Çürük vişneler diyarına hoş geldin.
Bu kitabı okurken damağında biraz ekşi ve biraz bayat bir tad olacak . Tıpkı geceden kalma bir sevişme gibi .
Arzu bedenini istila ederken kanındaki her damlaya bir kıvılcım gibi düşecek cümlelerim.
Tıpkı bir eli...
Biraz ekşi ve ezik . Tıpkı saklı kalmış ve vadesi dolmuş gibi . Biraz baş döndürücü . Tıpkı şarap gibi . Biraz güzel ama fazlasıyla tutkulu, tıpkı morfin gibi . Aklımı başımdan alıyor ama yasak bana,günah bana .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" Sevgili Irene ..." Dedi general. Biraz eğildi ve kaşlarını çattı . O tok sesi ve dolgun dudakları ile şu sözleri söyledi " bu sarayda nasıl geçiyor günleriniz ?"
İrene etrafına göz ucu ile baktı . Etrafında generalin üç eşi vardı. İkisi kendi aralarında insanları süzerek ,yelpazelerini günahlar ve aşağılık dudaklarına paravan yapıp dedikodu yapıyordu. Diğeri ise yani küçük eşi ise suratını asmış,ellerini eteğinin üzerine koymuş parmakları ile oynuyordu. Suskun ve kendi halindeydi. Kocaman ve değerli taşlardan yüzükler takmıştı solgun tenli cılız parmaklarına . Hayattan bıkmış ama görevi gereği süslenmesi gereken bir kadındı . Ve bu durumu düzeltmek için en ufak bir çabası yoktu .
" Efendi-" dedi Irene ve general onun sözünü böldü . " İnanın ki hiç umurumda değil Irene " dedi küstahça. Ve yüzünde o yarım gülümsemesi belirdi . Uzun siyah saçlarından bir tutam yüzüne düşüyordu.
" O halde neden soruyorsunuz general! " Dedi Irene kaşlarını çatıp . Ve hemen ayağa kalktı.
" Üzgünüm ama sizinle dans edemem!" Dedi eli hâlâ havada duran generale.
" Ben dans sevmem !" Diye bastırdı cümlesini,sert bakışları ile .
İkili arasındaki bu atışma generalin dedikoducu iki eşinin dikkatini çekmişti.
" Lütfen küçük hanım ,onunla dans edin " dedi içlerinden biri . Başından savmak istercesine, pervasızca ve içinde en ufak bir kıskançlık duygusu olmadan .
Başını ona bu sözleri söyleyen kadına çevirdi Irene , şöyle bir süzdü kadını ve gözlerini onun gözlerine dikti .
" Belki de kocanız ile siz dans etmelisiniz madam !" Dedi .
" Burada oturup sohpet etmek daha güzel" dedi kadın . Onların bu pervasızca davranışları Irene ' nin canını sıkıyordu .
Öte yandan hâlâ eli havada duran generale baktı . Dizlerini bükmüş ve hafif eğilmiş , elini uzatmış ona yalvaran gözler ile bakıyordu. Sanki az önceki küstah tavırları gitmiş gibiydi .
Sanırım herkesin içinde rezil olmak istemiyodu .
İrene ona elini uzattı ve general onun elini tuttu . İrene her zaman yaptığı gibi çenesini kaldırıp boğazını temizledi ve " o halde bu dansı bana lütfedip beni bu boğucu ve aciz ortamdan çekip alır mısınız general" dedi .
