hyunjin
simdi benimle disari gelmiyosun yani oyle mi?changbin
hayir.
su sogukta disariya parmagimin ucunu dahi cikarmamhyunjin
peki
kendi basima gezerim
su sogukta💔
(görüldü)orospu
bi de goruldu atiyo
(görüldü)-
En yakın arkadaşım Changbin'i bile benimle dışarıya çıkmaya ikna edemediğim için, zaten saatlerdir hazırlanmış bir biçimde yalnızca bütün arkadaşlarıma mesaj atmakla meşgul olduğumdan yalnızca cüzdanımı da cebime atıp dışarıya fırladım.
Apartmanın kapısından baktığımda her defasında dolu olan sokağı ilk defa bomboş görmemle Changbin'in soğuk hava olayını abartmadığını o an anlamıştım. Ama artık hazırlanmış ve çıkmıştım yani geri dönüşüm falan yoktu artık.
Henüz dışarıya adımımı atmamla yüzüme vuran buz gibi rüzgarla baştan aşağıya titremiştim. Bi anda yüzüme çarpan soğuk hava sanki beni olduğum yerde dondurmuş gibi birkaç dakika öylece bekledim. Sonunda burda beklememin beni daha çok üşüteceği kararına varıp, dışarıya tamamen çıkmadan önce atkıma iyice sarınıp ellerimi de cebime koydum. "Tamam hazırım."
Şehir merkezine doğru inerken hala bi kişiyle dahi karşılaşmamam ve her sabah beslediğim kedilerin bile ortada olmayışı bu havada dışarı çıkan tek gerizekalının ben olduğum kanısına varmamı sağlamıştı. Evet bunu henüz yeni yeni anlamaya başlamıştım.
Dükkanların yoğun olduğu sokağa girdiğimde buranın biraz daha kalabalık gözüküyor olması, yalnızca yirmi kişi falan var, Kore'deki tek aptalın ben olmadığımı gösteriyordu. Tek başına olmaktan her türlü iyiydi.
Evde durmak beni gereksiz huzursuz ettiği ve bunun sonucunda da agresifeştiğim için her gün, yalnızca bir saat de olsa dışarıda gezmem gerekiyormuş gibi hissediyordum. Her gün bunu yapmasam sanki evde kafayı yiyecekmişim de sonunda bana ulaşamadıkları için evime gelip kokuşmuş cesedimi iğrenerek kaldıracaklarımış gibi geliyordu.
Ve birinin cesedime iğrenerek bakması bana yapılabilecek en büyük saygısızlıklarda ikinci sıraya girerdi.Birinci sırada, batıl inançlara olan bağlılığım yüzünden beni deli sanmaları vardı tabiki de. Bununla çokça karşılaşmıştım ve artık sinirimi bozuyordu bu durum. Buna katlanabilecek tek kişi dahi çıkmayacak mı karşıma?
Dışarıda yapmak istediğim her hangi bir şey olmadığı için gördüğüm her sokağa girip boş boş dolaşıyordum. Etrafımı izlerken her türlü şeyi görebilmem mümkündü. Kavga eden amcalar, sarmaş dolaş gezen sevgililer ve benim en sevdiğim ama henüz birkaç kere görme şansımın olduğu pembe saçlı çocuk.
Yine evde sıkılıp dışarı çıktığım bi gün kedileri beslerken görmüştüm. Ve o zaman o kadar kalabalık olan sokakta tek ilgimi çeken o pembe saçlı çocuk olmuştu. Saçı yüzünden falan çekmemişti dikkatimi ama tabi onun da etkisi vardı. Sonuçta her gün pembe saçın bu kadar yakıştığı kişiler çıkmıyordu karşıma. O günden sonra bir-iki kere daha görmüştüm ve daha sonrasında ne zaman dışarıya çıksam istemsizce onu aramaya başlamıştı gözlerim. Fakat artık o şansım kalmamış gibiydi. Son görüşümden sonra bırakın onu görmeyi saçı pembe herhangi birisine dahi rastlamamıştım.
Sonunda her takıntılı manyak gibi kafaya koyup Instagram hesabını birilerine sora sora bulmuştum. Takip isteği de atmıştım elbet, ama elimde ona yazabilmem için herhangi yaratıcı bir şey olmadığından dolayı yazmak gibi bir şeyi de düşünmemiştim. Çevremdekilerin tabirince aptalın teki olduğumdan her şeyi farklılaştırmaya çalışarak yapma eğilimim vardı. Ama bence bu benim aptal olduğumu değil, her şeyi aynı klasiklikte yapanların aptal olduğunu gösteriyordu. Yine de iki tarafın da kendince sebepleri olduğundan pek taktığım bir konu olduğu söylenemezdi. Yani şimdi demeyin ki farklı wattpad kızı havalarına girdin hayırdır. Yok öyle bir şey.
O kadar dolaştıktan sonra bi ara gördüğüm kalabalıktan eser kalmamıştı. Girdiğim boş sokakta dolaşmaya başladığım sırada, arada bir karşımdan esen rüzgarın direkt olarak içimde gezelemeye başlamasıyla olduğum yerde durup ısınmaya çalışıyordum. Bomboş sokakta biraz daha gezeledikten sonra sokağın sonundaki kafeye girip cam kenarına oturdum ve bir kahve siparişi verdim. Şu buz gibi havada içimi ısıtabilecek en iyi şeydi şuan.
Oturduğum yerde kahvemin hazırlanmasını beklerken kafede açık olan haber kanalını izlemeye başladım. Sıra hava durumuna geldiğinde bugün büyük ihtimalle kar yağacağını ve soğuktan dolayı evlerde kalmamız gerektiğini söylüyorlardı. Televizyondaki spiker sanki beni görüyormuş gibi omzumu kaldırıp dediği her şeyi onaylamadan öylece izledim. Sonunda kahvem geldiğinde garsona gülümseyip elimi kahve bardağının etrafına sardım ve dışarıyı izlemeye başladım.
"Bugün ilk kar yağacak ha?" Kahve bardağını ağzıma götürüp birkaç yudum aldım ve ben buz gibi olan dışarıyı izlerken içimi ısıtmasını her bir noktasına kadar hissettim.
Bir saat kadar daha kafede oturup kafenin önünden geçen tek tük insanları kendimce eleştirip izledikten sonra artık kendimce kar falan yağmayacağı kanısına varıp kafeden çıktım. En azından eve gitmem daha iyi olurdu. Bu soğuk havada ilk karı bile izleyemeyeceksem daha da dışarıda gezmenin bir manası yoktu. Aynı boş sokağa çıktığımda yavaş yavaş yürümeye başladım. Upuzun sokaktan sonunda çıktığımda eve gideceğim yola girdim.
Dikkatsizce yere baka baka yürürken kulağımı dolduran sohbet ve gülüşme sesleriyle kafamı kaldırdım.
Sonunda gördüğüm kişiyle gözlerimin parladığından emindim. Duvarın kenarında pusmuş, arkadaşı ile sohbet edip bir şeyler içiyorlardı. Olduğum yerde uzunca her bir gülümsemesini ve ağzından çıkan her bir harfin hareketine kadar izledikten sonra ikisinin de kafasını gökyüzüne çıkarmasıyla ben de istemsizce gözlerimi gökyüzüne diktim.
"İlk kar" Gördüğüm ilk taneden sonra bakışlarımı direkt olarak pembe saçlı olana indirdim.
"Artık benimsin" Asla yaşamayı ummadığım şeyin heyecanı ile adımlarımı hızlandırıp hiç oyalanmadan evin yolunu tuttum.
Hayatımın aşkı pembe saçlı çocuğu ilk karda görmüştüm, bu bizim aşkımıza bir işaret değildi de neydi?
hyunjin
CHANGBIN!changbin
noldu yine mi saksağan gördün yoksahyunjin
daha guzel😭
ilk karda jeongini gordumchangbin
sen kafayi yemissin-
selaam bunu aslinda daha once atmaya baslamistim fakat sonraki bolumleri pek yazamayinca kaldirmak zorunda kalmistim
amaa simdi duzenlenmis haliyle karsinizda!!rm'e gosterdiginiz ilgi icin cokca tezekkur ederim tekrsr 😔💚 umarim bunu da negenirsiniz ve cokca okursunuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pink haired guy ,, hyunin
FanfictionBatıl inançlara oldukça bağlı olan Hyunjin gördüğü pembe saçlı çocuğa yaklaşabilmek için kendince bir yol ararken mevsim gereği yağan kar ile artık çocuğa iyice takıntılı hale gelmiştir. 〃 texting + düzyazı