Şu kadını biri sustursun lütfen .
Her sabah "Hadi uyan Azra , senden hiç bi yol olmaz ,bi kere de kalk deyince kalk be kızım,oldu o zaman uyu okula gitme evde koca bekle " sırf annemin cırtlak sesi yüzünden şu son ,koca bekleme şıkkını düşünmeye başlıcam.
Nalet olsun dedim daha fazla dayanamayarak yataktan kendimi bir hamlede attım . İlk olarak aynanın başına gectim, boynumu sağa doğru atıp açık kahve saçlamıda çıkan iç savaşa odaklandım. Umutsuz vakaydım, bu saç duzelmez .
1 saat sonra
Umutsuz düşüncelerim den kurtuldum saçimi kalın bir maşa yapıp doğal, durmasını sağladım. 1saatimi aldı bu sekiz kelime .Tiskinerek baktığım beyaz lakos ve siyah pileli okul eteğimi giymeye koyuldum. Aslında çok güzeller ama okul ile alakalı herşeyden nefret ediyorum .
Neden mi ?
Çünkü Babam bizi yıllar önce bırakıp gitmiş , babamdan nefret eden annem bana her baktığında babamı gördüğü için bana hiç bi zaman bi anne sevgisi göstermedi . Annem çok kuralcıdır asla gece gezmelerine ,arkadaş buluşmalarına izin vermez tabi bu durumdaki istisna en yakın arkadaşım hatta tek arkadaşım Yeşim . Bende hayat böyle olunca sürekli okul ev ders serüveninden sıkılmış okuldan nefret eden bir öğrenciye dönüştüm.
Kıyafetlerimi giydikten sonra bordo babetlerimi giyip anneme birşey demeden siyah okul çantamla dışarı fırladım . Ayaklarım geri geri gitse bile zor bela okula gelmiştim. Ben daha bahçeye adımımı atar atmaz gözlerimin biri tarafından ellerle kapatılması bir oldu . Tabiki de hic heyecanlanmadım . Yeşim bunu hiç sıkılmadan her sabah yapardı. Ah bi de kulağımın dibinde tiz sesiyle 'ben kimimmmmm' diye cırlaması yok mu . Aslında çok iyi , sevdiğim bi kız ama susunca daha tatlı olduğunu biri söylesin şuna.
Karşılanma merasimim bittikten sonra sınıfa doğru yavaş adımlarla yürümeye başladık . Dersin başlamasına daha iki saat vardı . Okulu sevmememe rağmen herkezden önce gelmem büyük bir ironi ama yapicam bisi yok Yeşim çatlağıyla sohbet etmek çok güzel .
Yeşimin "Arıyorum neden açmıyosun şu telefonu ?" demesiyle anlık anlık bir kalp krizi yaşadım resmen gözlerimi kocaman açıp, ne olduğunu anlamaya çalışan Yeşım'in şaşkın gözlerine dikip "Telefonun evde kaldı " diye bağırmam bir oldu .
Telefonsuz ben hic bir yere gitmezdim annem beni arandığında ulasamazsa ben biterdim . Hemen Yeşim'i ardımda bırakıp geriye doğru dönüp koşmaya başladım.
Eve erken ulaşabilmem için kestirme yol olan ara sokaktan geçmeliydim . Bu yol hep karanlık olurdu ,üzeri eskimiş hurdalarla kaplı iki terk edilmiş bina arasıydı . Bu yolu hiç kullanmazdım . Ama şuan orda kimse olmaz diye düşündüm ve karanlık bina içlerinden geçmeye başladım. Evet işte çok az kaldı . Hatta bundan sonra bu yolu kullanabilirim , neden olmasın sonuçta kimse olmuyomuş burada korkulcak birşey yokmuş .
Düşüncelerime hak verip yüzümde bir tebessüm oluşturmuş koşmuyorum .
Ve bir anda
Opssssss!!!!
Daha demin dediğim lafların hepsini şuan önümde duran yüzünü göremediğim simsiyah adeta bir gölge olan birisi yüzünden yutuyorum.
İşte şimdi bittim .Bu benim ilk hikayem ve ilk bölümüm bir kaç bölüm daha yazıcam beğeni artarsa tüm yaz boyunca yazmaya devam edicem .