13

238 37 67
                                    

Bı sefer kırk yıl bekletmeyeceğim slay, neyse geçelim bölümee.




"Ne alaka amk, sende iyice abarttın." Minho göz devirdi. "Bunu şu an kumar aşığı biri mi söylüyor?" Jeongin'de Banginho ikilisinin yanına geldi. "Konumuz bu mu şimdi!? Odaklanın." Sesi kararlı ve sert çıkmıştı. "Ooo, küçük bebek büyümüşte bize karşı mı çıkıyor? Neyse, şurda bir adres yazıyor, Hyu- öhm Chris, şu adrese bir baksana." Normalde adreslere Hyunjin bakardı. Ama şu an olmadığı.. neyse. Chris başka bir masaya oturup adresi araştırmaya başladı. Sitenin şifresini kırıp kamera kayıtlarına girdi. Gördüğü şey ile şok oldu. "Hyunjin.."

Herkes birden oraya baktı. Kayıtta yerde kanlar içerisinde kalan bir Hyunjin vardı. Her yeri kan'a bulaşmış bir Hyunjin, belkide gerçek Hyunjin değildir...?

{2 ay sonra

"Hazır mıyız gencolar?" Elinde silah ve arkasında korumalı Minho konuştu. Bugün büyük gündü. Bu son 2 ayda kaçırılan sadece Felix, Hyunjin ve Namjoon olmamıştı. Jeongin ve Shuhua'da kaçırılmıştı. Shuhua'nıj kaçırılma sebebi bilinmiyordu. Ama Soojin tarafından yapıldığı biliniyordu. "Daha kaç defa soracaksın Minho?" Olaya katılan Soyeon'da sadece kardeşi Shuhua için gelmişti, Minnie ve Yuqi dahil. "Miyeon noona nerde?" Chris etrafa baktı. İç çekti. Yerde çömülüp ağlayan noonasını görüp yanına gitti. Kolunu okşadı. "Noona, Shuhua'yı kurtarıcağız. Felix ve Hyunjin'i kurtaramadığımız için Shuhua'yıda kurtaramayacağımız anlamanına gelmiyor değil mi beyler?" Minho ve Changbin acıyla başlarını salladılar. "Y-ya ölü bedenini görürsem? Chan gerçekten yaşamam! A-anlamıyorsun!" Chan elini uzattı. "Noona ya ölmediyse ve kendi ablasını böyle görse, üzülmez miydi sence?" Miyeon iç çekti. Chris'e baktı, sonra eline. Elleri titriye titriye eli tuttu. "Minho ya adres doğru değilse?" Minho iç çekti. "Aramaya devam edicez, başka bir şansımız yok. Felix ve Hyunjin elimizden gitti, Jeongin ve Shuhua'yı kaybedemeyiz. Herkes hazır mı?" Etrafına baktı. "O zaman gidiyoruz."

Elleri, ayakları ve ağzı bağlı olan Shuhua ve Jeongin, karşılarında Soojin, Seungmin ve Jisung. Seungmin yavaşça Jeongin'e yaklaştı. Bantı açtı. "ORUSPU ÇOCUKLARI!" Seungmin hemen eliyle tekrar kapattı elini. Jeongin elini ısırdı. "Hay amk ben senin!" Jeongin'e bir yumruk yapıştırdı. O sırada Soojin Shuhua'ya yaklaştı. Sırıtarak bantı açtı. Shuhua'nın gözleri korku içerisindeydi. "Naber bebeğim? Özledin mi beni?" Shuhua yutkundu. "Sizin arasındaki şey ne lan. Biz niye Shuhua'yı kaçırdık amk?" Bunu soran Seungmin'di. "Eski sevgililer, Shuhua Soojin'i terk mi etmiş ne. Ne bileyim amk. Benim durum değil yani. Namjoon nerde lan. Getirin onu, şimdi." Korumalara baktı Jisung. Korumalar başlarını salladılar. Aradan beş dakika geçmeden Namjoon'u getirdiler, baygın bir şekilde. Jisung sırıttı. Yavaşça Namjoon'un yanına gitti. Bir tokat attı. Namjoon ilkilerek uyandı. Uyandığı an ilk gördüğü şey Jisung oldu. Konuşmaya çalıştı ama ağzı bantlı olduğu için konuşamadı. "Bu ne diyo? Ağzı bantlı olduğunu anlamadı herald-" Seungmin'in lafı bir kapı kırılma sesi ile kesildi. "Belki anlamadı ama biz anladık Kim Seungmin." Bu ses Soyeon'dan gelmişti. Ve kapıyı kıran Yuqi idi. Herkes silahını çekmişti. "CHANGBİN, SEVGİLİM!"
"MİYEON UNNİE!"
"MİNHO!"

Seungmin ve Soojin sinirlenmiş gözüküyordu ki onların aksine Jisung sakindi ve sırıtıyordu. "Ne sırıtıyor bu?" Chris Jisung'un sırıtmasına sinirlenirken Minho sakince yaklaşıyordu Jisung'a doğru. Jisung ise Minhonun elindeki bıçağı görüyordu ama arkaya doğru gitmiyordu. Öbürleri arkadan gelen korumalar ile yakalanmıştı. Seungmin ve Soojin ise Minhonun korumaları ile yakalanmıştı. "SAKIN! JİSUNG'A BİRŞEY YAPARSAN SENİ ÖLDÜRÜM LEE MİNHO!" Seungmin, kuzeninin bir çok kararını saçma bulsada, o teyzesinden kalan son kişiydi, ve teyzesine söz vermişti Jisung'u koruyacağına dair söz vermişti. Şu an Minho ve Jisung dip dibeydi. Jisung elini şıklatmıştı. Şıklattığı an Felix ve Hyunjin gelmişti. Minho'nun gözleri büyüdü. Bıçak elinden düştü Minho'nun. Jisung sırıttı, yavaşça Minho'nun kulağına yaklaştı. Fısıldadı. "Öldüğünü zannetmiştin değil mi? Yakın arkadaşını ve öz kardeşini tanıyamadığına inanmıyorum Lee Minho." Jisung, Minho'nun haberi olmadan silahını çıkarıp beline doğru koydu. "Beni bile tanıyamadıysan, kimi tanıyacaksın ki zaten? Duydum ki annemin ve babamın cesedini yakmışsınız. Bende diyorum ki," Jisung silahın tetiğini çekti. "bu gururunu bir yere bıraksanda, bu sikik kavga sona mı erse?" Minho Jisung'a baktı. "Ama bir şartla." Herkes Jisung'u dikkatle dinliyordu. Seungmin içinden geçenlerle iç çekti. "Eskiden demiştin ya, seni istiyorum. Bu seferde ben aynısını söylüyorum, şartım sensin."

"Ne?" Minho şaşkınlıkla Jisung'a bakıyordu. "O zamanlardada demek istediğin bu değil miydi? Tabii o sırada duygularımla oynamak için böyle birşey dedin o farklı bir konu ama bu sefer ben sana diyorum. Nasıl fikir?"
"HYUNG DİNLEME ŞUNU LÜTFEN ÖLDÜR GİTSİN ŞUNU, YALVARIRIM SANA!" Uzaktan konuşan Felix'e baktı Minho. "Bende iki şartla kabul ederim."
"NE ŞARTI HYUNG HAYIR LÜTFEN!" Bu sefer konuşan Jeongin'di. "Arkadaşlarımı bırakırsın ve kardeşimi bırakırsın, bu bir. Ve bu iş bittikten sonra ne ben varım nede sen varsın. Yani demek istediğim artık birbirimizle uğraşmayacağız, tamam mı?" Jisung yavaşça silahı çekti. Bıçağı aldı yerden ve arkaya fırlattı. Tam Felixin kafasının üstüne denk geldi. Felix çığlık attı. "FELİX!" Yanındaki sevgilisi Hyunjin hemen Felix'e baktı. Hiç bir yerine değmemişti. Sadece korkudan çığlık atmıştı Felix. Jisung Minho'ya elini uzattı. "Tamam. Ama arkadaşların beni şikayette etmeyecek, ve bu olayı burdakiler dışında kimse bilmeyecek. Anlaşıldı mı?"
"Minho.." Minho konuşan kişiye baktı, Chris'e. Minho acıyla gülümsedi. Yutkundu, yavaşça Jisung'un elini tuttu. Ve gözlerine baktı.

"Anlaşıldı."



Yazdığım en uzun bölüm olabilir çüş lan. 800 kelimelik bölüm benden beklenmeyecek bir bölüm. Neyse bir sonraki bölümde görüşürüz 🤎.

gidle, straykids biasınız?

katilin zorbası | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin