friday

1.2K 119 24
                                    

"chan gelme diyorum, git."

"hayır seungmin." deyip seungmin'in peşinden gitti ve arabaya ondan önce geçti. seungmin onun bu halini görüp gözlerini devirdi ve arabaya bindi.

"ne diye geliyorsun anlamıyorum ki? yani ne yapacaksın bizim şirketin sahasında?"

"hiçbir şey."

"peki niye geliyorsun? deli misin sen ya?"

"belki öyleyim belki de değilim kim bilebilir? boşver beni de nereye gideceğimizi söyle."

"şehir merkezinde olan park sahasına."

"orası sizin miydi?"

seungmin bu duyduğuyla sinirlendi. daha önce yüzlerce defa bu inşaattan bahsetmişti chan'a.

"sen, cidden inanmıyorum sana. gelme benimle indir beni şu arabadan."

"ne? neler oluyor?" dedi chan kapıları kilitleyip arabayı çalıştırdı.

"sana ben bu inşaatı kendi üstüme aldığımı, çoğu şeyi kendi kendime tasarladığımı yüzlerce kez anlattım sana ama sen beni dinlememişsin bile. şaka gibi gerçekten, ben de hala senin değişeceğini falan düşünüyorum."

chan, onun söyledikleriyle kafasını camdan çıkartıp arabalara sürtmek istedi. ahmaklığı günden güne daha da artıyordu, hataları da öyle. bunların hangisini düzelteceğini şaşırmış halde kalmıştı ortada.

chan'dan bir cevap gelmeyeceğini anlayan seungmin sinirle güldü. elini torpidoya vurup geriye yaslandı.

"sana güvenende hata. özür bile dileyemiyorsun. çok yazık fakat sana mı yoksa bana mı yazık çözemiyorum."

chan gerildi, ağzından bir şeyler çıkmasını istese bile olmuyordu çünkü diyeceği tek bir kelime bile yoktu. hakediyordu kendine denilen her şeyi.

"özür dilerim." dedi sadece, başka bir şey çıkmadı ağzından. diyemedi, gücü yetmedi.

"sağol ya." deyip sinirle soludu seungmin. çok yorulmuştu chan için çabalamaktan, onu beklemekten ama sevdiği için dayanıyordu. bu sevginin bir gün duracağı korkusu ve onu oracıkta bırakıp gitme korkusu dolduruyordu seungmin'i. her ne kadar bırakacak kişi kendi de olsa deli gibi korkuyordu chansızlıktan.

ikili düşüncelere dalıp, sessizce geçen yolculuğun ardından sahaya gelmişlerdi. seungmin, chan'ı beklemeden arabadan indi ve elindeki kartlığı kafasına geçirdi. girişte duran görevlilere selam verdi ve güvenlik için gerekli olan şeyleri üzerine geçirip sahaya girdi. chan'da ardından hızlı hızlı yapıyordu aynı şeyleri.

seungmin içeriye girdiğinde artık büyük makinelerin çalışmadığını gördü. sadece minik bir grup etrafı toparlıyor ve son kontrolleri yapıyorlardı. seungmin etrafta gezdi, gözleri doldu. sonunda küçük yaşlardan beri yapmak istediği şeyi yaptı, ölen kedisi sibyl'ın adına kocaman bir park. resmen parkın her yerinde kedi çizimleri, kedi evleri ve koca harflerle her yerde sibyl yazıyordu. duygulandı seungmin, gözleri doldu etrafa bakarken. arkasından gelen gencin kendine satılmasına izin verdi ve onun omuzlarına kafasını koyup iç çekti.

chan etrafta gördüğü şeylerle ve isimle hatırlamıştı burayı. biraz geç olduğunun farkındaydı ama hatırlamıştı sonunda. seungmin'in etrafta hızlı hızlı gezip dolu gözlerle izlediğini gördüğü an gidip ona sarıldı.

"birtanem, özür dilerim. şimdi hatırladım."

"önemli değil, sadece hala çok üzülüyorum sanırım."

"olur öyle birtanem. üzül, ağla, kız veya vur bana ama ne içine at ne de kendine zarar ver. tamam mı?"

sadece kafa salladı seungmin. başka bir şey diyemedi, diyemezdi de zaten hiç gücü yoktu. chan'ın kollarından ayrılıp ilerdeki yeşil renkte olan salıncağa geçti, yavaş yavaş sallanmaya başladı. chan'da hiçbir şey demeden yanındaki diğer salıncağa geçti, ikisi dakikalar boyunca orda konuşmadan sallandılar. en sonunda chan sessizlikten huzursuz olup yerinde kıpırdandı, seungmin'e döndü.

"seungmin ben toparlayacağım kendimi, sana söz veriyorum. biliyorum yüzlerce kez özür dileyip söz verdim ama gerçekten seni çok seviyorum ve senin için çabalıyorum. lütfen bana son bir şans daha ver, bunu çöp etmeyeceğime söz veriyorum."

seungmin derin bir iç çekti, gözlerini yerden çekip chan'a döndü. gerçekten gözlerinde derin bir pişmanlık vardı, tüm duygularını gözlerinden anlayabiliyordu. gülümsedi, chan'da onun gülümsemesiyle burukça gülümsedi.

"sana hep şans veririm chan, sana sonsuza kadar şans veririm." deyip yerinden kalktı ve kollarını açtı, chan'da hızlıca kollarını açıp sevgilisini sarmaladı.

amanin amanin kimler gelmis kimler
son iki bolum😭😭😭😭

seven | chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin