Sanırım şuanlık kısa kısa yazıcam .
Yavaş yavaş uzatıcaz artık .🤍🤍🤍
1 gün geçti ve ben meraktan ölücem. Annem ve babam İzmir'e gittiler ve daha bizi aramadılar. Normalde annem günde 3 kere arardı en az. Burda bi bokluk olduğunu seziyorum ama şimdilik öğrenemiyeceğimi de biliyorum.
"Piştt kızılımsı. " Edis'in sesini duyunca ona baktım. Ben bahçede oturup arkadaşımla mesajlaşıyordum ve sanırım okumaya çalışıp okuyamamıştı. Alaycı bi surat ifadesiyle ona baktığım için bahçe kapısında durmaktan vazgeçip bahçeye geldi.
"Şimdi senin bu çookk yakın olduğun ve bizim otelde çalışan arkadaşın olayı bilmiyor öyle mi?" Çok kelimesini bastırarak ve uzatarak söylemiştim çünkü hep yakın arkadaşım derdi ondan bahsedeceği zaman.
"Ortak olucakmış birileri bize." Umursamazca söylediği şeyi bi durup düşündüm ki muhtemelen babamın arkadaşları. Mafya arkadaşları.
"Eee bu kadar mı? Bu teknik arızaya girmiyor sanırım."
"Elçincim evet düşündüğün şey. Evet mafya arkadaşları. Tamam mı rahatladın mı? " Diyerek tane tane anlatmaya çalıştı. Kıt mıyım ki böyle tane tane anlatıyor. Sabır yaaa.
Elimde üst üste titremeye başlayan telefona bakıcaktım ki Edis tekrar konuşunca telefona bakmayıp ona odaklandım."Kim yazıyor bu kadar fazla?" Kuşku dolu bakıyordu. Dur hemen merakını gidereyim ikizcim.
"Nare"
"Şaka?" Bunu diyen surat ifadesini görür görmez büyük bi kahkaha patlattım. Sonra aniden gülmemi kesip konuşmaya devam ettim.
"Tabi ki şaka değil çünkü İzmir'e taşınıcaklar. " Yüzünden hem şaşkınlık hem nayır nolamaz ifadesi geçiyordu.
"Bu da şaka, değil mi? Beni şoka sokmaya çalışıyorsun."
"Hayır şaka değil ve gerçek olmayan şeylerle şoka girdiğini bilmiyordum, öğrenmem iyi oldu. "Diyip gülerek ayağa kalktım.
"Dalga geçen kızılımsııı nereye acaba?" Arkamdan bağıran Edis'e yüzümü bile dönmeden cevap verdim.
"Biraz yürüyüş yapacağım " kulaklığımı takıp güneşi arkama alıp yürümeye başladım. Nare'den gelen mesajlar beni zorluyordu. Nare babamın arkadaşının kızıydı ve benimde en yakın arkadaşımdı. Nare bi hacker ve her yere ulaşabilir. Yani şöyle ki tüm kameralar, tüm hesaplar, tüm telefon ve kısacası dijital olan her şeye erişebilecek bi programa sahip. Açıkçası onun bu özelliğini seviyorum ve bana yardımcı olması gerektiğini de biliyorum çünkü babam ve annemi ne kadar arasam da açmadılar. Ne yaptıklarını onlar bilmeden de öğrenebilirim değil mi? Şu anlık telefonu cebime koyup yürüyüşümü devam ettirmek istiyordum ki elim cebimden çıkacakken titreşime olan telefonumun titremeye başladı. Telefonu tekrar çıkarıp baktığımda Nare'nin aradığını gördüm. Telefonu açarak geri cebime koyup konuşmaya başladım.
"Söyle kuşum , ne buldun bakalım?" Sözümü bitirir bitirmez konuşmaya başladı. Gülümsedim. Ne kadar sabırsız ya bu kız.
"İstersen direk sana atayım sen izle ama benim çıkardığım sonuç görünenden çok farklı. " Kamera kayıtlarına bakmıştı demek ki.
"Önce anlat sonra at bakalım neler varmış" arkamı dönüp geldiğim yolda aynı hızda yürümeye başladım. Evden çıkalı çok olmamıştı ve birazdan yetişip sakin kafayla her şeyi izliyebilirdim.
Bahçe kapısına yetişince sakin olup yavaşlamaya çalıştım çünkü Edis'e bi şey çaktırmamam gerekiyordu. Telefonu beklemeye alıp içeri girdim ve direk odama yöneldim. Yoksa bi ton laf eder ve geri çevirmeye çalışırdı beni.
"Evet?" Diyerek telefonu açan Nare'ye konuşma fırsatı vermeden konuşup direk konuya daldım. Odama yeni geçip kapıyı kapattım ve komidinin çekmecesindeki laptopu çıkarıp yatağa oturdum rahat bir pozisyon aldım.
"Şimdi bi anlaşma var ve her an ortalık karışabilir. Elçin istersen zamanı gelince-"
"Zamanı gelince diye bir şey yok. Sen anlaşmayı at." Sözümü kestiğim Nare konuşmadan dediğimi yapıp e-posta adresime bi fotoğraf attı. Tam tıklayıp açıcaktım ki dışardan ses gelmeye başladı.
"Noluyor?! Elçin!" Nare'nin sesi kulaklığımdan kulağıma dolması ile ayağa fırlayıp laptopu olduğu gibi kapatıp çekmeceye atıp hızla pencereye koştum. Bahçenin önü siyah arabalarla dolup taşmıştı resmen. Demek ki buraya gelmemizin bi nedeni varmış. Babamın bizi saklama çabası takdire şayan, peki bu ilk duran arabadan inen jilet gibi giyinmiş adam kim?!
"Nare bunun kim olduğunu hemen söylüyorsun. " Bi süre ses kesildi kulaklığımdan kulağıma sadece dııttt diye bi ses geliyordu. Nare konuşmadan bahçe takım elbiseli adamlarla dolmuştu. Edis mutfaktaydı ve babaannem-
"Hass" diyerek kapıya koştum. Tam kapıyı açmıştım ki yan koridordan gelen babaannem elindeki tabancanın şarjörünü değiştirerek yürüyordu. Kapımın önünde durduğu anda koridorun karşı tarafından Edis koşarak buraya geldi. Onu gören babaannem işaret parmağını önce Edis'e sonra bana doğru sallayarak konuşmaya başladı.
"Ha siz ikinuz sakun dışarı çıkayum demeyun." Sözünü bitirip parmağını indirdiğinde söz hakkı almış gibi olduk.
"Babaanne-"
"Babaanne-"
İkizimle aynı anda konuşup aynı anda susmuştuk pardon susturulduk. Çünkü zil çaldı.
"Çağan Alaca. Cihan Alaca'nın oğlu. " Nare'nin sesi kulağıma dolarken ben donup kalmıştım o sırada babaannem çoktan kapıya yönelmişti bile.
Alacalar.
🤍🤍🤍
Biraz geç oldu ama ilham gelmesi gerekiyordu o yüzden bi sonraki bölüm biraz daha erken gelicek 😉
İyi geceler herkese 🌌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Karanlığı : Kızılımsı
Novela JuvenilSonu bilinmez . İyi son kötü son diye birşey yok, kimine göre iyi kimine göre kötü son vardır.🌼💙 Ne zaman U alıcaksın?" "Şimdi" diyip direksiyonu sağa ani bi şekilde kırıp sol şeritten orta şerite drift atarak geçmemizi sağladığımda artık tüm arab...