Yakamoz güzeli (Hyunlix)

Aşıkmı oluyorsun?

₊˚ʚ 🌱 ₊˚✧ ﾟ.
(

Üstteki şarkıyı size söyleyince açmanızı tavsiyye ederim...)

Son ders zamanı gelmişti. Teneffüstü. Felix tüm olanları anlatmıştı. Han ise ağzı açık bir şekilde olayları dinlemişti. Minho Han ağzını açtıkça onun ağzını kapatıyordu. Bazense " Yetar aşkım çenen düşecek" diyordu. Changbin burada yoktu. O spor salonunda kas çalışıyordu. Zilin sesiyle Minho kendi sınıfına çıktı. Han ve Felix önüne döndü. Felix içeri giren kişiyi görünce şaşkına uğradı. Az önce Hyunjine asılan kişi. Öğretmen içeriye girdi. Tahtanın önüne geçti ve " Ahh Merhaba. Ben sizin yeni korece öğretmeniniz Yang Jeongin" dedi. Felix arkaya döndü ve " Pişt sincap sana söylediğim adam buydu işte!" dedi. Han arkada gizlice tıkınırken yemeği yanağına aldı. Dolu olan yanakları dahada dolu gözükerek " Hangi adam?" dedi. Felix gözlerini devirdi ve " Sana anlattığım vardı yaaaa !!!! Hyunjine asılan!" dedi. Han yine ağzını açtı ve " O MY GAD!!!! işler gittikçe ilginçleşiyo!" dedi. Felix buna kızgınca " Malmısın benim hayatım yaz dizisi değil amk!" dedi. Han Felixin bu sözüne gülüeken Felix kiminle konuşuyorum? bakışı attı ve önüne döndü. Aslında çok güzel gözüküyordu. Gözleri çekikti. Gülüşü çok masumdu. Dümdüz saçları vardı. Felixten iyi göründüğü kesindi. Hem Hyunjinle yaşlarıda uygundu. O neden beni sevsinki? diye düşündü Felix. Tam o anda  Bay Hyunjin içeriye girdi. " Ah Bay Jeonjin dersinizi böldüğüm için özür dilerim." dedi nazikce. Jeonjin ise gülerek " Ah sorun değil" dedi. Resmen gözleri parlıyordu Jeonjinin. Felix bunu hiss ede bildiği için Jeonjine nefret dolu bakıyordu. Hyunjin Felixin yüzüne baktı ve gülerek " Dersten sonra odama gel Felix" dedi. Felixin nefret dolu bakışlarının yerini aşk dolu bakışlar almıştı. Felix gülerek " Tamam" dedi. Hyunjin odadan çıkar çıkmaz Han Felixi arkadan dürttü ve " Ouuu odasına çağırdı. Düşünsene içeri giriyorsun! Üstündeki gömleğin önünü açmış... Saçları toplu değil açık bir şekilde. Seni belinden tutup kendisine çekiyor. Bir taraftan üstünü çıkarırken bir taraftan dudaklarını emiyor-" Felix Hanın sözünü yarıda kesti " Olm sen ne yaşıyorsun? Yemeyip içmeyip smut wattpad mı okuyorsun? Enayimisin?" Han Felixin bu tepkisine " Niye yaa!! Kaslarını öpmek istemezmisin? Mesela ben Minhoyla öyle bişi yaşamak isterim" Felix buna kusuyomuş tepkisi verdi. Han Felixin kafasına vurunca Felix gülerek önüne döndü. Sonra Korece dersinin bitmesini dört gözle beklemeye başladı...

Ders bitmişti. Felix herkesten önce herşeyini topladı. Hana taraf dönüp " Ben erkenden çıkıyorum" dedi. Han göz kırptı. Felix buna gözlerini devirdi ve koşarak 4 cü kata çıktı. Hyunjinin odasının önüne geldi. Kapıyı tıklattı. İçeriden tanıdık incebir ses ona " Gel" dedi. Felix heyecanla kapıyı açtı. İçeride Jeonjin ve Hyunjinin sohbet ettiğini görünce donup kaldı. Jeonjin Felixe gülümseyerek " Ahh Felix!" dedi. Sonra Hyunjine taraf dönndü  ve " Felixin korecesi çok güzel! Başarılı bir çocuk" dedi. Hyunjin gülümseyerek Felixin yüzene baktı ve " Ahh evet yeteneklidir kendisi" dedi. Jeonjin odadak çıkarken Felixin başını okşadı ve " Fighiting!" dedi gülerek. Felix buna eğilerek teşekkür etti. Ne yaparsa yapsın Jeonjine karşı nefret hiss ede bilmiyordu. O tam bir melekti resmen. Ne yaparsa yapsın kötü hiçbirşeyi yoktu onun. Hyunjin Felixe baktı ve kenardan bir gitar çıkardı. Gitarı Felixin eline verdi. "Hadi bakalım Felix gidiyoruz" Felix şaşkın bir şekilde " Nasıl yani? Nereye?" dedi. Hyunjin Felixe gülümsedi ve " Görürsün" dedi. Felixin kalbi yine hızlanmaya başlamıştı. Onun gülüşü nasıl bu kadar kusursuz ola bilirdiki? Felix bunları düşünürken donup kaldığının farkında bile değildi. Hyunjin arkaya döndü ve " Ne o? Gelmiyormusun?" dedi. Felix birden olayları anladı ve koşarak Hyunjine yetişti. Aşağıya indiler. Hyunjin arabaya oturdu. Felixde onun yanına. Arabayı çalıştırdı ve gitmeye başladılar. Felix yol boyunca konuşmadan Hyunjinin yüzüne baktı. Onun yüzünü inceledi. Hyunjin birden bire " Ne o? Çilli çocuk bana aşıkmı oluyor? Neden öyle bakıyorsun?" dedi. Felix kıpkırmızı oldu. Hyunjin gözünü yoldan çekmediği için onu fark etmediğini sandı. " Ahh bakmıyordum bi kere!!! Nerden çıkardın!?"dedi bağırarak ve pencereden dışarıya bakmaya başladı. Hyunjin kahkahalara boğulmuştu bile. Felix " Ne gülüyorsun! Çok sıcak! Pencereyi açsana!" diyince Hyunjin dahada kahkaha atyı ve pencereyi açtı. Sonra " Hey çilli civciv" dedi.Felix Hyunjine baktı ve " Şimdide çilli civcivmi oldum?" dedi. Hyunjin gülümsedi ve " Aşıkmı oluyorsun?" dedi. Felix ne olduğunu anlamamıştı. Ne demek istiyordu?! Hyunjine o kadar fazla bakmıştı ki. Anlamışmıydı? diye düşündü. " Nasıl yani?" diye sordu. Hyunjin gözünü yoldan ayırmadan " Bu gün seni Changbinlr gördüm. Boynuna yaklaşmıştı. Baya tedirgin görünüyordun" dedi. Felix birden bire " AHH NE SAÇMALIYORSUN! HAYIR TABİİKİDE! ONA AŞIK FALAN DEĞİLİM" dedi. Hyunjin başka hiçbirşey söylemeyince Felix pencereden dışarıya bakmaya devam etti. Sonra " Sen hiç aşık oldunmu?" dedi. Hyunjin Felixe baktı. Felix çok güzel gözüküyordu. Siyah saçlarının altında hafif bilinen Sarı saçları pencereden vuran rüzgarla dalgalanıyordu. Felix dışarıyı izlerken bir resim gibi gözüküyordu. " Bilmem. Galiba hayır" dedi. Felix hiç kıpırdamadan " Yanlış kişiye aşık olursan ne yaparsın?" dedi. Hyunjin biraz sustu sonra " Ne gibi mesela?" dedi. Felix sesini biraz kısarak sanki Hyunjinin hem duymasını hemde duymamasını istiyormuş gibi  " Öğrencine" dedi. Hyunjin biraz sustu. Sonra " Bilmem. Öğrencimde beni seviyormu?" dedi. Felix evet anlamında başını salladı. Hyunjin " Ahh geldik!" dedi. Felix başını kaldırdı. Denizin kenarına gelmişlerdi. İkiside arabadan indi. Güneş yavaş yavaş denizin arkasına saklanırken kumsalda ikiside oturmuştu bile. Etrafta kimsecikler yoktu. Saat 8 e az kalmıştı. Felix bu ara dil derslerini baya ekmişti. Öğretmeninin onu babasına söylememesini dileyerek Hyunjinin yüzüne baktı. Felix gitarı dizlerinin üstüne koyup yere oturmuştu. Hyunjin Felixe baktı ve " Şarkı söyleyelimmi?" dedi. Felix gülümsedi ve " Birliktemi?" dedi. Hyunjin hayır anlamında kafasını salladı. Sonra " Bu sefer sen ne istiyorsan onu söyle." dedi. Felix tamam anlamında başını salladı. Gitarı eline aldı ve şakı söylemeye başladı...
(Hey sen! Küçük bir duyuru! Hemen şarkıyı aç ^~^ O kadar eziyyet çektim yahu)