3.

125 11 1
                                    

Bu bölümle ilgili 1-2 kelime etmek istiyorum. Öncelikle bu bölüm smut içeriyor rahatsız hissedecekler varsa okumamasını tavsiye ediyorum. Bir diğer konu da ekstra bir karakter eklemem gerekiyordu, aklıma ilk Sehun geldi isim olarak. Kesinlikle negatif düşüncelerim yok kendisine karşı. İyi okumalar, oy vermeyi unutmayın lütfen <3

Creep-Radiohead

Seungmin

Yorgunluktan ölecek gibi hissederken elimi göğsüme yasladım, kalbim kafesinden çıkmak istercesine duvara çevik ve güçlü ancak bir o kadar acemice çarpıyordu. Gözlerimi kapatıp nefesimi kontrol etmeye odaklansam da boynumdan süzülen terlerin gerisinde bıraktığı soğukluğu hissediyordum. Titreyen bacaklarımı ödüllendirerek kendimi nemli zemine attım. Kimse dans etmenin bu kadar zor olacağını söylememişti. Özellikle benim gibi fiziksel aktiviteden katiyen kaçınan biri için yeni bir deneyim olduğu kesindi.

Aralıksız 3 gündür aynı tempoda çalışmayı kaldıramayan kaslarımı asla umursamayan yoldaşım ise daha önce görmediğim tutkulu ve sert yanını göstermekten çekinmiyordu. Birkaç gün dil dökerek zorla ikna etmiştim benimle koreografiyi çalışması için. Kendisi çaylak olmadığından katılmasına gerek yoktu elemeye lakin koreografiyi öğretmek için yine de orada olmalıydı. O bitkinlikten sonra bir de üstüne bana yardım etmesini istemek yüzsüzlüktü belki biliyorum ancak yeniden onun insafına kalmıştım.

Bu süreçte birkaç kez üslubu için özür dilese de eleştiri kaldırabilen biri olarak sivri dilli olması da işime geliyordu açıkçası, ayrıca her ne kadar sert tavırlı olsa da her gelişimimde en az benim kadar seviniyordu.

Arkadaşıma çevirdim keskin bakışlarımı, saçları sırılsıklam olmuş olsa da bedeninde yorgunluğa dair bir emare yoktu. Ona baktığımı hissedip bana döndü, üstünkörü süzdükten sonra acımış olacak ki yavaşça yanıma uzandı. Soluklarım dışında hüküm süren sessizliği ilk bozan da yine dostum olmuştu.

"Seni anlayamıyorum ben, neden Felix yerine beni seçtin eğitmenin olarak?"

Alaycı bir gülüş takınarak elimle tepeden tırnağa kendimi gösterdim.

"Beni böyle görmesine izin verir miyim sence?"

Tabi ki nedenim bu değildi ama Hyunjin'e söylediklerimin de bir sınırı vardı ve o sınırı geçtiğim anda amansızca yargılanırdım, biliyorum. Sicilime daha önce işlenmemiş olan sınır ihlali diğerlerinde zorluklarla oluşturduğum 'düzgün' birey tiplendirilmesini rahatça bozabilirdi.

Hala ikna olmamış olacak ki gözlerini kısarak başını iki yana salladı.

"Seungmin, ölüyordun özleminden mantıklı mı sence bu? Onu görmeye bir kere bile gelmedin ayrıca."

Dudağımı suçlu bir şekilde ısırarak başımı tavana çevirdim. Senin bildiğin kadarıyla görmedim, evet.

Onunla henüz resmi olarak tanışmamam için birkaç sebebim vardı.

Aramızda saklantıların olmasını istemiyordum, tüm çıplaklığımla beni tanımasına izin verecektim. Eğer masumca eğitmenim olmasını rica etseydim tüm dürüstlüğünden sıyrılıp yalanlarla boyanmış sahte buketlerle bezenmiş bir ilişki evrilebilirdi bundan yalnızca.

Bir diğer nedenimse onun sırlarını çözmek, her bir nüansını keşfetmekti. Bilmezliğin imkan sağladığı savunmasızlığı bir süre daha uzaktan gözlemlemek için kullanacaktım. Az kaldı civcivim, büyük hamlemi yakında yapacağım.

"Henüz zamanı değil." Ses tonumdan konuyu daha da uzatmak istemediğimi sezmiş gibi suskunlaşarak o da bakışlarını tavana çevirdi.

"Peki sen neden böylesin?"

abyssalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin