Ewan, sıkıntı içerisinde dışarıdaki fırtınaya baktı. Bir an önce gelinini de alıp Galloway’den ayrılması gerekiyordu. Skye Adası’na yani eve dönmeden önce ziyaret etmesi gereken bir klan vardı. Tüm görevlerini yerine getirip yolculuğun sonunda Gavina’yı Dunvegan Kalesi’ne götürmeden rahat hissetmeyecekti.
Pencereden uzaklaşıp salonda dolaşmaya başladı. Elizabeth bir koltukta oturmuş, sakince şömineyi izliyordu. Ewan’ın sabırsız halini görünce anlayışlı bir ifadeyle tebessüm ederek ona baktı.
“Lütfen sakin olun Lordum. Kardeşlerin konuşup çözmeleri gereken bazı meseleler vardı. Sizi bu yüzden bekletiyorlar. Havanın durumu için de endişelenmeyin, vakit epey geç oldu. Bu gece burada kalıp sabah erken yola çıkmanız daha iyi olacaktır.”
Ewan Elizabeth’in haklı olduğunu biliyordu ama yapması gereken çok iş vardı ve evlilik için planladığından fazla zaman kaybetmişti. Ayrıca Gavina’nın arkasında MacDougal desteği olmadan onunla baş başa vakit geçirmeye bir an evvel başlaması gerekiyordu. Böylece karısını ehlileştirebileceğine inanıyordu. Sonuçta kadınlar onu severdi. Yakışıklı bir yüzü, etkileyici bir vücudu vardı. Onlara duymak istedikleri şeyleri söylemeyi bilirdi. Yirmi sekiz yıllık ömründe birçok gönül macerası yaşamıştı. Gavina da çok yakında hayranlarından biri olacaktı ve onunla evlendiği için mutluluğunu her fırsatta tavırlarıyla gösterecekti.
Yaklaşan ayak seslerini duyduğunda düşüncelerinden sıyrıldı. Gavina, Jamie ve Arthur’la beraber yürüyordu. Kaşlarını ilgiyle kaldırarak bu manzarayı izledi. İlk kez gözlerinde hırçınlığı dışında bir ifade gördüğü genç kızı inceledi. Üç yıl önceki çekingen, çocuksu görüntüsünü hatırlamaya çalıştı. Birkaç ay önce onu Campbell klanından alıp eve getirmek istediğinde bu kadar güzel bir genç kadınla karşılaşacağını hiç tahmin etmemişti. Ayrı geçirdikleri yıllar Gavina’ya cömert davranmıştı ve Ewan onun etkileyici menekşe rengi gözlerini unutmuş olmalıydı. Eskiden ürkek bakan o gözlerde artık insanı esir alan bir ateş vardı. Siyah, dalgalı saçları hatırladığı kadar güzeldi. Asıl sürpriz ise bedeninin yaşadığı değişimdi. Boyu uzamıştı, belinin kıvrımı artmıştı ve kalçaları… Her adım atışında bedeninin güzelliği kendisini belli ediyordu. Ewan bir kadına baktığında dikkatle incelemeyi iyi bilirdi. Saklanan güzellikleri görmek gibi bir yeteneği vardı. Gavina ise saklanamayacak kadar güzeldi.
Tabii karısının üç yılda yaşadığı değişimin sadece fiziksel olmadığını da biliyordu. O çekingen, uysal, tatlı kız çocuğunun yerine huysuz, kavgacı ve asi bir genç kadın gelmişti. Ancak yine de ne kadar değişse de içinde bir yerlerde annesinin cenazesinde, ağaçların arkasına saklanarak gözyaşı döken o kızın olduğunu biliyordu.Aklında bu düşüncelerle Gavina’ya doğru yürüdü ve son anda Jamie’nin bakışını üstünde hissederek ona dönüp,“Her şey yolunda mı?” diye sordu.
Aldığı cevap ise arkadaşından beklediği muziplikteydi.“Elbette Atmaca, benim olduğum yerde işler her zaman yolundadır."
Ewan da bu şakacılığa hemen ayak uydurarak ona katıldı. “Benim anılarım nedense biraz daha farklı. Örneğin beraber savaştığımız son gün arkanı kollamasaydım pek yolunda gitmeyecekti.”
“Ben neden farklı hatırlıyorum? Atından düştüğünde…”
“Atımdan sana yardım etmek için inmiştim Jamie.”
“Ve arkandan yaklaşan İngiliz’i görmemiştin.”
“Çünkü sağ tarafından sana saldıran adamı durduruyordum.”
Gavina iki adamın neşeli atışmalarından sıkılarak kasten iç geçirdi ve“Bu daha ne kadar sürecek? Düğünde zaten yeterince başım ağrımıştı,” dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİBİR KRALİÇESİ (Tamamlandı)
Historical FictionGavina MacDougal güzelliği ve asiliği ile efsaneleşmiş asil bir İskoç leydisiydi. Tehlikeliydi, cesurdu ve en önemlisi mücadele etmekten asla vazgeçmezdi. Davranışları sonunda başını derde soktuğunda ağabeylerinin onun için düşündüğü ceza ise belliy...