23 .

170 13 0
                                    

Merhaba nasılsınız ? Bölümleri eskisi gibi sık sık atmıyorum çünki ficin sevildiğini sanmıyorum . Hiç yorum ve oy yok , bi ara silmeyi bile düşündüm ama bir kaç okuma olduğu için onlara sayqısızlık olmasın diye devam ediyorum .

Taehyung'dan

Dün gece Jungkookun dolu gözlerini gördüğümden beri ,kalbim sıkışıyordu . O hali gözlerimin önünden gitmiyordu . Sesi titrerken "bana karşı bu kadar soğuk ve sert davranmasan ?" demesi kafamın içinde sürekli yankılanıyordu . Kafede de onu unutduğumu, ima etdiğimde gözleri hüzünle kaplandı sanki . Ama benimde kalbim çok kırılmışdı ve ona olan tüm güvenimi yerle bir etmişti . Canımın yandığı kadar yakmak istiyordu aklım onu , ama kalbim her seferinde sızlıyor onu üzdüğüm kadar üzülüyordum . Dün Jungkook kafedeki tartışmamızdan sonra gitdiğinde , bende çok geçmeden çıkıp evime gelmiştim . Geceyise sürekli aklımda dönüp duran düşünceler yüzünden, uykusuz geçirmiştim . Sabah erkenden kalktığımda, gece annemin nöbetçi olduğunu bildiğim için yine temizlik ve yemek işlerine giriştim çok geçmeden . Ama salona indiğimde her zaman annem nöbetci olduğu günlerde koltukta uyuyan babam denilen şahıs, yerinde yoktu . Belkide yatak odalarının yerini bulmayı başarmıştır diye çok takılmadan , zaten fazla bir büyüklüğü olmayan evimizin temizliğini bitirmiş , mutfaktakı malzemelerle yapa bileceğim, en çabuk yemeği yaparak kendimi banyoya atmışdım . Hızla duşumu alıb, kıyafetlerimi giydiğimde, artık universite için hazırdım . Altıma mavi kot pantolonumu , üstümede beyaz uzun kol t shirt ve onun üzerinede yine mavı kot çeketimi giymiştim . Çantamı cüzdanımı ve telefonumuda alıp kapı önünde ayakkabılarımı giyiyordum çıkmak için , ama bir anda kapının alacaklı gibi çalınması ,yerimde irkilmeme neden oldu . Beyaz lastik ayakkabılarımın iplerini apar topar bağladıktan sonra kalkarak , kapıyı açmıştım . Fakat kapıyı açdığımda iki tane iri yarı , siyah takım elbiseli adamın , yüzü gözü kanlar içinde ve ayakta dahi duramayan başı önüne düşmüş, babamı  kollarından tutarak eve getirmelerini beklemiyordum . Yüzlerindeki " ben tehlikeliyim " diye bağıran soğuk ve ciddi ifadeyle , sanki kendi evleriymiş gibi beni kenara itib, içeri girdiler . Babamı salondakı koltuğa bıraktıktan sonra, evi incelemiş sonrada anlaşmış gibi , ikiside aynı anda bana dönmüşlerdi . O ladar çok gerilmiş ve korkmuştum ki , soğuk soğuk terliyor hızlı nefeslerimle yutkunmaya çalışıyordum . Korktuğumu belli etmemeğe çalışarak ,sesimin titrememesi için tanrıya etdiğim  tüm dular eşliğinde konuşmaya başladım .


"Sizde kimsiniz ve babamın bu halide nedir ? "

Diğerine göre bir az daha uzun ve yapılı olan adam , benim sorumu es geçerek babamı işaret etmişdi sorusunu sorarken.

"Sen bu adamın oğlumusun ? "

" Evetde siz kimsiniz ? "

"Babanın borclu olduğu adamlar diye bil yeter . Şimdi senin bu baban bize tam tamına 1 milyon dolar borclu . Her gün barımızda içtiği, kumar oynayarak kayp etdiği ,küçük mebleağları ödemediği yetmiyormuş gibi , dün akşam büyük oynayarak senet imzalamış ve oynu kayp etmesiylede 1 milyon dolar borclandı bize . Ama gel gör ki , benim hiç param yok diyerek bizden kurtula bileceğini sandı . Gördüğün gibi bizde bir az hırpaladık kusura bakmazsınız artık . "

Diyerek sırıtmışdı .Donup kalmıştım . Babamın her gün barlarda içtiğini tabikide biliyordum ama kumar oynadığını ve bu kadar borçlandığını ilk kez duyuyordum . Bu adamın yeterince , bize  zara verdiği yetmiyormuş gibi, şimdi de borç çıkarmıştı başımıza . Üstelikde şu anki şartlar altında ve çalıştığım kafede yüz yıl daha çalışsam yinede ödeyemezdim ben bu parayı .

False friendship Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin