Geçmişin Yolcuları

13 3 3
                                    

'' Sen kimsin ve burada ne işin var''

'' Sakin ol, ben sadece şey Tunç abinin misafiriyim. ''

Sopayı indirdi, iki adım ileri geldi. Yaklaştığında yüzünü daha net görmüştüm. Benim yaşlarımda kıvırcık saçlı ve uzun boylu bir gençti. Bana elini uzattı.

'' Merhaba, çok özür dilerim. Hırsız girdi zannetmiştim. Ben Ege, Tunç abinin yeğeniyim. İki yandaki evde yaşıyorum. Eve giderken kapıyı açık görünce endişelendim. ''

Bende elini sıkarak:

'' Sorun değil bende Seyran''

Ege makineye doğru baktı. Sanırsam o da bu odaya ilk kez giriyordu.

'' Gerçekten çok garip bir düş su nereden akıyor acaba''

Bu insanlar ne yeyip içiyor ya, bir insanın şuna duş diyebilmesi için hayatında hiç duşakabin görmemiş olması gerek.

'' Dayım bu odayı hep kitli tutar. Bu odaya ilk kez giriyorum. Dayımın birşeyler tamir edip, makinelar yapmayı sevdiğini biliyordum. Ama kendine özel duşakabin yapacağını hiç düşünmemiştim. ''

Biraz daha şu Makineye duş derse delirecektim. Bu yüzden zaman makinesi olduğunu söylemeye karar verdim.

'' Bunun bir duş olduğunu gerçekten düşünüyormusun?''

''Değil mi? Başka ne olabilir ki?''

'' Bak burada ne yazıyor''

''Zaman makinesi mi''

''Evet bu bir zaman makinesi''

Önce Makineye baktı, sonra da bana baktı.

'' Bir dakika, bunu sen nereden biliyorsun. Dayım bütün sırlarını benle paylaşır. Eğer bunu benle paylaşmamışsa, bu gerçekten gizli bir şeydir. Söyle şimdi hayatım boyunca girmediğim bu odaya nasıl girdin ve bu odada tek başına ne yapıyorsun? ''

Başımdan geçen herşey bir bir anlattım. Anlatmayı bitirdiğimde saat öğlen bir buçuk olmuştu. Ve ikimiz de acıkmıştık. Ege olanları öğrenince benimle Tunç abinin sırrını araştırmaya karar verdi. Herşey olduğu gibi bıraktık ve çıktık. Ege kendi evinin yolunu tuttu, bende kendi evimin.

Ertesi gün:

Bu gün erken kalktım. Babam dün gelmedi. Ne olacağını bilmiyordum. Annem ile babamın ayrılmasını istemiyordum. Kahvaltımı ettim. Hafta sonu olduğu için kimse uyanmadı. Sessizce evden çıktım. Tunç abinin sokağına geldim. Kapısını tıklattım. Kapı açıldı.

'' Seyran sen mi geldin. Gel gel buyur. ''

Ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim. Oturma odasına doğru yürüdüm. Zaman makinesinin kapısı kapalıydı. Oyalanmadan oturma odasına geçtim. Ege içerideydi. Tunç abiye belli etmeden Egeye hafifçe gülümsedim ve koltuklardan birine oturdum.

'' Aaa ben sizi tanıştırmadım değil mi? Ege bu Seyran, Seyran bu da yeğenim Ege''

''Tanıştığıma memnun oldum Ege'' Dedim, elimi uzatarak o da ''bende'' diyerek elimi sıktı. Tunç abinin anlamaması için tekrar tanışmış gibi yaptık.

Biraz sohbet ettik, sonra zaman makinesiyle, yani sözde duş ile, ilgili konu açmak istedim.

'' Ege, biliyormusun. Tunç abi kendine özel bir duş yapıyor. Hemde çok güzel bir duş. ''

Ege konuyu nereye getireceğini anladı.
'' AA öylemi, dayı bundan hiç bahsetmemiştin. ''

'' Yok zaten çok önemli şey değil. Hem boşverin''

Tunç abi bana doğru bakarak 'hani bu konuyu açmayacaktık' demeye çalıştı. Bende bakışlarımla 'özürdileim unnuttum' demeye çalıştım. Sonra Egeye doğru döndü.

''Dayı gerçekten kendine duş mu yapıyorsun?. Ne olur göstersene çok merak ettim.''

'' Boşver şimdi Ege dediğim gibi çok önemli değil''

'' Ama dayı Seyran a bile göstermişsin. Hani biz birbirimize bütün sırlarımızı anlatırdık. ''

Tunç abi gerildi. Birkaç dakika hiçbir şey söylemedi.

''Dayı, göstericek misin göstermiyecek misin?''

'' Tamam tamam, ama bu çok büyük bir sır ve sadece siz bileceksiniz tamam mı? ''

İkimizde '' Tamam '' dedik.

'' Tamam o zaman beni takip edin'' dedi. Bizde peşisıra ilerledik. Ve o odanın önüne geldik. Tunç abi kapının kilidini açtı ve herşeyi en başından anlatmaya başladı...

ZAMANIN İÇİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin