Day 10

6 2 1
                                    

Uyandığımda saat 6'dı. Nora ise uyuyordu. Yatakdan kalkıp banyoya geçtim elimi yüzümü yıkadıktan sonra masaya geçtim. Julia'nın yokluğu o kadar belliydi ki, onu çok özlüyordum. Plânıma geçmeden önce yapacağım önemli iş vardı. Hemen hazırlandım ve valizdeki eşyaları alıp odadan çıktım. Ne olursa olsun Norayı korumalıydım. Norayı burdan uzaklaştırmak için bana sadece Noranın patronu Min Yoon yardım ede bilirdi. Taksiye atlayıp şirkete gittim. Şirkete vardığımda güvenlik bana patronun bu gün gelmeyeceğini söyledi. Güvenliği zar zor ikna etdikden sonra sonunda Min Yoonun adresini öğrene bilmiştim. Evi şirkete yakın bir yerdeydi. Bende taksi yerine yürüyerek gitmeyi tercih etdim. Bu sıra da Nora beni aradı.
Nora - Laura nerdesin?
Laura - Biraz işlerim vardı niye sordun ki?
Nora - Seni göremeyince endişelendim.
Laura - Merak etme iyiyim. Sen bu gün işe gitmeyecek misin?
Nora - Birazdan çıkıcam.
Laura - Tamam o zaman sen hazırlan çık bende işlerimi hal edeyim. Dikkat et kendin.
Nora - Tamam, merak etme sende kendine dikkat et. Hoşçakal.
Nora'yla konuştuktan 5 dakika sonra Min Yoonun evine varmıştım. Kapıyı çaldım, ve beni içeri davet etdi.
Laura - Merhaba efendim.
Yoon - Merhaba, buyrun ne istemişdiz?
Laura - Eğer vaktiniz varsa biraz konuşa bilirmiyiz?
Yoon - Peki buyrun içeri.
İçeri geçtikten sonra bana bişeyler içip içmeyeceğimi sordu. Bense hiç bişey istemediğimi direkt konuya girmek istediğimi söyledim.
Laura - Arkadaşım Nora sizin şirkette çalışıyor. Geçen gün hayatınızı kurtaran kız.
Yoon - Evet, bişey mi oldu Nora'ya?
Laura - Hayır bişey olmadı.
Yoon - O zaman benden ne yapmamı istiyorsunuz?
Laura - Lütfen Norayı güvendiğiniz biriyle birkaç günlük burdan uzaklaştıra bilirmisiniz?
Yoon - Iyi de neden?
Laura - Benim yapmam gereken bir iş var. Ve Noranın burda olmasını istemiyorum. O yüzden lütfen Noranı birkaç günlük buradan uzaklaştırın. Bir iş gezisi falan olduğunu söyleyin. Lütfen.
Yoon - Eğer bu kadar önemli konuysa yardım ederim.
Laura - Gerçekten çok ama çok teşekkür ederim. Bu iyliyinizi asla unutmuyucam. Artık kalkayım ben. Tekrar size teşekkür ederim.
Yoon - Ne demek rica ederim.
Yoon bana kapıya kadar eşlik etdi. Yoon'dan sonra bir taksi buldum ve karakola gitmesini söyledim. Biraz yol gittikten sonra Nora aradı.
Nora - Laura nerdesin? sana söylemem gereken bişey var?
Laura - hala dışardayım. Neden ne oldu ki? İyi misin?
Nora - Merak etme iyiyim. Biliyormusun Min Yoona bana hemen hazırlanıp onunla iş için şehir dışına çıkmamı söyledi. Şimdi otele gidib giysilerimi alıcam.
Laura - Desene sevdiyinle geziceksin. O zaman sana iyi gezmeler. Bu arada unutma ne olursa olsun onu kendine aşık et.
Nora - Saçmalama Laura. Öyle bişey yok. Neyse otele vardım. Ben artık gideyim. Ve ne zaman döneceğim belli değil. Lütfen kendine dikkat et.
Laura - Tamam. Endişelenme sende kendine dikkat et.
Nora - Tamam. Hadi kapatıyorum.
Laura - Bekle
Nora - Efendim?
Laura - Nora seni çok seviyorum. İyi ki arkadaş olduk. Her şey için çok teşekkür ederim. İyi ki varsın.
Nora - Bişey mi oldu? Neden durduk yere böyle söyledin?
Laura - Hayır bişey yok. Sadece içimden geldi.
Nora - Bende seni seviyorum Laura. İyi ki sende benim arkadaşımsın. Hadi artık ben kaçıyorum. Dikkatli ol.
Laura - Sende Nora.
Telefonu kapattıktan sonra şoför karakola vardığımızı söyledi. Parasını verip taksiden indim. Karakola geçerken iyi bir komiserle karşılaştım. Bana nazik bir şekilde
hanımefendi bir probleminiz mi var? söyledi. Beni odasına götürdü. Orda her şeyi olduğu gibi ona anlattım. Ve kanıtları ona gösterdim. Komiser bana hemen Sohyun için tutuklama emri çıkartıcağını söyledi. Bense ona:
Laura - Efendim. Lütfen izin verinde her şeyi ona bir kez daha itiraf ettireyim.
Komiser - Ama hayatınız tehlikeye gire bilir.
Laura - Biliyorum. Yine de yapmak istiyorum.
Komiser - Tamam o zaman üzerinize dinleme cihazı koşalım. Ve unutmayın biz yakınınızda olacağız. Bişeyler ters giderse hemen çağırın bizi.
Laura - Peki. Artık ben gideyim. Onunla buluşacağım zaman size haber veririm.
Polisin numarasını aldıktan sonra karakoldan ayrıldım. Taksiye binib otele gittim. Otele vardığımda hemen güvenliğe gidib Sohyu'nun nerde olduğunu sordum. Güvenlikse Sohyunun bu gün gelmeyeceğini söyledi. Güvenlikten ayrılıp odaya geçtim. Ve ne yapacağımı düşündüm. Daha sonra ne olursa olsun Julia'ya verdiğim sözü tutacağıma dair kendime söz verdim. Ve Sohyunu aradım.
Laura - Alo? Sohyun nerdesin?
Mr - Neden soruyorsun?
Laura - Buluşmak istiyorum. O yüzden hemen buraya gel. Bekliyorum.
Sohyunun konuşmasına bile müsaade etmeden telefonu kapattım. Daha sonra komiseri arayıp ona birazdan Sohyunun buraya geleceğini haber ettim. Şimdi ise son birkez hazırlanıp bahçeye geçtim ve Sohyunun gelmesini bekledim. Az geçmedi ki Sohyun geldi.
Mr - Neden çağırdın beni?
Laura - Öldürmek için.
Mr - Ne dedin?
Laura - Şaka yaptım neden bu kadar ciddiye aldın ki?
Mr - Bana şaka yapıyormuşsun gibi gelmedi.
Laura - Anladım. Korkma seni öldürecek deyilim. Yalnız konuşa bileceğiniz bir yer varmı?
Mr - Ne söyleyeceksin ki?
Laura - Söylediğim zaman bileceksin. Sen sadece öyle bir yerin olub olmadığını söyle.
Mr - Tamam hadi gel. Odama geçelim.
Laura - Tamam gidelim.
Üst katta ki büyük odasına geçtik. Daha sonra kapıyı kilitledim. Ve anahtarı camdan dışarı atdım.
Mr - Napıyorsun? Delirdin mi?
Laura - Yalnız olalım istedim. Ne var?
Mr - Tamam ne söyleyeceksen söyle.
Laura - Neden yaptın?
Mr - Neyi?
Laura - Bana numara yapmayı kes. Juliayı senin öldürdüğünü gözlerimle gördüm. Neden arkadaşımı öldürdün ha neden? Hani ben idim hedefin. O zaman arkadaşımdan ne istedin pislik herif
Mr - Ne saçmalıyorsun sen?
Laura - Ya Allah aşkına numara yapmayı bıraksana. Kabullen ben yaptım de. Sırf senin canını acıtmak için arkadaşını öldürdüm desene. Neden söyleyemiyorsun?
Mr - Gerçekleri söylesem bana inanırmısın?
Laura - Hayır tabiî ki de. Senin gibi pislik zavallı, katil birine neden inanayım ki?
Mr - İnanmasan bile anlatıcam arkadaşını neden öldürdüğümü.
Laura - Kim bilir kendini temize çıkarmak için ne yalanlar söyleyeceksin.
Mr - İnan bana her şeyi olduğu gibi anlatıcam. Sen restorandan çıktığın zaman peşinden geliyordum. O zaman güvenlik aradı ve birinin kamera odasına girdiğini söyledi. Bu yüzden hemen otele gittim. Kamera odasına girdiğim zaman arkadaşın görmemesi gereken bazı şeyler görmüştü.
Laura - Ne görmüştü?
Mr - Benim birini öldürdüğümü. Aslında onu sağ bırakıcaktım. Ama o polise gideceğini söyledi. Ben onu sakinleştirmeye çalışırken o kaçmaya çalıştı. Adamlarım arkadaşını yakalamasaydı çoktan polise gitmişti. En sonunda onu bahçeye götürdük. Birkez daha ona şans vereceğimi söyledim ama o sözünden geri dönmedi. Üzgünüm ama kendimi riske atamazdım.
Laura - Gerçekten inanamıyorum sana. Sırf kendin için nasıl başkalarının hayatını hiçe sayarsın. Sen kimsin ya gerçekten senden nefret ediyorum. Ama biliyormusun merak etme. Bu gün hem Julia'nın hemde öldürdüğün diğer masum kişilerin intikamını alacağım.
Daha sonra ses kaydedicini çıkardım ve komisere artık her şeyi itiraf etti dedim ve ses kaydedicini bir kenara attım. Bu sıra da Sohyun bana
Mr - Sana diğerlerinden farklı olduğunu söylemiştim. Akıllı davrandın ama unuttuğun birşey var. Ne olursa olsun ben hep kazanan taraf olurum.
Laura - İşte seni adi, zavallı yapan şeyde bu. Hep kendini birşey sanıyorsun. Ama üzgünüm bu sefer kazanan sen değil ben olucam.
Söyledim ve üzerimde ki silahı çıkarıp kafasına doğru çektim.
Sohyun kendini korumak için bana bıçakla saldırdı. Ama haberi yoktu ki vücudumda açacağı bıçak izleri dün yaşadığım olaydan daha çok açıtamazdı beni. Onun oyun bozanlık yaptığını gördükten sonra bende ona onun gibi cavab verdim. Silahı kenara atıb yan cebimden bıçağımı çıkardım. Ve ilk seferinde onu bacağından bıçakladım. Zar zor ayağa kalktıktan sonra yine de pes etmiyordu. Hâlâ bir birimize saldırıyorduk. Artık gerçekten ölecekmiş gibi hiss ediyordum. Bu yüzden bu işi burda sonlandırmak istedim. Tekrar ayağa kalktım. Ve bu sefer bıçağımı koluyla, göğsüne sapladım. İkimizde yere düştük. Hâlâ sınır bozucu şekilde gülerek bana çok iyi dayanıyorsun ama sonunda senide Julia'nın yanına göndereceğim dedi. Bu zaman o kadar sinirlendim ki zar zor ayağa kalktım. Sohyun kalkmaya çalışırken suratına tekmeyi indirdim. Daha sonra koşup silahımı yerden aldım. Silahı Sohyuna doğrultduğum zaman birinin kapıyı kırmaya çalıştığını fark etdim. Sohyun bana hadi bekleme sık kafama. Eğer biran önce yapmazsan seni kimse elimden alamaz dedi. Tetiği çekecektim ki, komiser bana seslendi.
Komiser - Laura iyi misin? Merak etme birazdan kapıyı açmış olucaz dayan.
Bu zaman Sohyuna güldüm ve şöyle söyledim.
Laura - Üzgünüm ama artık çok geç senin için.
Tetiği çektim ve ateş ettim. Bu zaman kapı kırıldı ve komiser içeri girdi.
Komiser - Laura iyi misin Laura kendine gel. Bırak o silahı. Tanrım nasılda yaralanmışsın.
Aniden yere düştüm. Komiser beni sakinleştirmeye çalışıyordu ancak ben ilk kez birini öldürüyordum. Ama en sonunda
Julia'nın intikamını ala bilmiştim. İşin tuhaf tarafıysa birini öldürdüğüm için mutlu olmam ve gülümsememdi.
Ama bir tuhaflık vardı neden güldüğüm zaman kan kusuyordum. Ekipten bir polis: komiserim bu bıçağa zehir sürülmüş söyledi. O zaman anladım o pisliyin beni öldüreceğini söylerken doğruyu söylediğini. Bana saldırdığı bıçakta zehir varmış. Ah cidden seni şerefsiz pislik herif. Birden her taraf karalamaya başladı. Sonunda ölüyordum galiba ama bunun için hiç üzgün değildim. Nede olsa artık ailemi ve Juliayı göre bilecektim.
Buraya geldiğim zaman her şeyi tam farklı hayal etmişdim. Bir şirket açacaktım ve arkadaşlarımla birlikte yönetecektim. Sanırım bunların hepsi ne 5 yıl önce nede 5 yıl sonra mümkün olucak birşey değildi. Ama ne olursa olsun bu hikaye böylece bitemez, bitmemeliydi........

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 10, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

After 5 yearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin