Evettt:) Yeni bir kurguya başlıyorum. Sağ ayakla girin. Hadi bismillah
...
Arya'nın ağzından
Sabah alarmımın sesi ile uyandım. Tekrardan bir okul günüydü. Yaşadığım o lanet günden sonra yaşadığım bir başka gün daha.
Flash Back
Bugün benim 10. Yaş günümdü. Çok heyecanlıyım acaba ailem bana ne aldı. Ben bunları düşünürken ailem beni salona, doğum günümü kutlayacağım yere çağırıyorlardı. Hemen onların yanına gitmiştim. Her şey çok güzeldi. Salonun her tarafı parti süslemeleri ile süslenmişti. Tüm aile bireylerim oradaydı. Kız kardeşim, annem ve babam. Annem pastanın mumlarını üfleyebilmem için ışıkları kapatamaya gittiğinde herkes bana gülümsüyordu. Annem ışıkları kapattığında masanın üstünde duran pastaya doğru ilerlemeye başladım. Tüm çocuklar doğum günlerinde mumları üflerken oyuncaklar, peluşlar belki yeni bir bisiklet diler. Ama ben o gün ailemle uzun bir hayat yaşamayı dilemiştim. Ne adar masum ve küçük bir dilek değil mi? Ama hayır benim için en büyük dilek buydu. Dileğimi içtenlikle diledikten sonra mumları üflemiştim. Ben mumları üfledikten sonra herkes alkışlamıştı. Küçük kız kardeşim bile 6 yaşında olmasına rağmen o minicik elleriyle alkışlıyordu. Annem ben mumları üfledikten sonra ışıkları açmak üzere ışıkların düğmesinin olduğu yere doğru gidiyordu. Tam o anda evin içinde annemin çığlığı yankılandı. Hemen ardından babamın ve ondan sonrasında ise küçük kız kardeşimin... Nasıl olduğunu anlamadan göz yaşlarım bir bir akmaya başladı. Apartman ışıklarının yansımasıyla kız kardeşimin yüzünü az çok görüyordum. Boynundan bıçaklanmış olmalıydı ki boynundan oluk oluk kan akıyordu. O küçücük yaşımda onun boynunu tutup kanın akmasına engellemeye çalışıyordum. O ise sadece acıdan dolayı inliyordu. Ben göz yaşları içinde onun boynunu tutarken o bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bir süre sonra az da olsa konuşmaya balamıştı.(Lena-L)
L- A-abla...
A- Efendim kardeşim...
Sesim öyle keder doluydu ki. O yaşta kederin ne olduğunu bile tam anlayamazken bizzat yaşıyordum. O benim biricik kız kardeşimdi, o benim her şeyimdi. Doğduğu andan itibaren ondan hiç gözümü ayırmamış ve mutlu olması için her şeyi yapardım. Ama şimdi onun sesi öyle acı dolu, benim sesim ise öyle kederliydi ki.
L- A-abla k-korkuyorum...
Sesinin tınısından ve titremesinden bile ne kadar korktuğunu anlayabilirdi bir insan. O daha çok küçüktü. Önünde belkide up uzun bir hayat vardı.
A- Korkma Lena. Hiç bir şey olmayacak sadece gözlerini açık tut ve sakın uyuma kardeşim.
Ben bunları söyledikten sonra bebek dişleri ile gülümsemişti. O kadar tatlı ve şirin bir kızdıki benim kardeşim. Kahverengi saçları, ela gözleri, pürüzsüz yüzü, o güzel kirpikleri. Bana göre her şeyi le mükemmeldi benim kız kardeşim. Doğduğunda bile onun büyüyünce ne kadar güzel bir kız olcağını hayal edip dururdum. Hep kendimi ondan aşağıda görmüştüm. Yani fiziksel özellik olarak onun gözleri ,saçları çok güzel ve farklıydı. Ama be siyah saçlı koyu kahve gözlüydüm. Hatta göz rengim o kadar koyuydu ki okulda ki arkadaşlarım bana göz rengimin siyah olduğunu söyledi hep. İşte tam şuan da o güzel kız kardeşimi belki de kaybetmek üzereydim ama istemiyordum.
L- A-abla çok uykum var...
Dedi o güzel gözlerini derin bir karanlığa gömerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz kız ve Kalpsiz erkek
RomansaYaşadığı olaylar yüzünden duygularını kaybeden bir kız ve hayatına kimseyi almayan,arkadaş edinmek istemeyen her zaman sert ve boş bakışlı erkek. Bu yüzden Arya'ya 'ruhsuz kız' Soo-ho'ya 'kalpsiz erkek' denir. Peki ya bu 2 kişi arkadaş olmak isterle...