Üç gün. Üç gündür Jeon'dan kaçıyordum. Ne lonca sohbetine ne de onun mesajlarına cevap vermiyordum. Yapamazdım ki, onu görmeye cesaret edemezdim. O akşam yazdığı mesajı görünce her şey dank etmişti. Jeon beni öpmüştü.
O akşam anlattığım geçmişimle kendimi onun karşısında çırılçıplak gibi hissetsem bile o gitmemişti, aksine öpmüştü beni. Kafayı yemek üzereydim. Şimdi ne olacaktı acaba? Bir hata olduğundan bahseder miydi?
"Rosie! Sen beni dinliyor musun?"
Bir de, Jennie dün akşam Kore'ye gelmişti. Bu en azından kafamı dağıtmama birazcık da olsa yarar sağlamıştı. Üç yıldır görmediğim en yakın dostuma kavuşmuştum. Şimdi ise Jennie'nin birbirinden farklı markalara ait kıyafetlerini raflara göre ayırmasaydım evimdeki pembe olmayan beyaz koltuğumda hâlâ kaldırmadığım su bardağı ile bakışır olurdum.
"Özür dilerim, anlık gözüm daldı." Kıyafetleri dizmeye ara verip yanımıza paytak adımlarla gelen Kuma'yı kucağıma aldım. Jennie'ye henüz olanlardan bahsetmemiştim, gelince anlatmaya karar vermiştim fakat anlatmaya o kadar utanıyordum ki! O anlar gözümün önüne geldikçe yüzüm kızarıyordu. Kuma'nın tüylerini severek derin bir nefes verdim.
"Akşam Lalisa da bizimle gelecek, hani şu anlattığım model arkadaşım var ya!" Jennie'nin dediği şeylerle kaşlarım çatıldı. Akşam bir yere mi gidecektik?
"Sakın bana akşam bir yere gidip gitmeyeceğimizi sorma, kızım kaç gündür ben sana ne anlatıyorum! Delirtme adamı." Beni benden bile iyi tanıyan Jennie konuştu, zihnimi okurmuş gibi. Omuz silktiğimde konuştu.
"Bir şey mi oldu Rosie? Kafan çok dalgın. Senin için endişelenmeden edemiyorum." Kuma'yı sevmeye devam ederken Jennie'nin gerçekten telepati yapmakta yetenekli olduğundan emin olmuştum.
"Jeon, Jeon beni öptü."
Bir anda ağzımdan kaçan kelimelerle esnedim. Kaç gündür doğru düzgün bir uyku bile çekememiştim. "Ne?" Elinde tuttuğu katlanılmış çamaşırlar bir anda devrildiğinde hızlıca yanıma geldi. "N'oldu Rosie? Nasıl öptü? Ne zaman? Neden bana şimdi anlatıyorsun?"
Jennie şaşkın bakışlarla başımda dikilirken Kuma'yı kenara bırakıp olanları kısaca anlatmaya çalıştım. O anlar aklıma geldikçe yüzüm kızarmaya devam ediyordu ve bu yüzden Jennie kafamda kurmadığıma emin olmuş gibiydi. Fakat oldukça detay sorduğundan neredeyse bir saat bu konu hakkında tartıştık. Jeon'un bana karşı hisleri olduğunu yoksa bile benim ona karşı davranışlarımın ilgisini çektiğini söyledi. Sonuç ise,
Akşam gece kulübüne gitmek.
Jennie kafayı yediğimi fark ettiğinden olsa gerek tek çözümünün kafamı dağıtmak olduğunu söylüyordu. Bulabildiği çözüm beni şaşırtsa da onunla konuş demediğine rahatlamıştım. Çünkü konuşamayacak kadar stresli olurdum. Bir de o Jeon'un kafasına göre beni öpemeyeceğini öğretmem gerektiğinden bahsetmişti. Bunu pek anlamamıştım ama aldırış etmedim. Nasıl öğretecektim ki? Ben her ne kadar evde yatıp pineklemek istesem bile buna izin vermemişti. Zorla yerimden kaldırıldım ve doğrudan dolaba yeni astığımız Chanel kısmından bir elbise çıkarıp verdi bana.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
