17

760 124 49
                                    

kim seungmin's pov.

gergince parmağımı bacağımda ritim tutturdum. changbin son günlerde bana soğuk ve kısa cevaplar vermişti, üstelik ona en son yazışımda moralinin bozuk olduğu belliydi. bana zaman ayırmasa bile konuşacaktım onunla. yüzüme bakmasa bile soracaktım.

sürekli gitmesem mi diye düşündüğüm için saat geç olmuştu, hava karanlıktı. taksiciye parayı ödeyip indim. girişe adımlayacaktım ki onu gördüm. kötü gözüküyordu ve ah, mina'nın onun koluna girmiş gülüyor oluşu kalbimi en derininden yaralamıştı.

changbin de güldüğünde gözlerimin dolduğunu fark etmiştim. bana 5 dakika bile ayıramıyorken şirketten mina ile çıkıyordu. nefes alamadığımı hissediyordum. elimi yakama götürüp çekiştirdim. sonra göz göze geldik onunla.

gülümsemesi soldu, yüzü donuklaştı. bakışlarım mina ile changbin arasında gidip geliyordu. mina changbin'in baktığı tarafa -bana- döndü. tepkisizce bakıyordu. arkamı dönüp taksi bakınmaya başladım. lanet yerde sarı hiçbir araba yoktu. birinin koluma dokunduğunu hissettim. "seungmin-"

"sus!" onu ittirdim zorla. yapılı bedenini hiçbir şekilde itemeyeceğimi biliyordum, kendi çekilmişti bu yüzden. "sen," konuşamıyordum. akan gözyaşlarım ve boğazımda hissettiğim yumru buna engel oluyordu. "yanlış anladın." sesli bir şekilde güldüm.

"aynen changbin. bana ayıracak 5 dakikan bile yok ama asistanınla kol kola şirketten gülüşerek çıkabilirsin. elbette." sinirle uzaklaşıp taksi bakınmaya başladım. hâlâ yoktu ve beni kolumdan tutan changbin'le konuşmak istemiyordum. hızlı adımlarla yürümeye başladım. peşimden geliyordu. "gelme." dedim sinirle. "dinler misin beni?"

"dinlemeden bir yere varamazsın." ona döndüm. "dalga geçiyorsun değil mi? sizi gördüm changbin. kol kolaydınız, gülüyordunuz. hiç de yoğun gibi değildin. başkalarına ayıracak 5 dakikan varmış demek ki." yeniden yürümeye başladım. "açıklamam var, sadece di-"

"ne oluyor?" tanıdık siyah arabanın camı tamamen açıktı. minho sürücü koltuğunda oturuyordu ve bakışları ikimizin arasında gidip geliyordu. "b-beni bırakabilir misin?" arkamdaki changbin'e kısa bir bakış atıp kafasını salladı. koltuğa oturup kemerimi taktığımda changbin'e bakmıyordum, bakamıyordum.

uzaklaştığımızda içimi çektim. "iyi misin? tartıştınız mı?" minho kısa bir süreliğine bana döndü. yeniden önüne dönerken cevapladım onu. "evet." kırmızı ışıkta durduğumuzda arabanın torpidosunu açıp mendil uzattı. alıp yanaklarımı sildim. "karışmak istemiyorum ama anlatabilirsin."

"bana meşgulüm diyip durdu. şirkete gidersem zaman ayıramazmış, öyle söyledi. ben de konuşmak için gittim yine de. mina onun koluna girmişti ve gülüyorlardı." alayla güldüm. "iyi ama changbin," sustu. merakla baktım ona, cümlesini tamamlaması için. "ne oldu minho?"

"kendisinin söylemesi daha doğru." sinirle ona baktım. "şaka mı bu? söylesene." derin bir nefes aldı. "konu beni ilgilendirmiyor. changbin'le alakalı, söyleyemem bu yüzden." onu suçlayamazdım. aksine bu davranışı iyi bir arkadaş olduğunu gösteriyordu. "nereye götüreyim seni?" kollarımı göğsümde birleştirdim. "jisung'un evine, adresi biliyorsun değil mi?" kafasını salladı.

jisung dediğimde gözlerinde geçen kırgınlığı görmüştüm. "aranızda ne oldu?" beklemiyor gibiydi. "ben de bilmiyorum." şaşkında baktım ona. "her şey iyiyken birden bana karşı nefret kapladı içini. bana tahammül edememeye başladı ve sebebini her sorduğumda," içini çekti. "biliyorsun diyerek geçiştirdi."

"onunla konuş minho. sana değer verdiğini biliyorum, bu sorunu halledip güzel bir ilişki yaşayabilirsiniz. bunu söylemek bana düşmez ama birbirinize karşı boş olmadığınız belli." arabadan inerken beni izledi. "teşekkür ederim." diyerek tebessüm ettim. arkamı dönüp ilerledim ve jisung'un kapısını çaldım. minho muhtemelen onu görmek için hâlâ bekliyordu.

jisung siyah şortu ve ona bol gelen beyaz tişörtüyle kapıyı açtığında oldukça şaşkındı. beni kızarık gözlerle bu halde gördüğü için mi yoksa minho'yu gördüğü için mi bilemedim.

—-

1 haftada ulastigimiz oy sayisina bir gunde ulastik bu kadar mi kaos istiyordunuz daha once soyleseydiniz ya

kiramadim sizi iki gun ust uste bolum attim❤️‍🔥 ama daha da kaos yarattigim icin diger bolumu bekliyor olmalisiniz ve bana sovebilirsiniz🤔 bu bolum 60-70 oy olursa (hatta gecerse😓) diger bolumu hemencecik atacagim

yildiza basip yorum yapmayi unutmayin💓

gorusurzz

baby girl and big boy, seungbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin