İlk görüş

38 9 5
                                    

Kim Taehyung!!!
Nerelerdeydin diye seslendi Jimin biricik arkadaşına. Taehyung yüzünde kocaman gülümsemeyle gürültüden kaçtım cevabını verdi. Yine bütün ilgi onun üstündeydi. İnsanlar gözleriyle onu yemekteydiler. Taehyung ünlü bir şarkıcının oğluydu ama daha çok yakışıklılıgı ile ön plandaydı. Daha önce şarkı cıkarmamış hatta elinde enstrüman bile görülmemişti. Sessiz sedasız psikoloji okumuş ve şu anda kendi kliniğini açmıştı, ilinin başındaydı. Onu seven arkadaşlarıyla vakit geçirmekten hoşlanırdı. Bu arkadaşları genellikle üniversitedendi. Beraber aile olmuşlardı özellikle jimin, hoseok ve namjoon onun her şeyi idi. Ve Jimin'in sevgilisi yoongi, Namjoon'un sevgilisi jin ile mükemmel anlaşıyordu. Zaten takma adıyla tartar sevilmeyecek biri değildi, grubun bebeğiydi. Hoseok ve onun yalnızlığını arkadaşları bir süre dert etse de sonradan bu duruma alışmışlardı zaten hoseok deliler gibi Sana'dan hoşlanıyordu ama taehyung'a bunu söylemeyi çekiniyordu biliyordu ki küçük kardeşini her şeyden çok seven taetae buna istemeyecekti. Grupta tek biseksüel taetaeydi, o bile bunun farkında değildi çünkü daha önce hiçbir erkekten hoşlanmamıştı daha önceki sevgilisi Seulgi ile çok güzel bi aşk yaşamışlardı, onunla getirdiği her an çok özeldi, birçok ülkeye seyahat etmişlerdi, birbirlerinin ilki olmuşlardı, yaklaşık 2 yıl süren bu ilişki Seulgi'nin evliliği düşünmemesi üzerine bitmiş taetae ondan sonra kimseyle birlikte olmamıştı, 3 senedir bekardı, aslında onu unutmuştu ama karşısına seveceği biri çıkmamıştı. Taehyung ilişki de ciddiyeti severdi, günübirlik ilişkilerden kaçınır, sevdiğini gösterir, partnerini çok mutlu ederdi. Kendiyle ilgili keşfi hala devam etmekteydi.
Jimin geldiğinde babasının partisinden kaçmış ileride kendi kendiyle oynuyordu bazen çocuklaşırdı, bu anlarda çok tatlı olurdu, yaşını, maddi durumunu, eğitimini unutur bir anda 5 yaşında olurdu, oldukça sevimli bir şekilde yıne arabalarla oynarken jimin ve yoongi'ye baktı beraber oynamak istiyordu tabiki ama onlar tae' yı zorla içeri götürdüler. Tae onları kırmamak için giderken dışarıda oldukça utangaç içeri adım atmaya korkan birini gördü, kocaman gözleri olan bu çocuk ışıl ışıldı. Gözlerini ondan ayıramayan tae çocuğun yanına gitti.
Taehyung :Merhaba ben kim taehyung içeri gelsenize, davetli değil misiniz?
Jungkook: Ah! Merhaba ben Jeon Jungkook rahatsızlik vermek istemiyorum davetli değilim sadece  Kim WooDan beyefendiye bir şarkı cover'ı mı dinletmek istemiştim, ama utanıyorum sanırım, içeri girmeye korkuyorum, siz onu tanıyor musunuz, oldukça ciddi olduğunu söylüyorlar, korkuyorum, ben üniversitesi 3.sınıfa gidiyorum, konservatuvar öğrencisiyim, ah özür dilerim yine çok konuştum, heyecanlanınca böyle oluyor:)
Taehyung dikkatlice onu dinlemiş ve karşısındaki bu tatlı çocuğun hal ve hareketlerini oldukça sevimli bulmuştu, jungkook konuşurken gözlerini kocaman açmış, dudaklarını büzmüş ve elleriyle sürekli oynamıştı, çok hazırlandığı belliydi, babasına nasıl bu çocuğu dinletebileceğini düşünüyordu. Öncelikle kılıklı kıyafetine baktı altta kargo siyah bir pantolon üstte ise bol bir siyah sweatshirt vardı ve sacları siyah uzundu, kahküllerini gözünü kapatıyordu, haline çekidüzen verirlerse babası belki kabul edebilirdi.
Taehyung: Kendisi babam olur, üstünüzü değiştirirsek belki sahne alabilirsiniz.
JK : inanmıyorum oğlu musunuz, özür dilerim babnız hakkında neler söyledim, çok utanıyorum, ayrıca direkt sahneye çıkmasam belki beğenmezler
Tae: ah hiç önemli değil aslında haklısın ilk önce kendim dinlesem sonra babama sunmak daha iyi olur
JK sevinçle gülümsedi tamam o zaman size demo kaydımı dinleteyim dedi.
Tae arkadaşlarını çağırdı ve beraber jungkook'un Harry Styles-Falling cover'ını dinlediler, hepsi mest olmuş gibiydi, jungkook'un sesi melek gibiydi, huzur doluydu, tae büyülenmişti, karşısındaki çocuğun geleceğin en önemli seslerinden biri olacağına emindi, hemen babasını bunu söylemeli ve bu çocuğun harcanmasına izin vermemeliydi.
Jungkook'un gözü Taehyung'un vereceği tepki deydi. JK her şey de çok yetenekli olmasına rağmen sürekli kendini aşmaya çalışıyor, her şeyde mükemmellik arar, sürekli kendini zorlardı, sürekli şarkı söylemekten sesinin kısıldıgı bile olurdu kendiyle ilgili hiç bir şeyi beğenmezdi, başkalarına karşı çok nazik olan bu güzel çocuk kendine çok acımasızdı.
Taetaey onu yürekten 1 dakika boyunca alkışlayınca derin bir nefes verdi, agzı kulaklarina varasıya gülümsedi.
Yoongı ve jimin art arda övgüler de bulundular, jin sürekli alkışladı ve namjoon söz yazarı olduğu için onun söyleyebileceği şarkılarını düşünmeye başladı ve bunu JK ile paylaştı. Namjoon ona Euphoria şarkısından bahsetti. Sö müZik kendisine aitti, Kim WooDan ile birlikte çalışıyordu. Yoongi de şarkının aranjesini yapabilirdi.
JK ilk görüşte namjoon'dan çok etkilenmişti hepsi harika insanlara geziyordu ve ama namjoon karşıdan bile belli olan zekası, hareketkerı, konuşma tarzı ile JK'in şimdiden idolü olmuştu.
JK bu yaşadıklarının hayal olup olmadığını anlamak için kendine çimdik attı ve Ah' ladı, sonra kendi kendine güldü.
Heyecandan ölüyordu, Tae babasının yanına giderken o da lavaboya gitti. Her şey bu kadar harika gidemezdi.

RengârenkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin