürken bir yandan anahtarla kapıyı açmayı başarmıştı.

Dudakları birbirinden asla ayrılmıyor, ayrılsa da saniyeler ardından tekrar birleşiyordu. Yangyang onun kollarında olma hissini çok sevdiğinden mi, belki de sarhoş olduğu için, bilemese de bir an olsun oradan ayrılmak istemiyordu. Kunhang'ın odası olduğunu tahmin ettiği yere onun kucağında vardığında kucağından inip omuzlarından tuttu ve sertçe yatağa ittikten sonra tişörtünü çıkardığı gibi odanın bir köşesiyle buluşmasına izin verdi.

"Yangyang, fazla ileri gitmeyeceğim." Kunhang'ın sözünü dinlemeden onun tişörtünü de çıkardığında bacaklarını iki yanına yerleştirip kucağına çıktı Yangyang. Omuzlarından tutup yatağa yasladı ve dudaklarına eğilip fısıldayarak konuştu. "Gitmek istediğin yere kadar götüremez misin beni?"

Kunhang derin bir nefes çekti, karşısındaki güzelliğe daha fazla hayır diyemeyecek gibiydi. Başını onaylar anlamda salladı yakından gördükçe güzel bulduğu gözlerine bakarak. "Seni en güzel alyeskalara götüreceğim, ama derinlere gitmeyeceğim Yangyang." Beklemeden karşısındaki kucağında minicik kalan bedenin boynuna uzandı ve yavaş yavaş iz bırakacak öpücükler dizmeye başladı. Yangyang bir elini yatak başlığına yasladı, diğeriniyse onun saçlarına daldırdı ve kucağında yavaş yavaş ona sürtünürken ufak iniltiler bıraktı başka kimsenin duymasını isteniyormuş gibi.

"Sörfçü çocuk... Bunu çok sevdim, devam et lütfen." Onun gerdanında dolanan ıslak öpücüklerini hissettikçe karnı zevkle içeri gömülüyor, kucağında daha fazlası için kıvranıyordu dokunuşlarının arasında. "B-bekle." Kelimeleri zar zor dudaklarında toplayan Yangyang geri çekildi ve uzanıp öpücüklerin aynısını onun kaslı bedenine dokundurmaya başladı. Gittikçe güneylerine kayıyor, karşısındaki sörfçü çocuğun boğuk iniltileri kulaklarına doldukça daha fazlasını istercesine dudakları arasına çekip sertçe emiyordu.

Kunhang daha fazla dayanamayıp onu kendine çekti ve hızla ağırlığını üstüne verip altına aldı. Yangyang onun yatağındaki yumuşak hisse karşılık mırıldanarak kollarını boynuna doladı. "Tüm gece dokunsan bana?" İhtiyaçla söylediği her cümle Kunhang'ın kafasına bir mermi gibi çarpıyordu. Yüzüne bakıp uzandı ve nazikçe alnına bir öpücük bıraktı. "Tüm gece kollarımda olacaksın, söz veriyorum." Onu bu naziklik gerçekten de ikna etmişti, çünkü yüzüne bakıp masumca gülümsedi Yangyang. "Tamam, daha fazlasını istemiyorum. Sadece benimle uyu."

Kunhang bu ani değişime şaşırsa da ses etmeden yanına uzanmıştı. Daha öncesinde atıştığı çocuk şimdi kolları arasında böyle şeyler istiyordu ondan, ve bu da bir hayli hoşuna gidiyordu. "Peki," dedi kendince gülümseyerek. "uyuyacağım."

Yanına yattığı gibi kolunun altına giren Yangyang göğsüne uzanıp dudaklarını büzerek parmağını onun göğsünde gezdirmeye başladı. "Ben dalga sesi dinleyerek uyumayı çok severim." dedi dışarıdaki denizi başıyla işaret ederek. "Bir de, martı sesi yapar mısın?"

Sevimli ve bir o kadar komik isteği karşısında Kunhang kıkırdayarak ona baktı. Şu an hissettiği büyük karmaşa onu kolları arasındaki bedene daha büyük bir ilgiyle çekmişti. İstediği gibi yaptığında Yangyang bir çocuk edasıyla kıkırdadı ve yavaşça omzuna vurdu. "Tamam tamam, yapma. Hiç sevmedim." Kunhang yavaş bir gülümseme büyüttü dudaklarında. "Nasıl istersen."

"Siz sörfçü çocuklar dalgaları duymazsınız sanıyordum. İçerisinde yaşadığın şeyin farkında olmazsın ya, o manada." Kunhang kapalı gözlerle konuşan motorcuyu dinleyip saçlarını okşadı. "Herkes ne duymak istiyorsa onu duyar, şimdi uyu hadi."

Neden bilmiyordu ama, o ana kadar sinir küpü olduğunu düşündüğü bu motorcu ona en bilinçsiz anında dahi şirin gelmeyi başarmıştı.

love surf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin