- 2 - Eski Sevgilim

27.7K 99 8
                                    

Medya: Ceylin Su Asıroğlu

Arınç bana göz kırpıp kafasını aşağı indirdi kilodumun içinden elini gönderip zevk noktamı okşamaya başladı. Sonra elini çekip kalçamı kaldırdı ve kilodumu çıkarmaya koyuldu.

Hiçbir şey demeden sadece inleyerek onu izliyordum ki telefon çalmasıyla doğrulup telefonu elime aldım. Gece arıyordu. Telefonu açtım.

"Alo, efendim Gece?"

"Kanka," dedi sanki ağlar gibi çıkan sesiyle sonra hıçkırdı ve cümlesine devam etti. "Tuğrul beni aldatmış!" dediği şeyle gözlerim büyüdü. "Nasıl aldatmış kızım Tuğrul yapmaz öyle şe- Ahh!" Benim acıyla inlediğim sırada Arınç parmağının birini içime sokmuştu. Telefonu kulağımdan çekip Arınç'a döndüm. "Arınç, bir yerinde dur!" Arınç dudağını büzüp elini çekti ve yatağa yanıma geldi.

Telefonu tekrar kulağıma koydum. Gece bana sesleniyordu. "Ceylin! İyi misin?" dediğinde "İyiyim kanka, ayağımı sehpaya çarptım." diye cevap verdim.

"Ay, geçmiş olsun aşkım, korkuttun beni!" dedi gülerek.

"Sağol bebek, sen korkmayı boşver, yanına geliyorum konuşmamız lazım!" dedim. Dediğim gibi Arınç başını kaldırıp şaşkınlıkla bana baktı.

"Tamam o zaman. Bekliyorum!" diyerek telefonu kapattı.

"Ceylin hanım, nereye gidiyorsunuz siz?" dedi Arınç üstüme çıkarak.

"Duydun işte." dedim sırıtarak.

"Gidecek misin gerçekten?" dedi sorgular bir tavırla. "Beni burada yarım bırakıp..."

Elimi yanağına koyup okşadım. "Maalesef sevgilim. Arkadaşımın kötü gününde yanında olmam lazım... Başka zamana artık!" dedim gülümseyerek.

"İyi öyle olsun bakalım." dedi ve saate baktı. "Ama saat 11'e geliyor, dikkat edin." diyerek üstümden kalktı. Ona gülümsedim ve dolaba yönelerek giyecek kıyafetlerimi ayarladım.

Siyah kısa bir elbise bulduğumda üzerimde kalan şeyleri çıkardım. Arınç ise ayakta kollarını göğsünde birbirine sarmış bir halde beni izliyordu. Üzerime elbiseyi geçirip saçlarımı düzeltirken Arınç yanıma geldi.

"Yavrum, sen arkadaşının kötü gününde yanına mı gidiyorsun, yoksa birlikte bara mı gidiyorsunuz?" Dediği şeyle ben kahkaha atarken o da gülerek kafasını boynuma gömdü. Boynumu öperken huylandığım için kıkırdadım. Kollarını arkamdan sarıp önümde buluşturdu. Bu hareketiyle bende ona döndüm. Döndüğüm gibi dudaklarıma yapışması bir oldu. Bir yandan da sertliğini bana bastırıyordu.

Karnımda hissettiğim sertliğiyle ne kadar gitmek istemesem de Gece'yi yanlız bırakamazdım.

"Immh, Arınç... Gitmem lazım..." dedim çok bir şey anlaşılmayan sesimle.

Dudaklarını benden çekerken gülümsedi ve konuşmaya başladı.

"Yarın..." diye mırıldandı boynumu öperken "Seni bir yere götüreceğim." Başını boynumdan çekti ve alnını alnıma yasladı. "Sadece ikimizin olduğu bir yere..." Elleri kalçama giderken ne yapıcağımı bilmeyen bir şekilde donmuş kalmıştım. "Sadece ikimizin birlikte olabileceği bir yere, sen ve ben... Yakınlarında ev bile olmayan bir yere, sesimiz duyulacak diye korkmadığımız bir yere..." son cümlesini söylerken kalçamı sıkmasıyla derince inledim.

"Aahh!" İnleyerek çıkardığım ses onu gülümsetirken bakışları göğsüme indi. "Bunları elime, ağzıma almak için ve sikimi aralarına sokmak için o kadar heyecanlıyım ki..." dedi gülerek. Ben ise dediği şeyle kaşlarımı çatmıştım.

"Ay! Sende iyice sapıklaştın uzaklaş benden yaa!" dedim sahte bir kızgınlıkla.

Dediğime güldü ve alnımı öptü. Ellerini daha sıkı belime sardı ve sanki beni daha fazla kendine çekebilirmiş gibi kendine çekti. Şu anda başım göğsünde, ellerim onun omzundan boynuna gider bir vaziyetteydi.

Başını boynuma sokup kokumu içine çekti. "Çok seviyorum seni..." dedi mırıldanır şekilde. "Hmm, öyle mii?" dedim cilve yaparak.

Başını boynumdan çekti ve yüzüme baktı. Kalçama bir şaplak atarak sırıttı ve konuştu. "Şımar diye söylemedik be karı! Git çay koy hadi!"

"Ah acıdı!" diyerek dudağımı büzdüm. Dudağıma yakınlaştı ve üst dudağımı dudaklarının arasına aldı.

Öpüşürken kalçamı sıkmaya başlamasıyla ağzının içine inledim. Bunun üzerine dilini dudaklarımın arasından gönderdi. Dillerimiz birbirleriyle buluşurken kalçama çok ağır bir tokat attı. Tokatın şiddetiyle parmak uçlarıma yükseldim. O bu yükselmemi fırsat bilip beni kucağına aldı. Bacaklarımı beline doladım. Dudaklarını benden ayırdı ve arzuyla gözlerime baktı.

"Gitmeden önce... Yapalım mı?... Dayanamayabilirim çünkü." nefes nefese kalmış sesiyle konuşunca gülümsedim.

"Maalesef sevgilim, Gece'yi yalnız bırakamam." dediğimde üzülmüştü ama belli etmedi.

"Peki yavrum, bırakayım istersen seni?" dedi gülümsemeye çalışarak.

Yanağını okşayıp dudağına küçük bir öpücük kondurdum. "I-ıı sen annemin yanına git şüphelenmesin." Gülümsedi. Bacaklarımı bıraktı ve aşağı inmemi sağladı. Yere indiğimde bana sarıldı ve kulağıma fısıldadı.

"Yarın yatakta görüşürüz güzel kızım... Gerçi, sadece yatak olursa olmaz."

"Ya Arınç sus bir aa!" dedim kıkırdayarak.

"İyi öyle olsun bakalım." dedi gülerek.

C<3

Gece'nin evine gelmiştim. Kapıyı çaldım.
Kapı biraz bekledikten sonra açıldı.

"Ceylin! Hoş geldin!" diyerek Gece karşıladı beni.

"Hoş buldum!" dedim ona sarılarak. Ona baktığımda aklıma bana telefondayken ağladığını söylediği geldi. Gözlerine baktığımda ise makyajlı bir şekilde duruyordu.

"Gece, sen bana ağladığını söylemiştin ama ağlamamışsın?" dedim merakla gözlerine bakarken.

"Iıı şey Ceylin ya..." dedi utana sıkıla.

"Ney Gece ney-" derken sözüm içeri giren tanıdık bir sesle kesildi.

"Ceylin! Hoş geldin." Sesin geldiği yöne baktığımda eski sevgilim Doruk'u gördüm.

"Doruk! Senin ne işin var burada?" dedim sinirle bir Gece'ye bir Doruk'a bakarken.

"Gece davet etti beni senden özür dilemem için tek fırsatım budur diyip geldim." dedi Doruk.

Gece'ye döndüğümde bana üzgün bir şekilde bakıyordu.

"Sen bir şey söylemek ister misin Gece?" dedim bağırarak. Gece bir şey söyleyememişti. Bende devam ettim.

"Beni seninle ve başka 3 kişiyle aldatan çocuğu niye eve davet ettin Gece!" diye bağırdım.

---------C---------

İkinci Bölümle selamlar!

Sizce kurgu nasıl gidiyor?

Eğer ilerisi için bir öneriniz varsa buraya yazabilirsiniz 👉🏻

Bir sonraki bölümle görüşmek üzere!


Şarap ve Viski +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin