Yangın

448 27 6
                                    

20 yıl önce
Lee Hae-in kral jeon sung'un  gözde cariyesi,tahtın ilk veliahtını dünyaya getirdiği için yapılan kutlamada, bembeyaz kıyafetiyle melek  gibi ışıldıyor ve o güzel  yüzüyle adeta herkesi kendine büyülüyordu  . Sarayda hakim olan bu mutluluk tabikide o kadar uzun sürmeyecekti .O gün şatoda dört bir yanını büyük bir yangın çıktı . Fakat bu yangının asıl sebebi yeni doğan veliaht prensi kaçırmaktı

Etraftaki yangın yüzünden herkes dört bir tarafa koşturmaya başlamışken genç kadın hemen veliaht prensin odasının yolunu tutmuş ve beşiğinden ağlayan bebeğini alıp sarayın devasa koridorlarında çıplak ayaklarıyla koşmaya başlamıştı

.Kucağındaki daha yeni doğmuş bebekle beraber alevler içindeki sarayın diğer ucundaki koridorun sonunadaki gizli geçitden dışarı atmıştı kendisini.Koştuğu için açılan dikişleri genç kadının bembeyaz elbisesini kana bulamış genç kadına işgence ediyordu.

Arkasından gelen adamlarda genç kadının dahada zorlanmasına sebep olmuştu.simsiyah giyinen bu adamların genç kadının peşinden ayrılmak gibi bir düşünceleri yoktu.Arkasına bile bakmadan koşan genç kadın koşabildiği kadar koşmuş kan kaybından dolayı dönen başına rağmen bile durup soluklanmamıştı.

Genç kadının durmasını sağlayan şey ayağı takılıp yere düşmesi olmuştu.Yere düşmesiyle beraber peşindeki adamların genç kadına yaklaşması bir oldu.Etrafını saran adamlara rağmen bebeğine sımsıkı sarılmış bir şekilde gelicek adımı bekliyordu.Çok değil az sonra uzun boylu adamın yanındaki diğer adam genç kadına yaklaşmaya başlamıştı.Adamın giydiği kıyafet
baştan aşağı simsiyah ve başındaki bandanada sırtlan işareti var olan adamlardan biri "prensi ver seni bırakalım sen bir işimiz yok demesiyle genç kadın başını sağa sola sallayıp ağlayarak geri geri sürünmeye çalıştı.Üzerine doğru gelen adam"Seni öldürmekten başka çare bırakmıyorsun demesiyle genç kadın daha sıkı ağlayan bebeğine sarılmaya başladı.

Adam tam sırtındaki hançeri çıkarıp genç kadını öldüreceği sırada onlarla aynı giyime sahip olan adamlar,onlar genç kadını öldürmeden onları yaralamasıyla genç kadın daha da şiddetli ağlamaya başladı.Açık olan yarası yüzünden oldukça kan kaybeden kadın bebeğine belkide son defa satılacağını bilmeden sımsıkı sarılmıştı.Genç kadın bilincini kaybetmeden hemen önce "veliaht prens ve genç kadını alın tesise götürüp yaralarına baktırın bende bize ihanet edenlere ne olacağını gösterip geliyorum"cümlesini duydu ve ardından bilincini kaybetti.

İşini bitirip tesise dönen adam girişteki personelden genç kadın ve veliaht prensin yerini öğrenip koridorun sonunda ameliyattan çıkan doktora durumunu sormuş doktor "getirdiğiniz kadın çok kan kaybetmişti elimizden geleni yaptık ama hastayı kaybettik sös bebek gayet sağlıklı görmek isteseniz koridorun solundaki odada" demesiyle odaya doğru yol almıştı adam

Odaya girdiğimde veliaht prensi kucağıma alırken onunla ne yapacağımı düşünüyordu.Arkadında ne onu bekleyen bir saray ne de bi ailesi vardı .Hepsini yangında kaybeden bu tatlı bebek her şeye rağmen adamın kucağında kıkır kıkır gülüyordu

Prensi ne birine emenet edebilirdi nede orda bırakabilirdi ne yapabileceğini bilmeyen adam bu konuda oldukça kararsızdı oysaki namjoon'un düşünmediği şey ise bu bebeği kendi oğlu gibi görüp hayatının merkezine koyacağıydı.

Şimdiki zaman

Kim Taehyungdan

Lanet olsun beni bu halde bırakıp gittiğine inanamıyorum gitmesiyle kıyafetlerimden kurtulup kendimi yatağa attım.Altımdaki iç çamaşırı çıkarırken bacaklarımdan aşağı süzülen sıvıma lanet ettim.Yastığımı bacak arama alıp sürtünmeye başladım ileri geri hareket edip kendimi yastığa sürtüp arada üstünde sekiyordum lanet olsun fermonunu alabileceğim hiçbir eşyasının olmaması gözlerimi doldurmaya yetmişti.yastığın üstünden kalkıp jungkook'un dün gece uyuduğu yastığa sürtünmeye başladım jungkook'un fermonunu alan kurdum sakinleşmişti. Kendimi yastığa sürtüp sekerken adını inleyip duruyordum.

İnescapableHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin