flashback
"Yah! Jaeyun. Bebeğim niye böyle yapıyorsun?"
"Bebeğim mi? Siktir git Sunghoon."
Sunghoon yanıma gelip ellerimi tuttu. Geri çekmeye çalıştım ama bırakmadı.
"Sıkıyorsun ve canım acıyor Hoon. Bırak artık."
"Ne diyeceğimi bir dinlesen mi acaba?"
"Yine aynı şeyleri geveleyeceğini bilmediğimi mi sanıyorsun? Yok isteyerek yapmadım, dengesiz biriyim, böyle olmayı ben istemedim bla bla. Yeter artık Hoon. Hasta bile olsan duyguları-"
"Sana aşığım."
Ellerimi ellerinden sertçe kurtarıp sinirli bir şekilde odama ilerlemeye başladım.
"Jaeyun. Sana aşığım diyorum. Nereye gidiyorsun?"
Arkamdan gelme sesini duyabiliyorum. Ama ondan önce odama girip kapımı kilitledim.
"Bunları daha önce duymadığımı mı sanıyorsun Sunghoon? Gerçekten yanımda olmak istediğinde söyle bana."
"Söylüyorum ama bana inanmıyorsun. Nasıl inandırabilirim ki bebeğim?"
"Of Hoon. Of."
Alnımı kapıya yaslayıp derince nefes aldım.
Aynı şeyleri yaşamaktan o kadar yoruldum ki. Sürekli bir şüpheyle yaşamaktan, gerçekleri asla bilemeyecek olmaktan yoruldum.
Tamam belki doğru söylüyor olabilir. Hasta olduğu için böyle davranıyor olabilir. Ama benim annem de manik depresif ve asla Sunghoon gibi değil... Bir kere öyle olsa ben doğmamış olurdum değil mi?
"Özür dilerim."
"Dileme Sunghoon. Dileme."
Aklıma yine annem gelince... Otomatik olarak empati kurmaya başlıyorum. Ve yine yumuşuyorum.
"Bunun son olmasını istiyorum Hoon. Söz verecek misin?"
"Evet. Söz veriyorum."
Bu bir yalan. İkimizin söylediği de yalan. Ne ben ona inanıyorum ne de o söylediği şeye inanıyor. Ama onu o kadar çok seviyorum ki çoğu zaman böyle yaparak her şeyi geçiştirmeye çalışıyorum. Ki başarıyorum da.
Kapının kilidini çevirip yavaşça açtım. Gözlerini hafif kızarmış görünce kendimi kötü hissettim. Aslında kötü hissedecek hiçbir şey yapmadım ama ben böyleyim işte.
Yaklaşıp ona sarıldım. Kafasını anında omuzuma yasladı.
"Özür dilerim yemin ederim bir daha olmayacak Jaeyunum. Yemin ederim."
Bir elimi kaldırıp saçlarını okşadım.
"Yemin etme Hoon. İnanıyorum."
Şimdilik...
flashback end
"Yine mi sözler vereyim yani ne istiyorsun?"
"Senden ne söz ne de başka bir şey istiyorum Sunghoon. Sadece beni rahat bırak."
"Seni rahatsız mı ediyorum?"
Günaydın ya...
"Evet Sunghoon. Rahatsız ediyorsun."
Oflayıp karşımdaki koltuğa oturdu. Yine ajanstan onun odasında konuşuyorduk.
"Geçen hafta Soobin hyung ile duygular hakkında konuştuk. Ama sadece bedenimle ordaymış gibi hissettim. Beynim tamamen sendeydi. Aşk ve sevgi kelimesini duyduğumda aklıma sadece sen geliyorsun çünkü Jaeyun."
"Aynen. O yüzden Jaeun beni eziklediğinde sessiz kaldın değil mi? Beni sevdiğin için. Bırak bu yalanları Sunghoon. Geçmişte göz yummuş olabilirim ama artık yapamam. Senin duyguların varsa benim de var."
"Jaeun ne alaka ki şimdi? Tamam belki ona çok kaptırdım kendimi biliyorum. Ama o senin gibi değildi Jake. Benimle tartışmıyordu mesela. Sen göz yumduğunu söylüyorsun ama Jaeun'un benim için göz yumduğu şeyleri duysan kafayı yerdin."
"Pardon? Jaeun mu göz yumuyor? Hiç sanmıyorum. İkimizin yan yana gelmesine bile katlanamıyor Sunghoon. Ben senin eski sevgilinle aynı evde yaşamak zorunda kalmıştım. Neyin göz yummasından bahsediyorsun sen?"
"O çok daha fazlasına katlanmak zorunda kaldı v-"
"Hayır Sunghoon. Hatta onun seni yönetmesine izin verdin. Yani sen ona katlandın. Neden böyle bir salaklık yaptığını asla anlamıyorum ama oldu işte. Resmen seni yönetmesine izin verdin."
"Sonuç olarak ondan ayrıldım Jake. Hatalı olduğumu bende biliyorum. Ama bu son zamanlarda ne kadar dibe battığımı yine bir tek sen biliyorsun. Yapma lütfen. İyileşmeye çalışıyorum. En azından kontrol etmeye."
Oflayıp kafamı geriye yatırdım. Tavana bakarken tüm bunlara bir kez daha lanet ettim.
"Tekrar bana güvenemez misin."
Kafamı kaldırıp ona baktım.
"Ben sana hiçbir zaman güvenmedim ki. Sadece sana çok aşıktım."
"Peki... Bana karşı hala bir şeyler hissediyorsun değil mi?"
"Evet desem ne değişecek? Sen hala aynısın."
"Değişeceğim Jake. Senin için değişeceğim. Eğer evet dersen. Bütün hayatımı senin için temelinden değiştirmeye hazırım. Yeter ki tekar seni sevmeme ve yanında olmama izin ver."
Ona son bir kez güvenip güvenmemek arasındayım.
Ve ben sanırım...
"O zaman evet Sunghoon. İçimde çok az da olsa sana karşı bir şeyler hissediyorum."
Son kez güvenmeyi seçiyorum. Her ne kadar bunun hayatım boyunca yaptığım en aptalca şey olduğunu bilsem de.
~
Duygulandım..
Ama şu an Jake'in mal olduğunu düşünüyorum sorry.
ÇÜNKÜ ÇOK HIZLI KABUL ETTİ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
work || jakehoon
Fanfiction"Baksana nasıl konuşuyorsun benimle. Ne kadar güzel bakıyorsun bana. Beni incitmemek için kendini küçücük bir odaya hapsetmeyi bile düşünüyorsun. Bu gelişme değil de ne? Bu iyiye gitme değil de ne? İstemiyorum Hoon. Seni daha yeni bulmuş gibi hissed...