İLK KARŞILAŞMA

536 14 3
                                    

Anneme hafif tebessüm ederek evden ayrıldım. Çarşının göbeğinde kendimi kaybederceğine alışveriş yapmak ve para harcamak istiyordum.

Otobüs durduğunda hemen inerek hızlı adımlarla şehrin en ünlü AVM'sine doğru koştur koştur yürümeye başladım. AVM'ye bir sokak kalasıya kafeden gelen yoğun kahve kokusuyla içimden kahve içme hissiyatı geldi. Kafamı çevirmemle onu görmem bir oldu...

Tam dört yıl önce okul gezisi sebebiyle kamp ve piknik yapılan bir alana gitmiştik onu orada Antrenör olarak görmüştüm. Yanımda okulumdan ne kadar kız varsa herbiri neredeyse içine düşecekti. Yalan yok orada onu ilk gördüğümde bana da çok yakışıklı gelmişti. Ama ben o kızlar gibi tuhaf hareketler yapmamıştım sadece onu seyretmiştim. Dört yıl önce çocuksu bir görünümü vardı. O çocuksu adam gitmiş yerine yakışıklı ve karizma bir adam gelmişti.

  Bal kadar sarı saçları, kahverengi gözleri, sırma boylu değildi fakat bana her haliyle yakışıklı gelmişti. Kafenin içi tıklım tıklım dolu bir vaziyetteydi. Sanırım insanlar öğle sıcağında kafeye sığınmıştı. Acaba yanına gitmeli miydim? İşte arada kaldığım soru buydu.

  Beynimde dört dönen düşünceleri bir kenara bırakarak Kafenin içine girdim. Masanın yanına giderek oturabilir miyim?" Diye sordum. Pahalı olduğu uzaktan belli olan telefonunda olan bakışlarını bana çevirdi. Önce etrafına bakındı. Sanırım boş sandalye olup olmadığını kontrol ediyordu.

"İsterseniz köşede boş sandalye var oraya geçin" Dedi. Ona dönerek utangaç bir tavırla,

"Buraya olursam olmaz mı?" Diye sordum. Anlaşılan çok diretmek istemedi.

"Peki buyrun oturun" dedi. O an dünyalar benim olmuştu. Hemen karşısında olan sandalyeye yerleştim. Bir yerden söze girmem lazımdı ve bu fırsatı çok iyi değerlendirmem gerekiyordu.

"Sizi aslında benim gözüm bir yerlerden ısırıyor." Dedim. Telefonuna tekrar indirmiş olduğu bakışlarını tekrar bana çevirdi ve Telefonunu kapatarak masanın üzerine koydu.

"Bir yerde mi karşılaştık acaba" Dedi. Ufak tefek yüzüme düşmüş olan saçlarımı  arkaya iterek,

"Aslında çalıştığınız yere bir okul gezisi sebebiyle gelmiştik, daha sonrada sanırım instagramda takipleşmeye başladık." Dedim. Kaşlarını hafif çatarak,

"Sizi pek tanımıyorum." Dedi. Haklıydı da, çok geçmeden cümlesine devam etti. "İnstagram hesabınızı alabilir miyim?" Dedi telefonunu eline alarak,

Heyecanla hesabımı verdim. Bir yandan da hala takipleşiyor olmak için dua ediyordum. Birkaç saniye bakışlarını telefonunda gezdirdikten sonra bana dönerek,

"Bir kişi var ama bu siz olamazsınız sanırım." Dedi. Şaşkınlıkla tam hüzün kapılacağım sırada telefonu bana çevirerek,

"Bu hesap mı?" Diye sordu. Telefonun ekranındaki hesap evet benimdi. Sevinçle,

"Hesap benim" Dedim. Şaşkınlıkla bir profilimdeki kıza baktı, birde bana baktı.

"Çok farklı duruyorsun?" Dedi anlam verememiş bir vaziyette,

"İyi anlamda mı, yoksa kötü anlamda mı?" Diye sordum bozulmuş şekilde,

"Hem iyi hemde kötü anlamda" deyince tek kaşımı kaldırarak anlam veremediğimi gösterdim. "Hemen bozulma, efektle neden fotoğraf çekiyorsun ki? Aslında gayet de güzelmişsin" Dedi. Neredeyse kalbim yerinden çıkacaktı.

Tam söze girecektim ki "efektsiz halin daha güzel" deyince teşekkür ettim. Yanımdan geçen garsonu durdurarak bir kahve istedim.

Orada kendimi kaybetmiş gibi birkaç dakikalık konuşmamız bana öyle güzel gelmişti ki anlatamam. Bütün gün çarşıda deli danalar gibi dolanıp durmuştum.

Akşam eve gelince annem benim hiçbir şey almadığımı görünce şaşkınlıkla "kızım sen iyi misin? Diye sorunca sevinçle "hemde çok iyiyim" Dedim ve odama geçtim. Üstüne üstük birde telefon numarasını almıştım.
Rehberime girerek numarasını parmaklarım ile okşadım. Belki onun için rutin bir konuşmaydı ama benim için son derece önemliydi. Telefonu sol tarafıma yani kalbimin üzerine bastırarak yatağa uzandım...

Çiçeklerim bu kurgum hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Güzel ilerler mi sizce?

Aynı zamanda oylamayı unutmayın;)

Antrenör Beyefendi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin