14

901 118 45
                                    

kim seungmin's pov.

gözlerimi hafifçe araladığımda sevgilimin hâlâ burda olduğunu düşünmüştüm. sıkıca tuttuğu elim boştaydı şimdi. bir an changbin'i görüp sarılarak uyuduğumuzu rüya sanmıştım ama changbin'in ofisinde olduğuma göre rüya değildi. peki benim sevgilim nerdeydi?

gözlerimi ovuşturarak ayağa kalktım. büyük camdan dışarı izlemeye başladım. kapı açıldığında içeri giren sevgilime sarıldım koşarak. "bebeğim, ne zaman uyandın?" dedi elini belime yerleştirirken. "5 dakika falan olmuştur." dedim elini tutarken. dün yaşadığım korkudan sonra onu hiç bırakmak istemiyordum. "sen nereye gittin? yanımdan ayrılmayacağını söylemiştin." dedim dudak büzerek. elindeki poşeti gösterip gülümsedi. "istediğin pastayı aldım."

"dün yaşadığım korkudan sonra canım hiç istemedi biliyor musun?" dedim gülerek. "yine de biraz ye. sonra yemeğe götürürüm seni olur mu?" dedi yanağımı öperek. "hm hm." diyerek sandalyesine oturdum ve poşetten pastayı çıkarıp yemeye başladım."sevgilin alınca tadı bir ayrı oluyor." dediğimde gülüp saçlarımı karıştırdı. "şirket şeyi ne oldu? hallettiniz mi?" diye sordum.

"hepsini kazanamasak da çoğunu kazandık." dediğinde kafamı salladım. kapı çaldı ve changbin'in gir demesiyle mina girdi içeri. istemsizce gözlerimi devirdim. "buyurun changbin bey, kahveniz. yorulmuşsunuzdur geceden beri." diyerek kahveyi masaya bıraktı. bu şıllık geceden beri burda mıydı yani? "siz bir şey ister misiniz seungmin bey?" dedi bıkkınlıkla. saçlarına yapışıp yolmak istedim, evet. "meyve suyu." dedim gözlerimi kısarak.

"meyve suyu yok maalesef." dedi yapmacık gülümsemesiyle. "söyle birine gidip alsın o zaman. seungmin benim sevgilim ve bir şey istediğinde ikiletmeyeceksiniz onu." diyen sevgilime aşırı derecede yükselmiştim. "peki efendim." diyerek çıktı. bense gülümseyerek sevgilimin yanına gittim ve dizine oturdum. "ikiletmeyecekler mi beni?" diye sordum tatlı bir ses tonuyla. "ikiletmeyecekler tabii. sen benim bebeğimsin, istediğin her şeyi yapacağım ve yaptıracağım."

"geceden beri seninle mi peki?" diye sordum. "bu konuları kapatmamış mıydık?" diye sordu bıkkınca. "yok ya ben şey için sordum.. şey, yazık kıza geceden beri uyumadıysa gitsin dinlensin." yalan söyleyemediğim çok belli oluyor mu? "inanmış gibi yaparım bebeğim." dediğinde omuz silktim. "merak ettim sadece." saçımı gözümün önünden çekti. "sana bir şey demiyorum sevgilim, demem de zaten. sadece bu konu beni o kadar baydı ki."

"bir daha bu konuyu açmamak adına susuyorum." dedim ve yanağına bir öpücük bıraktım. "ben bir lavaboya gideyim." kafasını salladı. "sonra meyve suyunu içersin dışarı çıkarız." dediğinde, "peki." dedim son harfi uzatarak. odadan çıkmışken mina'yla temizlik odasında konuştuğumuz gün düşürdüğüm bileklik geldi aklıma. hiçbir yerde yoktu ve bakmadığım tek yer orasıydı.

içeri girip bakınmaya başladım ama ortalıkta gözükmüyordu. jisung'un bana doğum günümde aldığı bir bileklikte ve çok değerliydi benim için. bulamadığımda oflayarak dışarı çıktım. gördüğüm temizlikçinin yanına koştum hemen. "pardon, temizlik odasında bir bileklik buldunuz mu hiç?" diye sordum. "üzgünüm bay kim, iki gün önce temizledim ama yoktu." onaylayarak ayrıldım ordan.

tuvalete girip sevgilimin odasına döndüm. masadaki meyve suyunu içtim ve dışarı çıkıp changbin'in arabasına bindik.

*

"ne alırdınız efendim?"

"salata alayım ben." dediğim sırada changbin, "hayır." dedi ve ne oldu dercesine baktım ona. "zaten zayıfsın ve miniciksin, düzgün şeyler ye." dedi ciddiyetle. "ama aç değilim." dedim dudak büzerek. "olmaz." diyerek garsona birkaç yemek söylemeye başladı.

"ya changbin nasıl yiyeceğiz o kadar yemeği?" diye sordum garson gidince. "yeriz bir tanem ne olacak? en çok da senin yemen lazım çok zayıfsın." dediğimde kollarımı göğsümde birleştirdim. bir süre sonra yemek geldiğinde sohbet ederek yemeye başladım. "sevgilim, minho ile jisung'un neden tartıştığını biliyor musun?" diye sordum. "aslında hayır. minho'ya yarasını deşmemek adına sormadım. ama çok üzülüyor." dediğinde dudak büzdüm. "nerden çıktı bu soru?"

"bu sabah beni jisung getirmişti şirkete. çıkarken minho'yla karşılaştılar. minho ona özlemle bakıyordu ama jisung umursamadı." dedim. "karışmamak en iyisi. umarım yakında çözerler çünkü birbirlerini sevdiklerine inanıyorum." dedi changbin. kafamı sallayarak onayladım onu.

yemek bitince changbin'in arabasına ilerledik. evime geldiğimizde yanağıma öpücük bıraktı. "görüşürüz bebeğim." dedi gülümseyerek. "gitme." diyebildim yalnızca. "neden?"

"dün çok korktum sen gelmeyince. bu geceyi beraber geçirelim bari, olur mu?" dedim dudak büzerek. "olur tabii ki bebeğim. ama benim evime gidelim bugün. dosyalarımı falan bırakırım, özlemişsindir hem." gülümsedim hemen. "olur, gitmiyorduk baya."

arabayı yeniden çalıştırdı ve kendi evine sürmeye başladı.

—-

seungmin aklımızdaki soruyu sordun

ay 80 takipci olmusuzz☹️❤️ tesekkür ediyorum hepinize öptüm yanaklarınızdan🍓🐱

enhypen yazsam okur musunuz...

genclik sizinle simdi bir anlasma yapalim. okuyan herkes oy versin gozumuz 50-60 oy ve fazlasini gorsun ne dersiniz bence super fikir. o kadar oy gelmezse bolumu atmiyom hadi bay

hesabimin eski ismi madmaxinhere'ydi sizce hangisi guzel ona doneyim mi bu mu???

yildiza basip yorum yapmayi unutmayin💓

gorusurzz

baby girl and big boy, seungbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin