Sonunda her kes için güneş doğmuştu. Ama ben hâlâ bahçedeydim. Ve Julia ise kucağımda kanlar içindeydi. Birazdan herkes başımıza toplandı. Nora da haberleri duyar duymaz koşarak yanıma geldi ve bana sarıldı. Daha sonra ne duruyorsunuz ambulans çağırsanıza diye bağırdı. Az sonra ambulans geldi ve Julia'nı götürdü. Nora ve ben de hastaneye gittik. Doktor bize üzgünüm ama zaten hasta buraya geldiğinde çoktan ölmüştü dedi. Ve bize Julia'nı defn edib etmeyeceğimizi sordu. Bense hayır dedim. Bu sırada Nora bana saçmalama nasıl defn etmeyeceğiz tabiî ki de edicez söyledi. Bense tekrar hayır dedim. Daha sonra doktora: Julia hep eğer bir gün ölürse organlarını hasta çocuklara bağışlayacağını söylerdi. Bu yüzden doktor bey sizden rica ediyorum onun bu isteğini yerine getirelim söyledim. Doktor bana aşağı inip bağışlama işlemleri için formu imzalamamı söyleyip gitti. O kadar perişan haldeydim ki adımımı atıcak halim yoktu. Nora bana burda beklememi hemen bir su alıp geleceğini söyledi. Nora gittikten 2 dakika sonra polislerle birlikte Sohyun da yanıma geldi. Sohyunun burda ne işi vardı ki? Polisler bana Julia'nın üzerinden çıkan eşyaları verdi. Ve bana olayla ilgili gördüğüm herşeyi anlatmamı söylediler. Bense her şeyi olduğu gibi anlattım. Daha sonra onlara katilin ne zaman bulunacağını sordum. Polislerse ortada bir kanıtın olmadığını ve katilin bulunma olasılığının düşük olduğunu söyleyip gittiler. Bunu duyduğum zaman dünyam başıma yıkıldı. Nasıl bulunması imkansız ola bilirdi nasıl? Sohyun beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Bense ona sinirli şekilde....
Laura - Nede burdasın ha? Beni üzgün görmek hoşuna mı gidiyor? Yoksa beni burda mı öldürmeyi planlıyorsun?
Mr - Lütfen sakin ol. Ben sadece otelin sahibi olaraq üzgün olduğumu söylemeye geldim.
Laura - Ne dedin? Otelin sahibi olarak mı? Sen nasıl otel müdürüsün be? Otelinde biri arkadaşımı öldürüyor üstelik ortada bir kanıt bile yok. Nasıl bu kadar sorumsuz ola biliyorsun? Kocaman otelde nasıl kameralar işlemez ha? Birde karşıma geçmiş üzgün olduğunu söylüyorsun. Eğer üzgünsen o katili bulub bana getirirsin.
Mr - Haklısın bunun için gerçekten üzgünüm ama neden katili bulmamı istiyorsun?
Laura - Nedeni yok sadece onu öldürmek istiyorum. Ama ben kimden ne istiyorsam değil mi? Senin de ondan kalır bi yanın yok.
Mr - Ne demek istiyorsun?
Laura - Ne demek istediğimi gayet iyi anladın bence.
Julia'nın eşyalarını alıp aşağıya indim ve formu imzaladım. Daha sonra bir taksiye binib otele geçtim. Nora yaklaşık 10 defa beni aradı ve hala da aramaya devam ediyordu. En sonunda telefonu açdım. Bana nerde olduğumu sordu. Ben de ona otelde olduğumu söyledim. Kızgın bir şekilde bana ordan ayrılma hemen geliyorum dedi ve kapattı. Julia'nın eşyalarına bakıyordum ki birden kolyesinde bir gariplik olduğunu gördüm. Daha sonra ise Julia'nın bana ölmeden önce kolyesinden bahs ettiği aklıma geldi. Hemen kolyesini çıkarıp açmaya çalışıyordum ki birden kolyeden bellek çıktı. Belleği gördüğüm zaman çok şaşırmıştım. Bir koşu laptopu ve usb kapıp geldim. Belleği usb'ye taktım ve daha sonra usb'i laptop'a koştum. Bellek yüklendiği zaman bir dosyanın olduğunu gördüm. Hemen dosyaya girdim ve bir video oynatıldı. Video da Julia otelde bir gariplik olduğundan bahs ediyordu. Bu garipliği çözmek içinde kamera odasına girmişti. Lâkin klüpte bir olaya tanık olduğunu söyledi. Birden kapı açıldı bir kaç kişi Juliayı alıp arka bahçeye indirdi. Daha sonra elinde silahlı biri Julia'nın yanına gelip oturdu. O da ne? Sohyun??
Julia'nın yanında oturan silahlı kişi Sohyun idi. Ve aralarında konuşma oldu. Sohyun Julia'ya görmemen gereken olayları gördün. Bu yüzden seni öldüreceğim dedi ve Julia'ya ateş etdi. İnanamıyorum Juliayı öldüren kişi Sohyun muydu? Hayır bu gerçek olamaz. Nasıl ola bilir ki? Juliayı nasıl öldüre bilir ha nasıl onu kendi ellerimle öldüreceğim. Hemen usb'ni çıkartdım ve ses kaydının yanına sakladım. Daha sonra ne yapacağımı planladım. Ama bu plan içerisinde mutlaka Norayı olayın dışında bırakmalıydım. Bir kez daha arkadaşımı kaybedemezdim. Biden kapı açıldı ve Nora içeri girdi. Bana delimisin? seni ne kadar aradım ama hiç bir yerde bulamadım, başına bir iş geldi diye nasıl korktum biliyor musun diyerek bağırdı. Bense ona merak etme bana hiç bişey olmaz dedim. Daha sonra ise ona biraz dinlenmek istediğimi söyledim. Önce bir duşa girdim ve tüm olayları unutmaya çalıştım. Ama gel gör ki hiçbirşeyi unutamıyordum. Duşdan çikar çıkmaz üzerime rahat bişeyler giyib yatağa geçtim. Ve Nora'ya beni uyandırmamasını ve ne olursa olsun odadan çıkmamasını söyledim. Nora ise saçmalama yalnız uyumana izin vermem dedi ve yanıma gelip bana sarıldı. Daha sonra ikimizde uyuya kaldık.
