Bölüm 1: Sen Aslında Kimsin?

25 2 0
                                    

Hepinize merhaba!

Her ne olursa olsun şu an benim için büyük ama belki de sizin için küçük bir kitlem var. Ama olsun, bölüm attıkça sayımızın çoğalacağına kalpten inanıyorum. Benim için en ufak şeyin bile büyük bir anlamı vardır ve şu an sadece 12 kişiyiz. Ama bu benim gözümde o kadar değerli ki...

 Tabiki çok ünlü wattpad yazarları gibi 1 bölüm attığı zaman milyonlarca okunmayı beklemiyorum çünkü onlar yıllarca bu iş için çaba gösteren insanlar, her biri benim gibi ilk başta 1 takipçileri bile yoktu. Ama hiç bir zaman pes etmeyerek başladıkları yoldan geri dönmediler. Bu yazıyı sanırım kitlem büyürse bile silmeyeceğim çünkü bu size ithafen çok bana yazılmış gibi hissettim. Her neyse...

O zaman hadi başlayalım!

                                💖KEYİFLİ OKUMALAR!💖

                           BÖLÜM 1:ASLINDA SEN KİMSİN? 

''Sevmek doğru kelime değil. Birisine aşık olmak yeterli değil. Veya birisini canından çok sevmek doğru değil. Bir doğru yok aslında ortada. Herkesin kendi doğrusu, kendi yanlışı var. Doğruya ve yanlışa göre hareket etmek ise hem zekice hem de aptalca." 

Herkesin sevme biçimi farklı. Bize düşen ise karşımızdakinin sevme biçimini anlayıp onun doğrularını kabullenmekti.

"Kimisi canından çok sever, kimisi onunla yemek yapar, kimisi ise söyleyemediklerini somut bir şekilde belirtir. Ama bir şekilde belirtir.''

Benim doğrum ise bunların yanlış olduğu düşüncesiydi. Belki yanlıştı, ama benim doğrumdu.

''Kafam karışmaya fazla müsait. Senin kurduğun cümlelerden hiç bir halt anlamıyorum. Ne konuştun öyle.''

Dilimi yavaşça sinir bir şekilde ağzımın içinde dolandırdım ve gözlerimi devirircesine yan berjerimdeki şahsa çevirdim. "Sana söylemiştim. Ben aşk tavsiyesi alınacak son kişiyim. Ama yok! Ben kendime fazla yükleniyorum. Siz iki salak aşk kavramının derinliğini bilmiyorsunuz ki ben size aşk tavsiyesi vereyim?"

O benim yerime gözlerini devirdi. "Git ve benden uzakta bir yerde yaşa aşkını. O da her ne kadar aşk denirse. Sözde kafa dinlemeye geldim buraya."

Berre benim arkadaşım diyemeyeceğim kadar bana uzaktı. Kızı sevmiyordum ama bazen 'öylesine ziyaret edeyim dedim.' bahanesiyle benden para koparıyordu. Para önemli değildi ama kız da paraya doymuyordu.

Uzun pembe ojeli tırnaklarıyla oynamaya başladı. "Ya acaba... Onunla bir akşam yemeğine mi çıksam?" Bahsettiği şahıs ise kendinin varlığından bile haberdar değildi! Uyduruyordu çünkü araştırmıştım. O kadar şerefsiz adam hikayesi anlatıyordu ki araştırıp tutuklatacaktım ama öyle birisi yoktu.

"Aynen. Git ve biraz yemek ye. Kan şekerin düşmüştür." dedim.

"Yaa... Seni de zor durumda bırakıyorum ama..." Başlıyoruz. "Bana bu gece için biraz para versen? Bak söz valla vereceğim maaşım yatınca. Lütfenn."

Dudaklarımı birbirine bastırarak içe dönük dudaklarımı dişledim. Biraz bekledikten sonra hafifçe gülerek kafamı öne eğdim ve kaşlarımı kaldırarak ciddi bir ifadeyle ona döndüm." Ne kadar lazım?" dediğim an ilk önce şaşırdı, daha sonra ise boynuma atladı ve "Ya sen bir tanesin. Çok sağol, çok teşekkü-"

Kollarını tutarak kendimden uzaklaştırarak "Ne kadar lazım?" diyerek sorumu tekrar ettim. Düşünür gibi elini çenesine koydu ve "Hmm. 1.000 dolar yeter bence. Bunun yemeği var suyu var peçetesi-" 

SON KURŞUNWhere stories live. Discover now