saturday

1.2K 120 64
                                    

yatağında gerinerek dikleşti chan. seungmin'in onu affetmesiyle sonunda güzel bir uyku çekmişti. tabii tam affetme denemezdi ama en azından ondan asla vazgeçmeyeceğini biliyordu.

gülümseyerek yatağından kalkıp duşa girdi, işlerini halledip üzerini değiştirdi ve bir şeyler atıştırıp evden çıktı. arabasına gidip önce şirkete uğradı, imzalaması gereken kağıtları imzalayıp hızla çıktı. tekrar yola koyulduğunda geçen gördüğü çiçekçiye uğrayıp koca bir demet papatya aldı, ardından ilerdeki fırından bir şeyler alıp arabasına geçti. sonunda sevgilisinin evine vardığında eşyaları alıp üzerini düzeltti, yağan yağmur yüzünden aceleci olup hızla kapıya ulaştı ve zili çaldı. çok sürmeden açılan kapıyla gülümsedi, karşısında onun gülümsemesine karşılık veren genci görünce içeriye adımladı ve kocaman bir sarılma aldı gençten.

"günaydın sevgilim." dedi seungmin chan'ın yanaklarını öperken.

"günaydın birtanem." deyip çiçeği uzattı. seungmin mutlulukla alıp mutfakta duran diğer çiçeklerin arasına ekledi.

chan'da kapıyı kapatıp, üzerindekileri çıkarttı ardından mutfağa doğru ilerleyip poşetleri tezgaha bıraktı.

"umarım kahvaltı yapmamışsındır."

"hayır, daha yeni uyandım."

"süper, bir sürü poğaça falan aldım. hatta taze sıkılmış portakal suyu satıyorlarmış ondan da aldım."

seungmin gülümseyip chan'a yaklaştı. kollarını sıkıca vücuduna sarıp salladı.

"of chan işte bu ya, bayılıyorum sana."

chan gülerek kollarını zorla seungmin'in kolları arasından çekti, ellerini yanaklarına çıkartıp çekiştirip bıraktı ve ovaladı. seungmin ne kadar mızmızlansa da çekilmedi.

"bende sana bayılıyorum, birtanem benim."

ikili bir süre daha birbirlerini sevdikten sonra guruldayan karınları yüzünden birbirlerinden ayrılmak zorunda kaldılar. hızlıca masayı hazırlayıp yemeğin başına geçip kahvaltılarını yaptılar. ardından her zaman maraton yapmak istedikleri ama bir türlü başaramadıklari harry potter serisini açıp izlemeye başladılar. ikinci filmin sonunda seungmin yerinde dikleşip kollarını açtı, biraz vücudunu gerdi ve yanındaki sevgilisininin üzerine bıraktı kendini.

"chan, izlemesek mi? çok sıkıldım."

"hep böyle oluyor ya."

"sen sıkılmadım mı?"

"sıkıldım." deyip ellerini sevgilisinin saçlarına atıp okşadı.

"ne yapalım?"

"bilmem, yemek söyleyip çocukları mı çağırsak?"

"olabilir. sen pizza ve içecek bir şeyler söyle bende çocuklara mesaj atayım."

"olur birtanem."

ikili konuşma bittikten sonra ellerine telefonlarını alıp işlerini hallettiler, bir süre sonra hem pizzalar hem de çocuklar geldiğinde herkes masanın başına oturup gülüşerek bir şeyler içip yiyorlardı.

"sonra ne yaptınız peki?" diye merakla sordu felix.

changbin yerinde dikleşip göğsünü kabarttı. ardından elini minho'nun ensesine yapıştırıp, tişörtünden tutup havaya kaldırdı.

"sonra böyle tutup bir fırlattım dışarıya, ciyak ciyak bağırdı şerefsiz ama haketti."

"duyan da adam dövdün sanar changbin, alt tarafı çorba suyuna giren kediyi mekandan dışarıya attın he." deyip güldü seungmin.

"ulan onu yapamayanlar da vardı. şöyle bir tane tuttum ensesinden." deyip elini tekrar minho'nun ensesine yapıştırdı.

"elini sikeyim senin changbin. çek lan şunu şap şap vurup duruyosun."

"kanka çok pardon, sana baktıkça o kediyi görüyorum. aynı asabiyet, aynı cins cins hareketler." deyip hızla yerinden kalktı ve lavaboya koştu.

"ulan orospu çocuğu." deyip changbin'in peşinden koştu minho.

diğerleri onlara gülerken seungmin yerinden kalkıp dolaptaki içkiler çıkarttı. o sırada mutfağa sarılarak giren ikiliyi görüp gülümsedi.

"sizin de ne bok yediğiniz belli değil ha."

"naparsın, bana olan aşkına dayanamıyor. kedicik seni." deyip minho'nun burnuna işaret parmağını değdirip gülümsedi.

"ya elini sikeyim changbin, dokunma lan bana." deyip itekledi changbin'i.

herkes gülerek tekrar masaya geçip içkilerin açtılar ve gece sonuna kadar içkilerin içtiler. seungmin yerinde dikleşip etrafında göz gezdirdi, odanın her yerinde uyuyan arkadaşlarını görüp gülümsedi.

"chan." dedi kucağında uzanan sevgilisinin saçlarını okşayarak.

"efendim birtanem."

"çarşaf falan getirip üstlerini örtelim, serin oldu burası."

chan kafa sallayıp yerinden kalktı ve sevgilisiyle birlikte çarşafları arkadaşlarının üzerlerine örttüler. ardından ikisi seungmin'in odasına geçip uyumaya karar verdiler.

chan önde seungmin arkada odaya girdiklerinde, seungmin kapıyı kapattığı gibi sırtının kapıyla birleştiğini hissetti. yüzünün yakınında olan yüz ve belinde gezinen ellerle olduğu yerde kasılıp karşısında duran bedenle gözlerini birleştirdi.

"chan."

"seungmin." deyip karşısında duran sevgilisininin dudaklarına baktı chan.

seungmin olacakları anlayıp ellerini sevgilisinin saçlarına geçirdi ve ilk hamleyi yaparak ikisini de uzun bir öpüşmenin içine çekti.

arkadaslar selam
diger bolum final ii okumalar optum bye

seven | chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin