•İyilik Meleğim• SaneKana

4.0

Biraz telefonumda gezdim. O sırada kapı çaldı. Bu akşam yemeğe aoi geliyordu. Ya Aoi'ydi ya Kanao. Hangisinin işi en erken bittiyse.

Alt kattan shimobunun "hoşgeldin kanao." Dediğini duymuştum. Evet kanao'ydu. Kanao üstünü değişmek için yada benimle konuşmak için üst kata çıkıyordu.

Ve evet. Odamın kapısını çalmıştı. "Gir!"

Kanao çok yorgun ama mutlu görünüyordu. Kesin tanjiro ile iyi anlaşmıştı. "Naber?" Dedim ve kanao yanıma oturdu. "İyiyim! Sen? Yaşadıklarımı yemekte anlatırım hadi shin ablam seni bekliyor yemek hazırlayın." Dedi kanao gülümseyerek.

İlk gün rutinimizin akşamları hep şu şekilde olurdu. Eve İlk gelen kişi dinlenmek için odasına çıkar, 2. Gelen yemek hazırlar, 3. Gelen ise ilk gelenin yanına gidip yemek hazırlanmasını söyler ve en son olarak Aoi gelir.

Aoi geldiğinde masaya oturulur içecekler olarak shinobunun dünden hazırladığı sütlü gazozlar bardaklara doldurulurdu ve Küçükten büyüğe neler yaşadığımız anlatılırdı.

Ardından kanao odamdan çıktı. Bende üzerimi değiştirip aşağı indim. "Nee san çok güzel olmuşsun!" Dedi shinobu çatal ve bıçakları masaya koyarken.

"Buda mı gelenek artık?" Dedim ve tabakları getirmek için mutfağa gittim. O sırada kanao merdivenlerden iniyordu. "Olsun ya!" Dedi shinobu.

Beraber masayı ve yemekleri hazırlamıştık, şimdi tek işimiz Aoi'yi beklemekti. Ben telefonumda birşeye bakacağım için odama çıkmıştım. O sırada Zil çalmıştı.

"Hoşgeldin Aoi!"

"Hoşbuldum da kanae nee san nerede?"

"Odasında! Bekle çağıralım."

"Abla gelsene! Aoi geldi!"

Bana sesleniyorlardı. "Birazdan geliyorum!" Diye onlara bağırdım. Ve işimi halettim. Telefonumu yatağıma bıraktım ve aynamdan saçımı düzelttim.

Ve birden boğazımda ani bir kramp hissettim. Önemsemeyip odamdan çıktım ve odamdan çıktığım anda yere yığıldım. Öksürmeye başladım her öksürdüğümde kan kusuyordum.

Bir an öksürmeyi bırakıp kendimi toparlamaya çalıştım ama anlam verememiştim. Birden aklıma bir küçüklük anım geldi.

Ben küçükken çok hassas bir çocuktum. Hep hasta olurdum. Çoğu zaman aileme söylemezdim bile çünkü durumumuz çok kötüydü. Babamın işleri kötü gittiğinden işten gelip her gün annemi dövüyordu.

Bazen 4 yaşındaki beni ve 2 yaşındaki kardeşim shinobuyu da dövmeye çalışırdı ama annem bizi koruduğu için o 3 kişilik dayak yerdi.

Hatta annem bazı zamanlar shinobuyla bizi nao teyzeme bırakırdı. Onunda çocuğu, kuzenimiz Aoi idi. Aoi o zaman 1 yaşındaydı.

O aralar ben lenf kanseriydim. Hep kan kusardım bu yüzden çoğu zaman annem borç yapıp beni hastaneye götürürdü demir eksikliğimden bana kan verirlerdi.

Babam ise benim durumuma sinirlenip annemi daha çok döverdi. Annem buna dayanamayıp bizi nao teyzeme bırakmıştı o gün.

Annem o aralar kanao'ya hamileydi. Ve bir gün teyzemlerde yemeğe gidecekken kan kusmuştum ve şoktan bayılmıştım. Ertesi gün teyzem Nao'nun babamızı polise şikayet ettiğini öğrenmiştik.

Ve babamız tutuklanmıştı. Sonra o gün kan kustuğumu teyzem anneme söylemişti bu yüzden annem beni doktora götürmüştü. Tedavi olmuştum.

İyileştikten sonra ben 6,shinobu 4, kanao ise 2 yaşındaydı. Annem bizi karşısına alıp iyilik meleği olduğumuzu ve artık güçlerimizin etkinleşeceğini anlatmıştı.

İyilik meleği olduğumuzu öğrendikten sonra shinobu ile benim güçlerim yeni yeni etkinleşiyordu bizde bu güçleri kanao'yu kıskandırmak için kullanmıştık.

İyilik meleği yapmaya 12 yaşında başlayacaktık. Aslında hepimiz gökyüzünde yaşayan insanların bilmemesi gereken iyilik melekleriydik ama bunları yeni yeni öğreniyorduk.

Kendimizi annemiz söyleyene kadar insan sanıyorduk.

Ve ben 10,shinobu 8,kanao 6 yaşına geldiğimizde ise annemizin ölü bedenini bulmuştuk hepimiz çok üzülmüştük. Artık teyzemlerde kalıyorduk.

Annemizin neden öldüğünü bilmiyorduk ama nao teyzemizden duyduğumuza göre annemizin bir hastalığı varmış ve zaten çok az ömrü kalmış sonrada dark angellar onu yemiş.

1 yıl geçmeden Nao teyzemiz ve itadaki eniştemizde ölmüştü. Üçümüz bir ev tutmuş orda yaşıyorduk. Aoi ise farklı bir konakta üçüzlerle yaşıyordu.

Sonra ise iyilik melekliğine başlamıştık. Çok çalışmıştık ve insanları, kötü şans getiren dark angel'lardan korumam üzere birbirimize söz vermiştik.

O an aklıma gelmişti. Başım dönüyordu. Her yer kararıyordu. Her taraf kandı..