False friendship

1.

Jungkook

Bu gün hayatımın en kötü günüydü, yada ben öyle sanıyordum. Zaten en kötüsünü görünceye kadar başımıza gelen her şeyde, bundan daha beteri olamaz demiyormuyuz ? İşte benim içinde hayatımda bundan daha kötü bir şey olamaz dediğim andı.
Sevgilimden ayrıldım ! Her şey hayatımın en kötü günü dediğim günden sonra başladı. Acı çektiğimi sandığım gün.

Bir az kendimden bahs edeyim. Babam ve annem busanlı ama ben Seoulda doğdum büyüdüm ve Seoulde yaşıyoruz. Ailem fazlasıyla zengindir ve benide çok severler istediğim hiç bir şey , geri çevrilmedi bu güne kadar , ailemden ayrı yaşadığım çok güzel 2 katlı bir evim , istediğim zaman değiştirdiğim lüks ve pahalı arabam , limitsiz kredi kartlarım , beni çok sevdiyine , onu çok sevdiyime inandığım sevgilim ve yakın arkadaşlarım var. Seolun en iyi üniversitetinde derslerim her ne kadar iyi olmasada işletme okuyordum . Babamdan sonra şirketi devr alacağım için, yani dünya üzerinde görüp göre bileceğiniz her şeye sahibim.
Buna dış görünüşde dahil , bir çok modele taş çıkaracak kadar çekici ve yakışıklıyım.

Uzun boyum ve yapılı bir bedenim var . Siyah saçlarım , iri siyah gözlerim,düz piercing taktığım siyah kaşlarım, normal dene bilecek ölçüde bir burnum ve dolgun olmayan yine piercing taktığım dudaklarım var. Bir çok kadın ve erkek tarafından isteniliyor ve arzulanıyordum. Bütün bunlar beni fazlasıyla egolu ve özgüvenli yapıyordu. Yani her şey iyiydi , taki bu güne kadar her seyden habersiz , yine geç saatlere kadar içip,eğlendiğim bir gecenin sabahında alarm sesine küfürler ede , ede universite için kalkmışdım. Gözlerimi açmak için mücadele ediyordum resmen , tabi feci bir baş ağrısıda günü berbat başlamak için harika bir başlanğıctı. Kalkar kalkmaz banyoya girip ,sıcak bir duş aldım , bornozumu giyinip saçlarımıda küçük havluyla kurutmağa başladım , beynim zonkluyordu resmen. Hemen üstümü giyinib bir şeyler atıştırmam ve ilac almam gerekiyordu , yoksa kendime gelemezdim.

Odam büyük, siyah ve gece mavisi renklerinin hakim olduğu , kapıdan girince ileride sol duvara tam ortadan dayalı iki kişilik siyah büyük bir yatak ,yatağın her iki kenarında mavi renginde komidiler , odanin en sonunda mavi büyük bir koltuk önündede ayna bir sehpa var. Kapının hemen sağ tarafında büyük siyah bir giyim dolabım vardi ve tabi odamda da kendime has bir banyo. Dolabımdan kendime siyah bacaklarımı saran kot bir pantolon , siyah bol bir thsirt ve iç çamaşırı alıb üstümü giyindim. Odam evimin ikinci katındaydı , evimi sade ve şık dekore etdirmişdim. İkinci kattda odamdan başka bir oda daha ve banyo vardı , birinci kattdada salon mutfak ve spor odam vardı. Evet evimde bir spor odam vardı , çünki boks ve dövüş sanatları dersleri almişdım, sık sıkda evimde sporumu yapar vücuduma iyi bakardım , eh tabi böyleliklede kaslı ve güçlü bir bedenim vardı.

Hemen odamdan çıkıp nerdivenlerden inerek mutfağa girdim. Buz dolabını açıb ne yiye bileceğime bakıyordum , zaten kahvaltı yapmayi pek sevmezdim , genelde yardımcımın hazırlayıp dolaba bıraktığı atiştırmalıqlardan ayak üstü atıştırıp hemen çıkardım. Yine öyle yapmayı planlıyordum, tabi ekstra ilaçda içmem gerekiyordu. Buz dolabından hazır bir tost alip mikrodalqaya koydum , ısınması için düğmesine basıb , o ısınırken de hemen mutfak dolaplarinda ağrı kesici aramaya başladım ve çok geçmedende bulmuşdum. Bir bardak su doldurup ilaçla birlikte tezgaha bıraktım , bu sırada da mikrodalqa durmuşdu , hemen tostumu alıb yemeye başladım. Bir kaç ısırıkda tostu bitirip ilacı içdim ve sonrada telefonumu odamda unutduğum aklıma geldiği için , tekrar odama dönüb telefonumu aldım .
Sevgilime "günaydın sevgilim , ben okula geciyorum" mesajımı yazip , evden çikmak için aşaği kata kapıya yöneldim , kapının hemen yanındakı komididen anahtarlarımı ve cüzdanımı alıb cebime atdım ve üstümede portmantodan deri çeketimi ve ayakkabılıkdanda botlarımı alıp giydim.