Açığa çıkan gerçekler

165 11 2
                                    

Altı yıl önce

Delta prens jungkooktan

Babam'ın yani kral sung'un odadan gelen bağırış seslerinden artık bıkmıştım.Bu aralar kendimi bunalımda gibi hissediyordum.Kurdum ise sürekli dönüşmem için beni zorluyordu.Halbuki kızgınlığım biteli daha 2 hafta olmuştu bir daha ki kızgınlığıma daha beş ay vardı.


Can sıkıntısından dolayı ne yapıcağımı bilmediğim için son çareyi kendimi dışarı atmakta bulmuştum lakin yanında asker istemediğim için habersiz bir şekilde gizli geçitten çıkmıştım.


Bu aralar o kadar 4 duvar arasında sıkıştığım için ormana gelmek içimi ferahlatmıştı.Derin bir nefes aldım etrafa bakmaya başladım.



Çevremde yüzlerce ağaç etraftada bir sürü canlı vardı. Her zaman ki bildiğin yoldan gitmeye karar vermiştim.Ağaçların içinden yürüyor sanki başaladuğın yere yeniden geliyormuş gibi hissediyordum.Ayaklarımda hal kalana kadar yürümüş ancak hala varamamıştım.


Ah sanırım yolu o kadar da iyi bilmiyorum.Etrafında dönerken birden bir müzik sesi yükseldi.sesi takip ettikçe ileride geniş ve büyük bir şatoya benzeyen bir kule vardı.Müzük sesi ordan geliyordu.


Bir adım attım sonra bir tane daha ardından bir tane daha , durmadım sesin geldiği yere gelince,göründüğünden daha büyük ve ihtişamlı olduğunu gördüm.


Yavaş bir şekilde kapıyı araladım.İçeri girdiğimde etraf ışıklarla donatılmış bir kırmızı halı serilmişti.Kırmızı halı biten yere kadar ,içeriye kadar,ışıklarla donatılmıştı.


Kırmızı halının bitişine geldim içerideki müzik sesi gittikçe yükseliyordu.Basamaklara doğru bir Adım attım sonra bir tane daha, bacaklarım beni basamaklara kadar sürükledi.


Ardından bir basamak çıktım sonra bir tane daha ardından bir tane daha derken basamakların sonuna gelidim.

Kapıdan içeri girdim.Etrafta yüzlerce insan vardı.kimsi oturup yemek yiyor kimsi sadece oturuyor kimleri ise dans ediyordu.Manzara o kadar güzeldiki adeta bir ressamın bu görüntüyü resmeyi isteyeceği kadar bir güzelliğe sahipti.

Yavaşça ilerlemeye başladım dans eden insanlara doğru.o sırada bileğimde bir el hissettim.Tanımadığın bir adamın beni dans pistine sürüklemesine izin verdim.

Boyu benden kısaydı.parmak uçlarına çıksa anca boynuma yetişirdi ancak gözleri o kadar güzeldi ki gözlerine bakan bir insan orda bütün dünyanın güzelliğini görürdü.

Burnuma tatlı bir fermon kokusu ulaştı.Kokusu bütün dünyadaki onegalardan güzel olduğuna o an emin oldum.

Bileğimdeki elini yavaşça gevşetip elimi sırtına doğru bıraktı.Elim,çıplak sırtına değince biraz irkildim.Sımsıkı ince belini kavradım ve kendime doğru çektim.diğer elimide beline yerleştirip burnumu saçlarına daldırdım.


Güzel omega iki elinide boynuma doladı ve başını göğsüme yasladı. "Adın ne senin?"diye fısıldadım saçları arasında.


Başını yavaşça kaldırdı.gözlerini gözlerime kenetledi,parmakları ucuna yükseldi kulağıma doğru eyildi bir şey söylemeden dans etmeye devam ettik.


taktığı maskeden dolayı yüzü tam belli olmuyordu lakin bu güzelliğini saklamaya maske bile yetersiz kalmıştı.


Düşüncelere dalmışken "bu gece iki yabancıyız bırak öyle devam edelim"diye fısıldadı kulağıma doğru.Konuşdukça dudakları kulağıma değiyordu.


İnescapableHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin