Mavi tutamlar

384 24 15
                                    

Sesi dinlemenizi öneririm

50 yıl önce
Kral chul eşi jae'nin sürekli olarak gördüğü kabuslar üzerine saraydan ayrılıp bu zamanın en güçlü olan kahinin evine doğru yola çıkmışlardı.

Geldikleri yer ormanın ortasında ıssız oldukça ürkütücü bir evdi. Evin dıştakı demir kapısının açmasıyla çıkan gıcırdı dolu ses oldukça ürkünçtü. Kral ve kraliçe girdiği bahçeden ilerleyip kapısı açık olan villaya ilerlemişti .İçeri girip evin içinde karşıki koridorun sonunda kendilerine bakan kapıya açıp içeri girmesiyle beraber baştan aşağı simsiyah olan odada karşısındaki kahinin önündeki masada dağınık olan kartlar,ince uzun tahtalar ve kağıtlar,odadaki mum ateşi,ve hayvan derileri ve kemikleriyle beraber gelen  yoğun tütsü kokusunda hamile olan kraliçenin midesi bulanmaya başlamıştı.Odaya girdiklerinden beridir konuşmayan kahinin ;

"önünüzdeki sandalyeler oturun" demesiyle  sandalyeye oturan kral ve kraliçe konuya nasıl gireceklerini düşünürken kahin birden kraliçeye dönüp "sorun nedir kraliçem" demesiyle kraliçe söze başladı.

"Hamile olduğum süreden beridir.Bazı kabuslar görüyorum ve bu kabuslar asla peşimi bırakmıyor"diyerek cümlesini bitirmişti.kahin kraliçeye dönüp;

"Ne çeşit kabuslar kraliçem"demesiyle kraliçe söze başladı. "Bembeyaz kıyafeti kana bulanmış bir genç kadının kucağındaki bebekle alevlerin arasında birilerinden kaçışını ve attığı çığlıklar bana gecemi zehir etmesini görüyorum"demesiyle

Kahin masanın üstündeki bir kağıt ve bir tahta alıp üzerlerine bilmediğimiz dilde yazılar yazmaya başladı. Ardından eline bir hançer alıp elini kesip birkaç damla kanı tahta ve kağıdın üzerine damlatan sonra kağıdın uçlarını mumla yakmaya başladı kağıt yanarken anlamını bilmediğimiz kelimeler söylüyor ve etrafta siyah bir duman dolanmasını sağlarken birden kağıdı elinden bırakıp kafasını ani bir hızla havaya kaldırınca bedeni sarsılmaya başlarken hala bir şeyler söylüyor ve bedeni sarsılıyordu.Kağıdın tamamen kül olmasıyla sözleri son bulmuş ve bedeni sarsılmayı bırakmıştı.

Kahin yavaş bir şekilde elini kraliçenin karnına koyup bilmediğimiz dilden bir şeyler söyledikten sonra elini kraliçenin karnından çektiği kraliçeye dönüp "kehanet yerini bulacak rüyalarınızda gördükleriniz zamanı geldiğinde gerçekleşecek ve o doğan bebek şuan karnınızdaki oğlunuzun veliahtı her ne olursa olsun tahtına oturacak ve gerçekleri öğrendiği zaman annesinin intikamını alıcak"

Kahin elindeki tahtayı kraliçenin eline verip "Eğer oğlunuzun veliahtının tahta geçmesini istiyorsanız bu tahtayı en yakın dolunayda yani 2 gün sonra kimsenin bulamayacağı bir yere gömün kraliçem aksi taktirde gördüğünüz kabuslar  peşinizi bırakmaz"diye son sözlerini söyleyen kahinler beraber kraliçe kafasını sallayıp kralla beraber saraya geri dönmüşlerdi.

Kraliçe dolunaya kadar yine aynı kabusları görmeye devam edince hazırlanıp eşine kimsesizler mezarlığını ziyarete gideceğini söyleyip saraydan çıkıp tahtayı kimsesizler mezarlığına gömüştü çünkü kimsenin aklına bir kimsesizin mezarını kazmak gelmezdi"

O gece kraliçe ilk defa rahat bir uyku çekerken kralın onların sonunu getirecek bir işe kalkıştığından dahi bir haberi yoktu.

O gece kral en güvendiği adamlara kimsesiz 300 adam toplamasını  bu adamların eğitilip en iyi 150 tanenesinin kraliyet ailesini korumaya hak kazanacağını söylemişti.

Seçilen 150 adamın olurda bir gün ihanet etmeye kalkışmasınlar diye kelepçe şeklindeki bir mühür enselerine basılmıştı ve tüm seçilen adamların hepsine siyah sırtlan işlemeli bir bandana dağıtılmıştı.

İnescapableHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin