On Dokuzuncu Bölüm

1.8K 120 41
                                    

Ayy, biliyorum yine çok sövecekseniz ama gerçekten müsait olamıyordum. Bu sefer tamamen kişisel şeylerden dolayı. Hemen hemen her gün iğne vurduruyorum, bölümü akşama doğru atayım diyorum ama o sırada da iğneye gidiyorum ve inanın hiç halim kalmıyor. 

O yüzden lütfen bana çok sövmeyin olur muu? (: Seviyorum sizi canlarım, hem bakın ben size uzun ve güzel bir bölüm yazdım. ^3 

Bölümün hakkını vermenizi istiyorum, yanii... Oy ve yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar. 🤍

Yattığım yerde bir sağa, bir sola dönüyordum. Onsuz uyuyamıyordum, sanki anamın karnından onunla doğmuştum.

Ama ilk kez başkasının evinde kalıyordum ve bir tek onunlayken huzurlu uyuyordum.

Şu an çok huzursuz hissediyordum.

Daha fazla dayanamayıp, ayaklarımı yataktan aşağı sallandırdım. Bir süre de öyle bekleyip durdum, belki uykum daha çok gelirde yatağa tekrar kıvrılır yatardım.

Ama yok, yatamadım.

Sıkıntıyla nefes verip, yataktan kalkıp salona doğru adımladım. Peri çoktan uyumuştu belki de. Yanına adımladığımda, kolunu başının üzerine yaslamış gözleri kapalı bir şekilde uyuyordu.

Ya da ben uyuyor sanıyordum.

Adım seslerimi duymuş olmalıydı ki, bakışları bana dönmüştü hemen. Uyanık olmasını beklemediğim için bakışları bana döner dönmez, irkilmiştim.

"Lina?" derken sesi sanki, 'ne işin var burada dermiş' gibiydi, ki sordu da ama daha farklı bir biçimde.

"Uyumadın mı sen?"

Sensiz uyuyamıyorum diyemedim.

"Uyuyamıyorum." demekle yetindim, şimdilik.

Yattığı yerden doğrularak, oturur pozisyona geldi.

Koltukta yanını göstererek, "Gel, otur istersen." dediğinde ne kadar tereddüt etsem de, en sonunda dayanamayarak yanına gidip, oturdum.

"Bir şeyler açayım mı? İzler misin?" dedi çekingen bir tavırla. Aramız limoni olduğu için bana karşı çekingen bir tavrı vardı.

Benim de vardı tabi ama çekingen tavrımın yanında bir de, kırılmış bir Lina vardı.

"Olur." dedim, başımı koltuğun başlığına yaslarken.

Masanın üzerinde olan kumandaya uzanıp, televizyonu açtığında ekranda eski bir dizinin tekrarı oynuyordu.

Değiştirmedi kanalı, biraz sesini de açtı.

"İstersen, film falan açabilir ya da kanalı değiştirebilirim?" diye sorduğunda, başımı olumsuz anlamda salladım.

"Gerek yok, kalsın bu." dedim.

Birbirimize çok uzak değildik bu yüzden kokusu buram, buram geliyordu burnumu. Huzur veriyordu bana, verdikçe de uykum geliyordu.

Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama başımın kayarak onun omuzuna düştüğünü hissettim.

Gerildiğini hissetmiştim ama umursamadım, sanki uykuya dalmışım gibi daha çok sokuldum ona.

Gözlerim gerçekten yavaş yavaş giderken, fırsattan istifade kokusunu daha çok çektim içime.

Zaten sonra geçerken uykuya dalmıştım, bu vaziyette uyuklayacağımı düşündüğüm için sabah boyun ağrısıyla uyanmayı beklemiştim.

Ama öyle olmadı.

ÖĞRETMEN | GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin