ÇARPILDIM

7.8K 497 165
                                    

Kendi adımı unutturacak kadar üstüme yapışmıştı İzmarit lakabı. Benim peder ilk sigara içtiğimi gördüğünde orta sondaydım, bir ay boyunca bütün mahalledeki izmaritleri toplatıp mıntıka temizliği yaptırmıştı bana.

Her gün eve kadar getirdiğim izmarit dolu büyük boy siyah çöp poşeti yüzünden mahallede lakabım İzmarit oluvermişti. Peder bile gülmüştü ilk duyduğunda, şimdi rahmetli oldu orası ayrı tabi.

Bana bir ders verip sigarayı bırakmamı sağlamaya çalıştığını bilsem de bırakmamıştım, ama artık mahallede hiç kimse yere izmarit atamaz olmuştu. Bende dahil..

Kimi görsem döve döve aldırıyordum yerden, kimisi sadece korkusuna atamıyordu. Yaşlılar da kıyamıyorlardı bana, onlar atınca laf bile söylemez eğilip alırdım. Bu yüzden yaşlılar bile yere atmıyordu artık izmaritlerini.

Semtteki bir araba tamirhanesinde çalışıyordum usta olarak, sahibi bir bana güvenirdi. Çırak ve kalfalara işi en ince ayrıntısına kadar öğretir, sabırla anlayana kadar gösterirdim.

Patron sadece odasında oturur gelen taşaklı müşterileriyle çay kahve içerdi. Lüks araçlar bile gelirdi bu tamirhaneye, çünkü bizde şişirme fiyatlar ve uydurma işler olmazdı. Helal paranın peşindeydik çok şükür.

Serseriydik falan ama kimsenin malında gözümüz yoktu, karıya kıza ters bakmazdık. Helal olmayan bir içkimiz vardı, onu da tatil günlerinde ziftlenirdik.

"Abi mahalleye üniversiteli bebeler taşınıyormuş bugün, gördün mü?"

"Yok oğlum, mahalleye uğramadan geldim. Nasıl tipler, gördün mü sen?" Sorumla kafasını salladı hızla, evet der gibi.

"Bir tanesini gördüm sadece abi, erkek ama kızdan güzel. Birde tayt giymiş, dapdar. Şok oldum valla." Hayretle yüzüne baktım, erkek adam tayt falan giyer miydi lan.

"Tayt değil o gerizekalı, kilotlu çorap." Kerim arkadan çocuğun kafasına patlatıp konuştuğunda daha da şaşırmıştım, merak ta etmiştim.

"Lan onu kızlar giymiyor mu? Erkek diyo, niye giysin kilotlu çorabı."

Kerem bana bakıp heralde cahilliğime gülerek yaklaştı, elini omzuma atıp diğer eliyle telefonunu çıkarttı.

"Abicim bu çocuk kız gibi giyinmeyi seven erkeklerden büyük ihtimalle, ben uzaktan gördüm kız sanmıştım. Erkekmiş demek." Bana internetten kız kıyafetleri giymiş erkekleri gösterdiğinde kaşlarım iyice havalanmıştı.

"Böyle mi giyiniyo yani bu bebe?" Bu kadar şok bu izmarit bünyeme çok geldiği için çıkarıp bir sigara yaktım. Hoş duruyordu ama, ne düşündüğümü fark edince kafamı hızla iki yana salladım. Sanki bunu yapınca düşündüklerim kafamdan uzaklaşacakmış gibi.

"Yok abi hava soğuk ya, üstünde büyük bir kapşonlu vardı. Altında kilotlu çorapla kısa bir şort giymiş, altına da yüksek tabanlı spor ayakkabı." Giysilerini kafamda oturtamıyordum, hava soğuk amına koyim şort ne alaka.

"Neyse bir ara tanışır bakarız, zararı olmazsa kimse bulaşmasın. Asılan falan olursa haber verin, cezasını keselim." Mahallenin kızlarına kimse yan gözle bakamazdı, bu çocuk da kız gibi giyiniyorsa laf yemesin şimdi.

Kerim kafasını sallayıp uzaklaştığında biten sigaramı söndürüp izmaritini çöpe attım. Değişik bir tipe benziyordu, ilk kez duymuştum böyle bir şeyi. Eşcinsellerden haberim vardı tabi ama hiç görmemiştim.

Tamirhaneyi kapatıp eve yürürken, bir elimde telefon bir elimde akşam için aldığım nevale vardı. Bu akşam iyi bir içesim vardı, yarın tatildi nasıl olsa.

Ufak tefek bir gencin kocaman siyah poşeti sürükleyerek merdivenlerden indirmeye çalıştığını gördüm. Telefonu cebime atıp tek hamlede poşeti elinden aldığımda kızarmış ve terli yüzüyle bana bakakaldı.

Eee bu çocuk resmen güzeldi, hemde öyle böyle değil. Bebek gibiydi, sivri çenesi, kocaman gözleri ve narin bir fiziği vardı. Bana büyüttüğü gözleriyle bakınca sigaramı içime çekip dumanı dışarı saldım.

"Çöpe mi?" Hızla başıyla onayladı, kapşonlunun içinde kaybolan bedenini süzdüm hafifçe, poşeti hafifçe kaldırıp az ilerideki çöpe atarken benimle birlikte gelmişti. Boyu omzuma ulaşamadığı için kafasını kaldırarak bakıyordu bana.

Gözleri kaşımdaki ve çenemdeki yara izlerinde dolandı bir süre. Ona baktığımı anlayınca pembeleşen yanaklarıyla teşekkür etti. Elini uzatıp tokalaşmak istediğinde minik boyalı tırnaklarını gördüm.

"Benim adım Gökalp, teşekkür ederim tekrar. Çok ağırdı, taşıyamadım." Ağır dediği şeyi tek elimle kaldırmıştım.

"Sorun değil, bende memnun oldum." Elini tuttuğumda kalp atışlarım zıvanadan çıkmaya başladı, derin bir nefes alıp hızla elini bıraktım.

"Sizin isminiz neydi?" Bebek gibi yüzüne bakarak kaldım, izmarit desem gülerdi heralde.

"Orhan benim ismim, ama herkes İzmarit der." Dudakları hafifçe kıvrıldığında sigaramı söndürüp çöpe attım.

"Anladım, iyi akşamlar Orhan bey." Diyerek apartmana yöneldi, ilk kattaki eve yerleşmişti demek ki.

Başımla selam verip eve yönelirken kalbim hala deli gibi atıyordu, ben bu çocuğa ilk görüşte fena çarpılmıştım. Allah sonumu hayretsin...

izmaritHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin