.5.

147 6 2
                                    

Sade ama şık tahta sandalyeye ağırlı-
ğımı vererek yaslandım. Şifonyerin  kulplarına doladım parmaklarımı. Defalarca kez yeni bir şey bulmak umuduyla çektim çekmece saplarını.

Her gün dakikalarca baktığım aynaya bakmaya çekiniyordum bugün. Karşımdaki kadın ne kadar ben olsa da yabancıydı bana.

Cesur bir baş kaldırışla karşımdaki yabancıya diktim bakışlarımı.

Saçlarının arasında tek tük beyaz teller vardı bu kadının bir kere, lakin bu beyaz teller yaşlılığı ve ölümü çağrıştırmaktansa iplik misali sonradan eklenmiş yaldızlı süslere benziyorlardı.

Gözlerinin etrafındaki kaz ayakları belli ki çok güldüğünü işaret ediyordu,bir başka işaretse dudaklarının kenarındaki hafif kırışıklıklardı.

Yaşlılık hayallerimde dahi yoktu bu yüz. Gençliğim boyunca bilmeden uzaklara dalar kaşlarımı çatardım. Annem her defasında kar beyazı elleriyle düzeltirdi kaşlarımı. 'Alnın kırışacak kızım' diye uyarırdı. Hiç gülümsemeyen yüzü aşağı çökük huysuz bir kadın olacağımı hayal ederdim.

İki kedili, yalnız, hiç aşık olmamış ve olunmamış o kadın.

Ama sevilmiştim. Çok sevilmiştim hem de. Şifonyerin üzerindeki özenle temizlendiği belli olan çerçevelerden dahi anlaşılıyordu bu. Her fotoğrafta mutlu her fotoğrafta aşıktım. Her fotoğtafta da yanımda o vardı.

Emir Aslantuğ.

Namıdiğer eşim.

Rüyalarıma dolan yeşil gözlü adam.

Bu günlerde gece geç saatlere kadar çalıştığı için görüşemiyorduk. Annem yokluğumda benim işlerimi de devraldığını anlatmıştı. Benim yüzümden bu derece yorulmasının vicdan azabını taşıyordum yüreğimde.

-Hüma Hanım, Emir Bey bunları giymenizi istedi.

Ne zaman odaya girdiğini farketmediğim Ahsen Hanımı başımla onayladım.

Ahsen Hanım yeni yeni alışmaya başladığım yardımcımdı. O da benim gibi sessiz sakin ruhlu bir kadın olduğundan çabucak kanım kaynamıştı bu ince ruhlu hanıma.

Elindeki ütülü elbiseyi takıları,çantayı ve ayakkabıyı yatağıma bıraktıktan sonra kapıyı yavaşça kapatarak dışarı çıktı.

Ağır ağır kalktım yerimden. Yorgun ela gözlerimle son defa bakıştık. Bir sonraki ayna seansına kadar veda ettim onlara.

Yatağın üstüne bırakılmış kıyafet topluluğunun tanıdıklığıyla gülümsedim. Daha geçen hafta almış olduğum elbisenin çok giyilmekten renginin solmuş olması kendi yılıma ne kadar uzakta olduğumu kanıtlar nitelikteydi.

Derin bir iç çekerek zamanın modası olan kırmızı çiçekli eteği,beyaz gömleği,püsküllü bohem çantayı ve düz topuk ipli terlikleri giydim. Nispeten sade elbisemi tamamlamak yorgun görüntümü atabilmek için hafif bir makyaj yaptım ve saçlarımı dalgalar halinde omuzlarıma bıraktım.

Aynaya baktım. Olduğumdan yedi yaş yaşlı olmanın dışında normal görünüyordum. Sokakta iki defa dönüp bakacağınız türden bir kadın olmamıştım hiç. Emir bu halimle mi bu kadar aşık olmuştu bana?

Hazırlanmam bitince yine ağır adımlarla merdivenlerden aşağıya indim. Çoktan dışarıda bekleyen arabanın şoförü benim kapıdan çıktığımı görür görmez binmem için kapımı açtı. Onun bu jestine gülümseyerek teşekkür ettim.

HATIRLA BENİ (YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin