KİBİR KRALİÇESİ (Tamamlandı)

19-Mucize

İYİ BAYRAMLAR :)

Mart 1316, Skye Adası

Sevgili Gavina;

Öncelikle mektubuma tüm bencilliğimle seni çok özlediğimi söyleyerek başlamak istiyorum. Üstelik bazen beni unuttuğunu düşünüyorum. Bu kadar vefasız bir kız kardeş olacağını tahmin etmemiştim. Bana daha sık mektup yazmalısın. Özellikle son zamanlarda yokluğunu daha çok hissetmeye başladım.

Burada birçok şey bıraktığın gibi, kocam ve ben günlerimizi birbirimizle uğraşarak geçiriyoruz. Sağlığımla ilgili sıkıntım yok. Bebeğin hareketlerini artık hissetmeye başladım. Bu kesinlikle tarifi mümkün olmayan bir mucize, belki duyduğunda bana kızacaksın ama Tanrı'ya her gün aynı mucizeyi sana da yaşatması için dua ediyorum. Mektuplarından -her ne kadar seyrek gönderiyor olsan da- Skye Adası'na ve yeni ailene alıştığın sonucunu çıkarıyorum.

Aylardır hazırlanılan o büyük gün sonunda yaklaştı. Bahar geliyor Gavina, William Corning Threave'a çok yakında saldıracak. Jamie intikam alacağı için çok mutlu, belki sen de bilmek istersin diye düşündüm. Sonunda babanızın katili yaptığı şeyin bedelini kendi canıyla ödeyecek. İtiraf etmek zorundayım, ben Jamie kadar rahat değilim. Ona bir şey olacak diye çok korkuyorum. Fakat James MacDougal'ı vazgeçirmenin mümkün olmadığını biliyorum. Ayrıca William da nişanlısıyla evlendiği için ona zarar vermek istiyor olmalı. Umarım bu beladan kurtulduğumuzda Jamie de ruhundaki yaralardan tamamen kurtulur.

Son olarak, mektubuma cevabını Maclachlan klanına göndermen gerektiğini söylemeliyim. Sevgili kocam, William ile savaşırken hamile karısı için endişelenmek istemediğini söyledi. Beni büyükbabamın yanına gönderecek. Lütfen ne olursa olsun bizi habersiz bırakma Gavina, senden de benimki kadar uzun ve ayrıntılı bir mektup istiyorum. Seni çok seviyorum. En kısa zamanda yeniden görüşmek dileğiyle.

Elizabeth Anna MacDougal

Gözyaşlarını kurulayarak elindeki kâğıdı düzgünce katladı Gavina. Az önce Laire kapıyı tıklatarak mektubu getirmişti. Hâlâ uyuduğunu düşündüğü kocasını uyandırmamak için sessiz olmaya çalışarak okumuştu ama tedbirli davranmak için geç kalmıştı. Ewan Gavina'nın yatağın ucuna oturarak mektubu okumasını ona fark ettirmeden izledikten sonra usulca doğrulup omzundan öptü ve"Neyin var sevgilim?" diye sordu. "Kötü bir haber mi aldın?"

"Jamie nihayet William ile savaşacak. Yıllardır beklediğimiz gün geldi, intikamımız alınacak."

"O zaman neden ağlıyorsun?"

"Sanırım ailem için korkuyorum. Jamie gözlerinde intikam ateşi yanarken hayatını tehlikeye atabilir. Karısı hamile, henüz ilk çocukları bile dünyaya gelmedi."

Gavina'nın endişesine hak verse de onu rahatlatmak için kollarının arasına aldı Ewan.

"Bu savaşın yaşanması gerektiğini hepimiz biliyoruz, istersen Eliza'yı buraya çağır. Birbirinize destek olursanız..."

"Zaten Maclachlan klanına, büyükbabasının yanına gidecekmiş." Sonra toparlandı ve bu kasvetli havayı dağıtmak için konuyu değiştirdi."İnsanlar seni yatak odasından çıkarmadığım için beni suçlayacaklar, kalk ve üstüne bir şeyler giy lütfen. Güneş çoktan doğdu."

Karısının tatlı azarı üzerine itaat ederek yataktan çıktı Ewan ve bir sabah ritüeli haline getirdikleri yeni alışkanlıklarının sonucu olarak birbirlerini giydirdiler. Gavina kocası tarafından taranan saçlarını iki yandan örerek başının üstünde taç haline getirdi. Yeşil elbisesiyle ve Ewan'ın düğün hediyesi olan inci kolyesiyle her zamanki gibi sade ve zarifti. Parmağından çıkarmadığı evlilik yüzüğünü dalgınlıkla okşadı, Yeni ördüğü boyunluğu boynuna geçirdikten sonra hizmetkârın getirdiği yiyeceklerle kahvaltısına başlayan Ewan'a eşlik etti. Onu ava gönderecek olmaktan nefret ediyordu. Yine de ayrılıklara alışması gerektiğini biliyordu. İkisinin de klana ve ailelerine karşı sorumlulukları vardı. Uygun davranmak zorundaydılar. Bu yüzden daha fazla zaman kaybetmeden avluya indiler ve aileyle sırasıyla vedalaştıktan sonra sıra Grace'e geldiğinde, Ewan onu kucağına aldı. Ancak Grace beklenenden çok daha duygusal bir tepki verip amcasına sıkıca sarıldı. "Gitmeni istemiyorum," dedi. "Sen gidersen burada çok sıkılırım, Gavina da sıkılır. Sen bizim oyun arkadaşımızsın."