JK evine gelince uzun süre düşündü. Atacağı adımdan emin olmalıydı, çelişkili duygular içerisindeydi. Birisi ona yardım etmeliydi ama henüz şarkı söylemeden ailesine bundan bahsedemezdi. Ailesini bir kez daha hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. Ama birileriyle konuşmaya ihtiyacı vardı aklına Chan geldi, Chan ' de söz yazarıydı aklına 'i am you' şarkısı geldi. Araları iyi değildi biraz çekinerek mesaj attı.
1 saat sonra:
Tanrım Chan Namjoon'u tanıdıgını ve büyük hayranı olduğunu söylemişti. JK ondan yardım istemişti, ne yapmalıydı bilmiyordu. Chan bu yüzden evine geliyordu. JK kapıyı gülümseyerek açtı arkadaşını, sarıldılar, Chan onu mutlu görünce eski konuları hiç açmadı, sadece müzik odaklıydılar. Chan de Joon'a tanışmak istiyordu, JK heyecanına güldü. Bir dahaki sefere yanında onu da götürmeye söz verdi. Evet karaını vermişti, WooDan, Joon, Yoongi ile birlikte şarkı yapacaktı, bu durum ilk kez yabancı bir dili anlamaya çalışmak gibiydi, JK okuyabiliyor, telaffuz edebiliyor ama kendi dilinde ki karşılığını bilmiyordu, bu şaşkınlığı bir süre devam edecekti.Chan gittikten sonra JK yatağına uzandı, kendini düşünmeye başladı, son zamanlarda sesini beğenmemeye başlamıştı, dans hiç etmiyordu, şarkı yazmaya hiç çalışmamıştı. O bir tek sevgilisine şarkı söylemiş, ondan ilham almıştı. Şimdi kendini oldukça beceriksiz görüyordu, evet adım atacaktı ama sonra ne olacaktı? Ya şarkıyı söyleyemezse, ya şarkı tutmazsa veya Joon bir daha onunla çalışmak istemezse vs vs düşünüyordu. Ayakları sürekli çamura batıyordu, pes etti batmaya başladı düşüncelerinin arasına. Evet, kabul etti, işeyaramazdı, sevgilisini kendinden soğutmuştu, hatası çoktu, sürekli ilgi istemişti ondan, çocuk gibi davranmıştı, onun özgürlüğünü kısıtlamıştı. Hep 'ben' demişti, onu hep yanında tutmuştu. Bıktırmıştı işte kendinden, herkes bir gün bıkacaktı ondan. Hep yarım yamalak iş yapıyorum diye düşündü, sevmeyi sevilmeyi bile beceremiyorum dedi. Düşündü; bir daha dayanabilir miydi bu acıya, hasrete? Sevebilir miydi birini?
O an aklına, gönlüne taehyung düştü. Bu adam kendisine ne yapmıştı, sürekli ondan kaçmak istiyordu, hayır şu an birini sevemezdi, o adam belki de kendisine acıyordu, üzüldü, saçmalıyorum dedi, adam psikolog işi gereği tabiki bana iyi davrandı, senden hoşlanacak hali yok ya... Sonra 'uzun süre görüşeceğiz' demesi geldi aklına, gülümsedi. Ama buruk bir gülümsemeydi bu, taehyung yanlarında olmayacaktı ki, o sadece babasının daha çok kazanmasını istiyor dedi kendine, beni önemsediği yok, sen ağlayınca sana destek oldu, kendi kendine hayal kurma.
Bu düşünceler kalbini ağrıtmaya yetti, kabının acısını dindirmeye çalışmıştı 3 aydır, dinmediği gibi şu anda daha çok artmıştı, layık değildi güzel şeylere. Taehyung yanında olacağını söylemişti ama olmaz dedi, ben kendimden soğuturum onu, sıkıcıyım ben, sevmeyi bilmiyorum, uzaklaştıyorum kendimden beni sevenleri, hep yalnız olacağım (ah jungkook'um) :(
Neredeyse ağlayacaktı, telefonu çaldı, bakmadan açtı:
Jk": efendim
Tae: Merhaba JK müsait miydin? Nasıl olduğunu merak ettim
Jk: Hemen yataktan doğruldu' Ah taehyung merhaba daha iyiyim teşekkür ederim desteğine minnettarım'
Tae: Rica ederim jungkook her zaman bana anlatabilirsin. Müsaitsen joon ve ben akşamüstü sana uğramak istiyoruz, sanırım sana sarkısının demo kaydını dinletmek istiyor Joon
JK: Ah ailem yurt dışında zaten, dersim de yok, müsaitim çok memnun olurum
Tae: tamamdır buna sevindim, görüşmek üzere
JK: görüşürüz hyung :)Ah duydukları şaka mıydı, Taehyung onu merak etmişti, evine geliyordu ve üstelik şarkısını dinleyecekti o yanındayken mutluluktan havalara uçtu. Bir anda kendine geldi, ah duş almalıydı, evi zaten topçuydu, dağınıklıktan hoşlanmazdı, yemek yapmalıydı hemen Chan'i aradı evine davet etti.
Bir anda ağlarken gülmeye başlamıştı aklına çocukken düştükten sonra ağlamaya başlarsa ailesinin ona muzlu süt aldığı geldi, hemen susardı sütü görünce. O zamanlar hayatında ev sevdiği şey o sürtü, bilerek ağladığı olurdı. Acaba şimdi de bilerek mi ağlıyordu, biri gelsin onun istediği şeyi alsın diye? Olgunlaşmadığını düşündü, ne isterse kendi elde etmeliydi ama o başkalarından medet umuyordu, artık tek başınaydı, kabullnmeliydi, kimseye bağımlı kalamazdı, onu üzen başkaları da olacaktı, her zaman tekrar tekrar terk edilebilirdi, ölüm vardı, yalnızlık vardı, belirsizlik hakimdi dünyaya. O ise kesinlik, ve düzenli hayat istiyordu, ama bunun imkansızlığını o an kabullendi. Eğer bir psikologla görüşecekse nasıl bağımlı olmadan bir ilişki kurulabilir ilk bunu öğrenecekti. Ruh hali şimdi daha iyidi, bir anda güç geldi kendisine, küllerinden doğmak istedi hatta ilk defa mingyu'yu affetmek istedi, onu dinlemediği için pişman oldu. Şimdi kendi hayatına bakacaktı, korkmayacaktı hiçbir şeyden, ayağı taşa takılıp tökezlerse yardım istemesini bilecekti, sevgiye güvenecelti tekrardan, samimiyeti hissedecekti, kendi baharını bugün taehyung'un getirdiğini hatırladı ve içinden ona şükretti, eve geldiğinde dıygulanmıştı ama yine onun sesiyle toparlanmıştı, biliyordu o yaralarına iyi gelecekti ilk kez en derinden tekrar aşlı hissetti.
Tanrım aşkı hissettim ama şimdi ne yapacagım, ne diyeceğim karşısında, gözünün içine nasıl bakacağım, ne giyeceğim 😨😨😨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rengârenk
RomanceHerkese merhaba arkadaşlar 👋🙋 Bu benim ilk hikayem, umarım beni desteklersiniz ☺☺ Bu hikaye de taekook'u oldukça soft ve yetişkin görecegiz, kaostan uzak olacak, onların hayallerine ulaşmalarına ve birbirlerinin sevgisiyle nasıl iyileştikerine şa...