Jake'den
-
Sunghoon-Jakepardon ama Hoon
sevgilin hala yanındayken nasıl konuşabiliriz acaba?
gel işte Jaeyun
uğraştırma beni
Jaeun yanından gidince gelirim
hem yan yana durursak yine kavga ederiz
hiç çekemem şu an
tamam dur
14:06gel hadi neyi bekliyorsun?
14:13Sakura lafa tuttu
biliyorsun klasik
bilmez miyim
kovulmanla ilgili bir şey söylemedin değil mi?
malum o kız anında bütün şirkete olan biten ne varsa yayma potansiyeline sahip
biliyorum
o kadar aptal değilim heralde
ağzımı aradı ama bir şey demedim
ha eğer olur da seninle tekrar anlaşamazsak belki ağzımdan bir şeyler kaçırabilirim
yanlışlıkla yanii
tamam kes
gel hadi
-
Tamam kesmiş. Ukala işte.
Bulunduğum yerden, yani 100 metre ötedeki tam karşısından ona doğru yürümeye başladım. Ama gel gör ki tam yolu yarılamışken o mükemmel sevgilisi Jaeun önümü kesip kolumdan tuttu.
"Ne var yine Jaeun Mi?"
"Sen ne olduğunu gayet iyi biliyorsun Jake. Sevgilimin yanına gitmiyeceksin ve 10 dakika içinde burayı terk edeceksin duydun mu beni?"
Bunları söylerken kolumu sıkıyordu ve gittikçe daha da sıkı doluyordu koluma parmaklarını. Bir hamlede kolumu elinden kurtarıp dibine kadar girdim.
"Yeter Jaeun. İnsanlar bize bakıyor. Rezil olmak istemezsin değil mi?"
"Sen kimsin de beni rezil edecek mişsin pardon? Hatırlatırım ki 2 hafta önce kovulup rezil olan sendin."
Diyip güldü. Hatta direkt kendi iğrenç sırıtışını takındı.
"Hoon beni bekliyor Jaeun. Seninle uğraşamam."
Yanından geçip gidicekken yine kolumdan tuttu. Ne var ulan?
"Sevgilime yanaşmaya çalıştığını biliyorum Jake. O yüzden inan bana, tek bir anormal hareketinde yine seni kovdurturum. Ve hiç umrumda olmaz."
"Aynen görürsem söylerim Jaeuncum. Görürsem söylerim."
Ben ona samimiyetsiz bir şekilde sırıttığımda göz devirip uzaklaştı. Şükürler olsun.
Tam arkamı dönüp yürümeye devam edecektim ki bir de ne göreyim. Arkamı döndüğüm gibi Hoon ile burun buruna geldim. Bir süre aramızda garip bir bakışma geçti. Bir süre dediğim de yani 14 saniye falan.(Kesinlikle saymadım.) Sonunda ikimiz de birbirimizden uzaklaştığımızda konuşmaya başladı.
"Ne konuştunuz Jaeunla?"
"Hiçbir şey. Bunu boşverip direkt konuya girsek? Kaybedecek vaktim yok. Burdan sonra başka bir yere yetişmem lazım."
"O zaman ertele Jaeyun. Şimdi beni takip et. Burda ulu orta konuşmayalım."
Ve arkasına bile bakmadan odasına doğru yürümeye başladı. İ zimin irtili jieyin bıdı bıdı bıdı.
Neyse zaten eğer Hoon ile anlaşamazsam diye Park Jongseong ile görüşmek için randevu almıştım. Ama bunu bilmese de olur değil mi? Biraz meraklandırmaktan zarar gelmez. Çünkü biliyorum. Konuşma boyunca aralarda bana buradan sonra nereye gideceğimi ve kiminle görüşeceğimi soracak.
Bizim aramızdaki garip ilişki de sonsuza kadar böyle sürecek. Sanırım yani...
~
Sanırım yaniiiiiiiiii.
Sanmasak da direkt emin mi olsak?
Jay Sunghoon'un rakibi gibi bu arada o yüzden bu muhabbet dönüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
work || jakehoon
Fanfiction"Baksana nasıl konuşuyorsun benimle. Ne kadar güzel bakıyorsun bana. Beni incitmemek için kendini küçücük bir odaya hapsetmeyi bile düşünüyorsun. Bu gelişme değil de ne? Bu iyiye gitme değil de ne? İstemiyorum Hoon. Seni daha yeni bulmuş gibi hissed...