Günaydıınnn
Yepyeni bi bölümle karşınızdayım.🤍🤍🤍
Kulaklarım uğulduyordu. Yanaklarım yanıyordu sanki. Ciğerime çektiğim nefes göğsümün ortasına batıyordu ve her aldığım nefes bi ağırlık bırakarak orda kalmaya devam ediyordu. Yola çıkalı yarım saat olmamıştı ama telefonum susmuyordu. Bu kadar hızlı gitmesem açardım ama hızımı azaltmaya da pek niyetim yoktu. Yan koltuğa uzanıp hâlâ çalan telefonu elime aldım ve arayana baktım.
"Öküzümsü" sanırım Edis çok sinirlenmişti ve kaçırıldığımı düşünüyordu ama açmıycaktım. Bi elimdeki telefona bi yola bakarak Nare'yi aradım ve kulağıma koydum.
"Nerdesin?" Diyerek telefonu açıp hemen benden çevap beklediğini gösterircesine hızlı nefes alıp verdi.
"Yoldayım ve kaçırılmadım ama bunu Edis'e söylemiyorsun hatta benimle konuştuğunu bile bilmiycek." Dediğimde bi dönemece gelmiştim. Ben yola odaklanırken o hızlı hızlı konuşmaya başladı.
"Akıllı mısın sen ya? Ne demek Alaca'nın oğluyla gitmek? Yanında mı şuan? Nereye gidiyorsunuz?" Bunları söyledikten sonra derin bi nefes içime çektim ve konuştum,
"Nefes al Nare. Öncelikle ne yaptığımı biliyorum ya da bilmiyor da olabilir ama bu kısım sorun değil önemli olan annemin durumunu öğrenip hemen bana bildirmen. Sonra da bana Çağan'ın numarasını atıyorsun çünkü aynı arabada değiliz ben kendi arabamdayım. Son olarak da bu çip nasıl çalışıyor onu söyle."
"O çip ufak bi operasyonla kulak kıkırdağının içine koyulucak bunu haledebiliriz sorun yok tamam mı? Yarım saate sana dönücem." Görüşürüz demeden telefonu kapattım. Aradan 10 dakika geçmeden bi mesaj atmıştı. Direk numaraya tıklayıp kayıt yaptıktan sonra arayıp telefonu kulağıma koydum.
"Alo?"
"İlk istikamet farklı mı yoksa direk İzmir mi?" Alo demek saçma geliyordu, bu kelime bende yoktu sanırım. Nefes alışverişini duyabiliyordum bi 5 saniye konuşmadan bekledi.
"Bursa da bi yere uğrayacaz o yüzden aşırı hızlı gitmenin bi manası yok. Ayrıca numaramın sende ne işi var?" Sesinde şüpheci bi ton vardı. Bu dediğine güldüm. Evet evet baya güldüm. İyi ki araştırmıştı beni araştırmasaydı napardık acaba?
"Tek sen mi mafya çocuğusun? Ayrıca beni araştırmış olduğunu düşünüyordum. Yanılmaya başlıyorum senin hakkında." Sesim alaycı biraz da muzipti. Bu dediğime bi kahkaha attı ve derin bi nefes alıp konuşmaya başladı,
"Okul kayıtlarında böyle bir şey geçmiyordu oysaki. Ben sadece yaşıdığın çevreyi araştırıp seni tanımaya çalıştım o kadar. Tabi ki daha fazlasını da yapabilirim."
"Okullarıma niye bakıyorsun ki? Çok da önemli bir şeyler yok oralarda benim hakkımda. Yanlış sularda aramışsın daha dikkatli davran" dedikten sonra saate baktım ve yola çıkalı 1 buçuk saat olmuştu. Yol altımda kayıyor ama gitmiyordum sanki, olduğum yerdeydi hep. Sürekli aklımda annem vardı.
"Bende öyle düşünmüştüm zaten" bi göz devirme sesi olsaydı şuan da gelirdi. Konuyu değiştirip ciddiyetle konuşmaya başladım,
"Annemden bi haber aldın mı? Durumu nasıl?" Nare daha aramamıştı ama ölmüş olamazdı yani. Ölemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Karanlığı : Kızılımsı
Novela JuvenilSonu bilinmez . İyi son kötü son diye birşey yok, kimine göre iyi kimine göre kötü son vardır.🌼💙 Ne zaman U alıcaksın?" "Şimdi" diyip direksiyonu sağa ani bi şekilde kırıp sol şeritten orta şerite drift atarak geçmemizi sağladığımda artık tüm arab...