Odasını biraz inceledim çok birşey yoktu. Yatak,masa ve dolap.. ve gözüme armut çarptı. Evett! Ona oturup ohagi yiyebilirdim. Armuta oturup ohagilerimi yemeye başladım ve birden kapı aralandı.
"Abi! Uyan bişey diyeceğim!" Diye siyah saçlı,sanemiye benzeyen biri girdi. Abi dediğine göre kardeşiydi ve o genya olmalıydı. "Hala uyuyor musun? Uyan lan Uyan!"
İlişkilerini sevmiştim. Ayağa kalkıp onları izlemeye başladım. Genya birden gitti. Neden gitmişti ki? Tam odadan çıkacakken genya içeri girdi.
İçeri girdiği gibi içimdende geçti yere düştüm ve tam kalkacakken saçma hareketler yapmaya başladı. Yerimden kalkmayıp onu izledim.
Tabii ya! O bize inanıyor bu yüzden yere düştüğümde ses çıktığında kalkmam için bana el uzatıyor. Ne kadar insanların bizim varlığımızı bilmemesi gereksede onun bilmemesine gerek yoktu.
Elimi tutup kalktığımda sevinçten zıplamaya başladı. Sonrasında saneminin yanağına gelip ona su döktü. Gülme krizine girdim. "Ya genya bi siktir git bi uyutmadın!" Diye söylene söylene kalktı sanemi.
"Ben dışarı çıkıyorum onu diyecektim. Hadi bay!" Genya apar topar çıktı. Ben ise armuta oturup ona baktım. "Lan? Ben mi rüya görüyorum o ohagi mi?"
Kucağımda duran ohagiyi gördü ve dikkatlice baktı. "Hayır alamazsın!" Diye ayağa kalktım ve ohagiyi havaya kaldırdım. "Vay canına uçan ohagi."
Ohagilerimi sakladım o arada yatağına oturdu ve birden üstünü çıkarmaya başladı. "Lan napıyorsun-" bilerek mi yapıyordu? Hem o bize inanmazdı ki.
"Lan sen kimsin ne zamandır odamdasın?!" Dedi ve birden irkildi. Beni nasıl görebiliyordu bu? Bu ancak dark angelların gelişinde olabilecek bir olaydı.
Odanın etrafına baktığımda sanemininde bana baktığını farkettim. Normalde tanımadığım insanların bana dik dik bakmasından aşırı rahatsız olmuştum ama bundan olmamıştım nedense.
"Sen gerçek misin?"
"Bunu bana soracağına doktora görünmeye ne dersin?"
Olgun olmak her zaman en iyisiydi. Bir şekilde onu dark angel'lardan korumam gerekiyordu. Evin herhangi bir yerindede olabilirdi.
Kolundan tutup onu odadan çıkardım ve evi aramaya başladım. Koltuğa oturmuş beni izliyordu ve birden ayağa kalktı ve gideceğim odaya gitmemi engellermişcesine kolumdan tuttu.
"Lütfen evi aramama izin ver. Ben bir iyilik meleği olarak sadece seni korumaya çalışıyorum!" Dedim ve gitmenin icabına baktım. Ama beni bırakmadı.
"Kim olduğunu ve evimde ne aradığını açıkla öyle bırakacağım." Dedi, söyleyemezdim zaten görünmüştüm geriye tek bir çare kalmıştı.
"Üzgünüm shinazugawa san ama iyiliğin için özel güçlerimi kullanmam gerekecek." Dedim ve diğer elimle onu kapıya doğru ittim.
"Sen nesin lan?!"
Ben odaları araştırırken peşimden koşuyordu. "Lütfen bana zorluk çıkarma!" Dedim ve koşmaya devam ettim.
"Selam ben douma naber?"
Ahanda buradaydı işte. "Geri çekil shinazugawa san." Dedim ve sanemi geri çekildi. Kafasını kesmeye çalıştım ve bir anda birşeyin beni çektiğini farkettim.
Sanemiydi. "Kaçmamız gerek!"
Onu elinden tutup gökyüzündeki kendi evime getirdim. "Vay be ilk defa gökyüzündeyim!" Dedi. "İnsanlar için neden bu kadar yi birşey?" Diye sordum.
Sanemi tam cevap verecekken kapı çaldı. Shinobu muydu acaba? Kapıyı açtığımda çok şaşırmıştım ve korkmuştum.
"Neden buraya bir insanı getirdin kanae san?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•İyilik Meleğim• SaneKana
Fanfiction"Sen gerçek misin?" "Bunu bana soracağına doktora görünmeye ne dersin?" //Yazın yb gelecek//