KAHVALTI

55 3 0
                                    

Huuuhu, ben geldim. Bölüm atasım geldi kızzzz, bakın bakim nasıl olmuş bu bölüm🥰😍

Şükrü'den

Sabah ablamın beni dürtmesiyle uyandım. Gözümü açtığımda ablamı tepemde görünce önce korktum ardından da bu korkunun yerini şaşkınlık aldı. Kendime geldiğim vakit "yav senin benim tepemde ne işin var sabahın köründe, vallahi Birgün kalpten gidersem tek sorumlusu sensin" dediğim esnada tabi yatakta doğrulmayı da unutmadım. Önce küçük çaplı bir kahkaha attı ardından da "ablasının gülü hadi kalk süslen püslen" dedi. Allah aşkına ben süslenip püslenip ne yapacaktım. Bir saçımı yapardım en fazla birde parfüm sıkardım.

"Ben süslenip ne yapacam be, gitsin Feyza süslensin benim gibi yakışıklı için" dedim sırıtarak, ablam tek kaşını kaldırarak "birazdan bu egoyla bir tarafların tavana yapışacak korkuyorum da" Dedi ve son kez "kalk artık" diye odanın içinde sesini yükseltti ve en sonunda çıkabildi.

Telefonu elime aldım ve Feyza'ya günaydın mesajı atmadan tabi ki geçemedim. Birkaç dakika mesaja cevap vermesini bekledim vermeyince de üzerime siyah bir kazak siyah bir eşofman altı çıkardım ve giyindim. Çok geçmeden saçlarıma yöneldiğim esnada telefonumun bildirimiyle telefona yöneldim. "Günaydın" mesajını görünce yüzümde bir gülümseme belirmişti. Aynı gülümsemeyle "seni almaya geleceğim." Dedim. Çok geçmeden "yarım saate hazır olurum" mesajı gelince gülümsemem daha da genişledi ve gözlerime kadar ulaşarak yüzümdeki kaslar kasıldı ve buda gözlerimin kısılmasına sebep oldu.

Telefonu yatağın üzerine fırlatırcasına bıraktım ve tarağı tekrar elime alarak kumral en açık tonlarında olan saçlarıma her zaman olduğundan daha da özen göstererek şekil verdim. Son olarak çekmecemden parfümü çıkararak boynumun sağ ve sol kısmına sıktım.

💐💐💐💐💐

En sonunda evden çıkabilmiştim. Arabaya hızla bindim ve telefonu yan koltuğa bıraktım. Olabildiğince süratle hareket etmeye çalışıyordum.

Feyza'nın evinin önüne gelince kapidan elleri dolu halde çıkınca tebessüm ederek "Allahım yaa" dediğim vakit "ne var ya!" diye söylendi. Aynı tebessümle "hiiiç" dedim ve önüme döndüm.

İş yerine geldiğimiz vakit kucağındaki poşetlere çaresizce baktığını görünce önce ben arabadan indim ve kapısını açıp kucağındaki poşetleri bir bir almaya başladım. Yüzünde bu yaptığım harekete karşılık olarak gülümseme belirdi.

Henüz kimse gelmemişti fakat görevlilerden biri gelip çayı demlemişti. "Şanslıyız" diyerek raftan birer tane bardak aldım ve ben çayları doldurduğum esnada oda poşetteki saklama kablarını teker teker çıkarıyordu. Bardakların birini onun önüne birini de kendi önüme koyduktan sonra saklama kablarını incelemeye başladım.
Poğaça, börek, krep ve pankek her biri de özenle yerleştirilmişti.

"Sence biz bunları bitirebilir miyiz?" Diye sorduğum vakit "boşver, kalan kalsın" dedi. Başımı olumlu anlamda "peki" diyerek salladım.

Her birini bayıla bayıla yemiştim. Tek kaşımı kaldırarak "açıkçası el lezzetinin bu kadar iyi olduğunu düşünmüyordum" dediğim vakit "neden beceriksizin teki olarak mı görüyorsun beni" dediği vakit biraz önü kızdırmaktan bir zarar gelmeyeceğini karar verdim. "Sanırım biraz öyle sanıyordum, diğer tanıdığım kızları gibi" dediğim vakit kaşları hemen çatıldı ve "senin önceki tanıdığın kızlardan banane ayrıca değir tanıdığın kızlarla birdaha beni karşılaştırırsan eğer bu defa bu kadar sakin olmam ona göre" dediği vakit "sakin ol şampiyon, sen istesen de diğer kızlar gibi olamazsın, sen çok farklısın" dediğim vakit kaşları eski haline döndü.

Birlikte ortalığı toparladıktan sonra çaylarımızı tazeledik ve Birlikte karşıdaki dinlenme kanepelerinden birine yan yana oturduk. Uzun uzun sohbet ettiğimiz esnada ellerimi saçlarına götürdüm. Onları geriye doğru ittim ve "sen çok farklısın herkesten herseyden, sen çok farklısın." Dedim. "Ne gibi" diye sorunca "doğalsın, temizsin en önemlisi değerlisin" dedim. Bakışları hafiften dudaklarıma kaydı. Alnımı alnına yasladım ve "seninle kimseyle yaşamadığım şeyleri yaşayacağım." dediğim vakit "ne gibi" diye sorunca "sadece anın tadını çıkar" dedim ve burnumu boynuna götürüp derince kokusunu içime çektim. Huylanmış olmalı ki kendini geri çekerek "şimdi olmaz" dedi. Yanağıma küçük bir öpücük kondurdu ve koşacaksın odayı terk etti.

Antrenör Beyefendi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin