Beşinci Bölüm

28 4 0
                                    

Beşinci Bölüm: Dalgalara Nefesini Bırak

"Kunhang, dur!" Kahkahaları uçsuz bucaksız uzanan denizde yankılanıyordu Yangyang'ın. Karanlık sularda yüzmekten endişe etmeden atmıştı kendini Kunhang'ın yanına. Şimdi de sörf tahtasında bazen yatıyor, bazen de Kunhang'ın yanına yüzmeye iniyordu. Kunhang suyun altında ince belinden yakaladığı Yangyang'ı kendine çekti ve gülümsedi her zamanki o Yangyang'ın ukala bulduğu ifadesiyle. "Neden?"

Yangyang öksürmeyi bırakıp ıslak saçlarını geri itti, gece ışığının ne kadar hoş bir şekilde onun teninde aydınlandığına bakıyordu. "Boğazıma su kaçtı çünkü senin yüzünden." Omuzlarındaki su damlalarını ellerini sürterek bedenine yaydığında kıkırdayarak yüzüne baktı. İçindeki karmaşık duygular göğüs kafesini zorluyormuş gibi hissettirse de bu kadar yakından gözlerine bakıyor olma fikrini sevmişti Yangyang.

"İyi bir sörfçü olmak istiyorsan dalgaları yutmalısın." dedi Kunhang kısık bir tonla, sanki etrafta olmasa da başka kimsenin duymasını istemiyordu söylediklerini. Yangyang başını geri atarak güldü. "Sörfçü olmak istediğimi sana kim söyledi, sörfçü çocuk?" Ellerini yavaşça ensesine götürüp orada birleştirmişti cevabı için beklerken. Hendery onu kucaklayıp sörf tahtasına oturmasına yardımcı olduktan sonra bacakları arasına girerek konuşmaya başladı.

"Dalgaları izleyen gözlerin, bunu her zaman söylüyor. Sizdeki eğlendiği ortamlardan memnun değilsin, yarışları sevmiyorsun. Bir de, şu an onların buluşmasını ekip benimle yüzmeye ve sörf yapmaya geldin." Yangyang kucağına başını koyan sörfçü çocuğa sezdirmese de kafası bayağı karışmıştı bu söyledikleri sebebiyle. "Ne o, sizin tarafınızda mı olmamı istiyorsun?"

"Seçim senin, sadece sevdiğin yeri görmeni sağlıyorum." Yangyang'ın kaşları çatıldı, aralarında sahil bölgesi tartışmaları dışında sert bir çizgi dahi olmayan iki tarafı bu kadar düşündürmesine neden olduğu için ona kızmıştı. Bacaklarını hafifçe hareket ettirerek sörf tahtasının ondan uzaklaşmasına neden olsa da o da yüzerek tekrar yanına yaklaşmış, ancak bu sefer bacakları arasına değil de yanına geçerek tutunmuştu. Cevapsızlığına karşılık o da sessizliğe bürünmüştü, Yangyang'dan farklı olarak tek yaptığı şey bunu bozmasıydı. "Kızdın mı?"

Yangyang bir şey demeden omuz silkti. "Bunları söyleyecek kadar yakınımda değilsin, fikirlerini kendine saklasan iyi olur." Alyeskaların kıyıya varma sesleri sessizliklerini bir çarşaf edasıyla örterken Yangyang aralarına koca bir duvar örmüş gibi hissediyordu bu yaptığıyla. "Peki, üzgünüm."

Ne yazık ki kelimelerin alamayacağı bir kötü hissiyat çoktan kaplamıştı Yangyang'ın içini. Huysuz bir çocuk gibi suyla oynamaya başladı. "Sanırım eve gideceğim." dedi dudaklarını büzerek. Hissiyatlarına dönmesine neden olan her şeyden kaçmak istemişti sadece o an. Başını eğdi ve Kunhang'ın yüzüne bakmamaya çalıştı. "Üzerine alınma, sadece bu şekilde sana kişisel olarak bir yanlış yapmak istemem."

Sörf tahtasından dikkatle inen Yangyang'ı izlerken kötü hissetmişti onun bu şekilde kaçmasına neden olduğu için. Aksine onu daha çok tanımak istediğinden bu şekilde konuşmuştu, hikayesini ve gerçekten olduğu yeri sevip sevmediğini öğrenmek için. "Yangyang..."

Yangyang bir şey demeden kıyıya yüzüp sudan çıktı, kendine yüzeceklerini bilmediği için hiçbir şey getirmemişti. Bir tek hevesle bir kenara fırlattığı ceketini vardı, onu da alıp sırtına asmış ve yürümeye başladı. Derin nefesler alıyor, ıslak yüzünden akan damlalara gözyaşları karışmasın diye dudaklarını birbirine bastırarak kendini tutmaya çalışıyordu.

Kunhang'sa peşinden hızlıca sudan çıktı ve tahtayı bir kenara fırlatıp kaptığı havluyla peşinden koşmaya başladı. Her şeyi mahvetmiş olduğu hissiyle kavruluyor, yüzüne bakamayacak gibi hissetse de buna karşı gelmeye çalışıyordu. "Yangyang, dur!" diye seslendi durmayacağını düşünerek. Ancak beklediğinin aksine Yangyang duraksadı, derin bir nefes çekip arkasını döndü ve yaşlı gözlerle ona bakmaya başladı.

Kunhang onu bu kadar incitecek bir durum olduğunu düşünmemişti, bunu yaptığı içinse kendine fazla kızıyordu bir yandan. "Özür dilerim, gerçekten özür dilerim..." Onu havluya beklemeden sardı ve kurulamaya başladı. Saçlarında yavaş yavaş gezdirirken havluyu, Yangyang öylece durup bekliyordu. "Kunhang..."

Kunhang dudaklarından kendi adını duymayı beklemiyor olacaktı ki anında yüzüne çıkardı hüzünlü bakışlarını. Onun dolu gözlerine baktı bir şey söyleyemeden, zaten Yangyang cümlesini çoktan tamamlamıştı; onun konuşmasını beklemedi. "Sorun değil, sadece sonra, lütfen... Böyle görünmek istemiyorum."

Kunhang'ın kafası karışmıştı bu söylediklerine karşı. "Nasıl?.." Yangyang derin bir nefes çekti, onu da paniğe sürüklemesine karşılık dayanamayıp bakışlarını kaçırdı ve burukça gülüp cümlesini düzeltti. "Sana, sana böyle görünmek istemiyorum." Kunhang her ne kadar ikisi için kötü hissetmediğinden dolayı sevinse de o böyle hissettiği için o da buruktu.

"Peki, seni rahat bırakacağım." dedi bir adım geri atarak. Ondan haber bekleyeceğini biliyordu Yangyang. O yüzden havlusuna iyice sarındı ve ona baktı. "Merak etme, kaçıp gitmeyeceğim." Gözlerinden akan yaşı silerek güldü ve uzanıp yanağına bir öpücük bıraktı Kunhang'ın. "Şimdilik hoşça kal."

Kunhang yanağına aldığı nazik öpücüğe karşılık yumuşak hislerle dolarken ona bakıp hafifçe gülümsedi, şaşkındı biraz. "Hoşça kal, Yangyang." Söylediğini kendi dahi zar zor duymuştu. Yangyang'sa duymamış gibi davranarak arkasını dönmüş ve bu sefer gözyaşlarını silmeden yürümeye başlamıştı.

love surf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin