Fedakarlık

108 12 59
                                    

Ondan sadece küçük bir fedakarlık istiyorum.

Sadece biraz empati kurmasını , az da olsa anlamasını istiyorum. Ama önceden de dedim ya. Her şey istemekle kalıyor, gerisi gelmiyor.

Çok mu zor empati kurmak ? Sevgili günlük , çok mu zor birini anlamaya çalışmak ?
Evet bazen bazı insanları çözmek zor olur , onların iç dünyasını göremezsin. Ne tuttuğu bir günlük ne de kendi içini dökebileceği başka bir sığınağı vardır onların. Hep kendi içinde tutarlar sırlarını. Belki de bu yüzden göremeyiz onları. Belki de bu yüzden anlamakta zorlanırız.

Peki ya o neden beni anlamıyor ? Neden sürekli sinirli , neden her zaman agresif... Neden...? İçindeki öfkeyi bize boşalttığında çok mu rahata eriyor içi ? Hiç mi pişman olmuyor hiç mi suçluluk duygusunu hissedip gece kolay kolay uyumuyor ? Hiç mi...?

Ben en küçük hatamı bile insanların gözünden nasıl göründüğünü farklı açılardan hesaplayan biriyim. Gün sonunda bu hatayı en çok düşünen de benim. Yine küçücük bir hatam yüzünden fazlasıyla pişman olan da benim. Ben bu kadar kafama takıyorken sen nasıl oluyorda çok rahatsın ?

Nasıl...?

Nasıl yapıyorsun bunu ?

Ve sonra geliyorsun yanıma. Sanki hiçbir şey yapmamış , bana o duyguları hissettirmemiş gibi. Sanki özür dilersen her şey düzelecekmiş gibi bakıyorsun gözlerime ya da bana o gün pahalı bir şey alsan tekrar kalbimin kırık parçalarının birleşeceğine inanıyorsun. Ne yazık ki haksızsın bu konuda. Bana alacağın pahalı bir şey veya ağzından çıkacak bir iki cümle asla düşüncelerimi değiştirmeyecek. Çünkü hep aynı sonla bitiyor tartışmalarımız. İçin rahata erdikten sonra çok ilgiliymiş çok iyiymiş gibi gelip kendini affettirmeye çalışıyorsun.

Ben seni affetmeyince de ne mi oluyor ? Trip atmış oluyorum, sorayım o halde...

Bir kişiyi affetmemek trip atmak mı oluyor ? Hak edene hak ettiği tepkiyi vermek trip atmak mı oluyor şimdi ?

Hayır. Bu da kendinizi rahatlatmanın bir başka yolu. İçinizi ferah tutmanın başka bir şekli. Fazlası değil.

Ve işte tartışmalarımız hep böyle sona eriyor. Ne sen daha düşünceli olmaya çalışıyorsun ne de ben artık sana olan düşüncelerimi değiştirmeye çabalıyorum. Ama emin ol sen bir adım atarsan ben iki adım atacağım...

Sadece bekliyorum , istiyorum işte.

Ama asla gerisi gelmiyor.

Yazdıklarımın üstüne birer birer dökülen göz yaşlarını fark ettiğimde anladım ağladığımı. Daha fazla yazamayacaktım artık, sadece ağlamak istiyordum. Göz yaşlarımla beraber kağıda dökemediklerimin gitmesini diliyordum.

Günlüğümü artık tozlanmaya başlayan aynı rafına koyduğum gibi ışığı kapatıp yattım yatağıma.

Ağladım dakikalarca ve ağladıkça birer birer terk etti düşüncelerim beni. İlk defa kendimi bu denli rahat hissetmiştim. Ağladıktan sonra bulunduğum o boşluk beni uykuya itiyordu ve geceyi az düşünce ile kapatıyordum.

Ağırlaştı göz kapaklarım bedenim gibi ve haftalar sonra en rahat uykuyu çektim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Beğenmişsinizdir umarım <3
Fena olmadı gibi ama eksiklikler var . Ağlamak ile ilgili birkaç şey daha yazmak istiyordum ama bu bölüme sıkıltırmak güzel olmayacaktı-

Her neyse şimdiden yorumlarınız için teşekkürler ve iyi günlerrr

•Yanılgı•  || Muichirou x Reader || Modern Au || Demon Slayer ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin