monday

3.3K 179 47
                                    

kollarını yukarıya kaldırıp sırtını gerdi chan, nefesini dışarıya verdi ve arkasına yaslandı. telefonunu eline alıp ekranı açtı, tek bir bildirim bile görmeyince sinirle telefonu kenara fırlattı. görmezden geliniyor olması fazlasıyla sinir bozucu ve komikti. masasından kalkıp kenarda duran ceketini üzerine geçirdi ve kenara attığı telefonu eline alıp odadan çıktı, kapıda gördüğü yardımcıya bugün gelmeyeceğini söyleyip evden çıktı.

telefondan günlerdir aradığı kişiyi tekrar aradı fakat her zaman olduğu gibi yine çaldığı gibi kapatıldı telefon. bu durum onun bir haftadır yeterince sinirini bozmuştu, artık durması gerekiyordu. chan harekete geçmek istedi, bu yüzden de şu an sevgilisinin evine sürüyordu arabasını. boş yola geldiğinde daha da hızlandı, gaza bastıkça nefesi hızlandı üstündeki ceket onu boğmaya başladı. hızla arabasını kenara çekip üzerindeki ceketi yan koltuğa fırlattı, hızla arabasını çalıştırıp kısa bir süre sonra evin önünde buldu kendini. ani bir frenle durup anahtarı çıkarttı ve hızla arabadan çıktı. sinirliydi ama göstermemesi gerekiyordu, sakin olması gerekiyordu çünkü buraya bir şeyleri düzeltmek için gelmişti, daha da beter etmek için değil.

derince nefes aldı, üzerini ve saçlarını düzeltti. ardından yavaşça kapıya vurdu. kapı açılmadı, bir süre bekleyip zili çaldı, zil çaldıktan kısa bir süre sonra kapı açıldı. karşısında gördüğü beden onu görünce gözünü devirip kapıyı kapatmaya yeltendi fakat chan buna engel olup kapıyı itip içeriye girdi.

"ne o şimdi de evimi mi basıyorsun?"

"konuşmamız gerekiyor seungmin."

"ne konuşacağız chan? konuştuk bitti her şey, istemiyorum seninle olmayı."

"yalan söyleme seungmin, iğrenç bir yalancısın."

"olabilir, şimdi zorluk çıkartmadan evimden defolup git."

"gitmem, konuşmamız lazım seungmin."

"ne konuşacağız ya ne konuşacağız? aptal mısın sen, anlamakta güçlük mü çekiyorsun? benim seninle konuşacak tek bir şeyim kalmadı chan."

"seungmin, lütfen son kez bir yerlere gidip konuşalım."

seungmin oflayıp kafasını geriye attı, ne kadar direnirse dirensin o yemeğe gideceğine adı gibi emindi. daha fazla zorlanmak istemediğinden kenarda duran ceketini ve cüzdanını alıp chan'ın yanından hızla geçerek arabanın ön koltuğuna bindi. chan zaferle gülümseyip arabaya binip yakınlarda olan bir yere gittiler. seungmin içeriye girdiğinde gördüğü klasik havayla gözlerini devirdi ve kendilerine gösterilen masaya oturdu, chan'da hızlıca garsondan bir şeyler isteyip masalarına ilerledi. oturduğu gibi seungmin'in masanın üstünde olan ellerine uzandı, elleri birbirine değdiği anda geriye çekildi seungmin.

"dokunma bana."

"seungmin, yapma böyle."

"bir şey yaptığım yok. senin işin falan yok mu ya, nasıl zaman ayırabildin böyle gereksiz bir yemeğe?"

"özür dilerim oldukça hatalıyım biliyorum, lütfen affet beni seungmin."

"sen cidden...ben sana çok fazla dayandım chan. işini benden önde tutmana, işine aşık olup beni kendinden uzaklaştırmana, bana en ufak bir zaman ayırdığında saatlerce söylenmene artık dayanamıyorum. sana işinden vazgeç demediğimi biliyorsun, diyemem de zaten. sadece bana zaman ayırmanı, birbirimizi rahatça sevmemize izin vermeni istiyordum ama sen bunu bile bana çok gördün chan. yeter artık, benden bu kadar bir daha bana yaklaşmazsan sevinirim. işine odaklan, iyi günler." deyip yerinden kalktı ve hızla kapıya doğru ilerledi.

bunu yaptığı için hiç pişman değildi seungmin fakat çok üzülüyordu. sevdiği adamdan gitmek onu o kadar çok eziyordu ki nefesi daralıyordu, hızlı nefeslerle yol boyunca yürüdü ilerde duran banklardan birini hedef alıp yavaşladı sonunda oraya ulaştığında kendini bıraktı. hızlı nefesleri arasına hıçkırıklar ve gözlerinden dökülen yaşlar karıştı. chan kendisine her daim gelecekti bunu biliyordu fakat ondan hep uzak olmak, onunla arasında hep mesafe olması onu parçalarken şimdi onun gelmesini beklemek daha da zor geliyordu seungmin'e.

dakikalarca ağladı belki de saatlerce hiç bilmiyordu. yerinden zorla kalkıp yolun kenarında taksi beklemeye başladı, kısa süre sonra boş olan taksilerden biri durup genci evine bıraktı.

tüm bunlar olurken chan oturduğu yerde kalmış düşünüyordu sadece. ne olduğunu, nerelerde yanlış yaptığını, nasıl düzelteceğini düşünüyordu. aşık olduğu adamın ondan bu şekilde uzaklaşmasına izin veremezdi, onsuz yapamazdı. bu yüzden elinden geldiğince hatta daha fazla çabalayacaktı onun için. hızla yerinden kalkıp masa parasını ödedi ve çıktı, arabasını alıp bindi ve sürmeye başladı. biraz ilerlediğinde bankta oturup nefessiz kalmış bir şekilde ağlayan birileri gözüne çarptı, karanlıktan seçemiyordu kim olduğunu fakat çok üzüldü onun adına. eğer şu an seungmin için bir şeyler yapıyor olmasaydı durup yardımcı olmaya çalışırdı fakat şu an düşünebildiği tek şey sevgilisine özrünü kabul ettirebilmekti. hızla arabayı sürüp geçip gitti bankların yanından, evine ulaştı ve yatağına uzandı. bu hafta için olan tüm işlerini iptal etmesi gerektiği hakkında kısa bir mesaj yazdı sekreterine ve bu hafta ilişkisini kurtarmak için planlar yapmaya başladı.

#selamselam
minik bir seven shot'la geldim
jk adaminin klibinden yararlanarak yazdigim bir kitap olacakkk. bakin sarki sozlerinden demiyorum, klipten yararlanarak yazdim ikisi arasinda koca bir fark oldugunu unutmayin.
tesekkuler<3

seven | chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin