İLK KIRGINLIK

159 7 0
                                    

Keyifli Okumalar

Sabah telefon sesiyle gözlerimi araladım. Arayan Dürdane'ydi. Heryerim ağrıyordu. Bu kadar yorulacağımı düşünmemiştim. Komodinin üzerinden telefonu alarak Dürdane'nin telefonunu cevapladım.

"Günaydın" kulaklarımı dolduran neşeli sesi, yataktan kalkarak,

"Günaydın" Dedim yorgun hir halde, Dürdane ise,

"Kız ne oldu sana? Sesin oku gibi geliyor" dedi. Oflayarak başımı oluştururken,

"Dün çok yoruldum ya!" Dedim. Dürdane bana acımış bir şekilde,

"senin halin yok herhalde kapatıyorum." Dedi. Telefonu komodinin üzerine bırakarak gardıroptan siyah bir eşofman altı ve koyu yeşil bir tişört alarak giyinmeye koyuldum.

Odam dan çıktığım vakit her zaman sofra hazır olurdu fakat annem henüz uyanmamıştı bile, sessiz bir şekilde evden ayrıldım.

İş yerine geldiğimde herkes dün olduğu gibi hazırlık yapıyordu. Bende sırt çantamı bir köşeye indirdim ve bende onlara yardım etmeye koyuldum.

Yarım saat sonra ortama Şükrü ve dün en son tanıştığım itici olan kız girdi. Burhan hoca ortaya atlayarak "hoşgeldiniz çifte kumrular." Dedi. Ne diyordu bu adam? Kız Şükrü'nün koluna iyice girerek "Teşekkür ederiz" Dedi. Şükrü ise sadece gülümseyerek yetindi.

Sevgiliydiler! Nasıl olur ya! Şuan başıma balyozla vurulmuş gibiydim. Darmadağınık... Birden buradan defolup gitmek geliyordu içimden...

Kuytu bir köşeye geçerek Dürdane'yi aradım. Telefonu hemen açmıştı. Ağlamaklı bir ses tonuyla,

"Şükrü'nün sevgilisi varmış!" Dedim. Dürdane önce,

"Yok artık" diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Daha sonra "ne yapacaksın şimdi?" Diye yönelttiği soru karşısında hiç düşünmeden,

"Bırakacağım stajı" Dedim. Dürdane önce biraz sessiz kaldı arkasından,

"Saçmalama, hiçbir yerde staj bulamıyorsun, burası senin için çok büyük fırsat. Çocuğun sevgilisi varsa ne olmuş, sana erkek mi yok!" Dedi. Sesli bir şekilde derin bir nefes alıp vererek,

"Ben kendimi biliyorum, sürekli gözüm onlara gidecek, yersiz şekilde yükseleceğim" Dedim. Dürdane ise,

"Sen sadece şimdilik, sonra ayrılırsın. Ama şimdi senin kariyerine odaklanman lazım!" Dedi kesin bir dille,

"Tamam" diyerek telefonu kapattım ve tekrar yanlarına döndüm. Şükrü bana dönerek,

"Bugün de benim yanıma gel istersen" Dedi. Ters bir şekilde,

"İstemez" Dedim. Hafif kaşlarını çatarak,

"Senin bir şeye canın mı sıkkın?" Diye sordu. Kaşlarımı çatarak,

'yok benim bir şeyim!" Dedim. Simay abla konuyu değiştirerek,

"Bugünde okçuluğa gel" Dedi tebessüm ederek. Başımı aşağı yukarı sallayarak kabul ettim.

           ********

  Öğrenciler gelmeden önce Simay abla oku bana vererek birkaç atış yapmam için beni yönlendirmeye başladı. Yarım saat boyunca atış yapıyordum. En sevdiğim spor içlerinden bu olacaktı büyük ihtimalle, en sonunda tam ortadan vurunca ellerimi birbirine çırparak "oldu!" Dedim Simay anla tebessüm ederek, "çalışırsan olur" Dedi.

   Öğrenciler bir bir atış yaptığı esnada ben köşeye geçmiş onları seyrediyordum. Burhan hoca yanıma geldi. Yine leş gibi üzerine parfümü doldurmuştu. "Nasılsın?" Diye sorunca,

"İyidir, senden?" Dedim. Tebessüm ederek,

"Benden de İyidir, ee dün ilk günün Şükrü hocanın yanında nasıldı? İtiraf etmem gerekirse Şükrü hoca biraz sıkıcıdır" Dedi. Tek kaşımı kaldırarak,

"Hiçte sıkıcı değildi, aksine çok eğlendim." Dedim. Artık başka bir şey demeden defolup girsin diye içimden dua etmeye başlamış ve kurtarıcı aramaya koyulduğum esnada arkadan gelen sesle o tarafa döndü. Şükrü...

"Burhan hocam bize biraz müsade eder misin?" Diye sorunca Burhan hoca bir şey demeden yanımızdan ayrıldığı esnada Şükrü de Simay hocaya dönerek,

"Hocam bir yarım saatliğine stajerini alıyorum." Dedi. Simay abla ise başıyla "tamamdır" Dedi ve işine devam etti.

  Şükrü bana dönerek "hadi gel seninle bir çay içelim" dedi. Sinirle,

"Biz seninle neden çay içiyoruz?" Dedim. Gülümseyerek,

"Kahve mi içelim?" diye sorunca,

"Saçma sapan konuşma ya!'' Diye kızdım. Beni dinlemiyerek yürümeye başlayınca,

''Sen yaptığını sanıyorsun ya?'' Diye bağırdım. O ise,

''Ben ne yaptığımı bilmiyorum sen gel'' Dedi. Arkasından oflayarak gittim.

  Masalardan birine oturdum. Şükrü ise birer bardak çay doldurarak birini bana uzattı ve kendisi de karşımdaki sandalyeye oturdu.

  Anlat der gibi bana bakmaya başlayınca ''ne istiyorsun ya benden'' diye çıktım. Şükrü ellerini masaya koyarak,

"Sen bugün neden bana karşı hu kadar asabisin, dün bilmeden bir şey mi yaptım?" Diye sorunca önce bakışlarımı yere diktim, ardından da ona bakarak,

"Bir şey yapmadın, hem senin işin yokmu?" Diye sorunca sırıtarak,

"Bugün kızların hiçbiri tırmanmadı, erkekleri çabucak hallettim. Şimdilik boştayım." Dedi. Çayından bir yudum aldıktan sonra "benim adımda Şükrü ose bu meseleyi burada bırakmam sende başka bir şey var deyince duymazlıktan gelerek Simay ablanın yanına doğru ilerlemeye başladım.

Canlarım benim, bu kitabım sizce nasıl gidiyor?

Aynı zamanda hiç oylama ve yorum gelmiyor, oylarınızı bekliyorum:)

Antrenör Beyefendi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin