Aisha ve Justin'in buluşma sahnesine medyadaki şarkı çok uyumlu geldi, bence açıp öyle okuyun.
* * *
"O çocuğun teklifini kabul ettiğine inanamıyorum!" Pansy coşkuyla odanın içinde dolanıyordu.
"Bu kadar da abartılacak bir şey değil Pansy." Aisha onu sakinleştirmek için yaklaşık 1 saattir uğraşıyordu. "Onu tanımak istediğim için kabul ettim."
Partinin üzerinden 3 gün geçmişti. Justin, yer ve zamanı bildirecek mektubu bugün göndereceğini söylemişti. Dediği şeyi de pencereden giren baykuş şu anda doğrulamıştı. Aisha vakit kaybetmeden mektubu açtı.
"Nerede buluşmak istiyormuş?"
"Hogsmeade..."
"Ya seni tanıyan olursa?"
"Görevlerde maske takıyorum, kimse tanıyamaz." Riddle, Parkinson'un dediklerini biraz duraksayıp tekrar düşündü. "Ama haklısın belki birkaç küçük silah almanın sorunu olmaz..."
Uyluğuna (kalça ile diz arasındaki bacağın bölümüne denir) sardığı kısa kemere 4 bıçak yerleştirdi. Eteği ile örterek de gizledi.
"Asan zaten yanında olacak ama fazladan silah almanın zararı olmaz."
Aisha, Pansy'nin ileri görüşlülüğüne sonuna kadar güveniyordu. Daha önce birçok kere haklı çıktığını da göz önüne alırsa onu dinlemek akıl kârıydı.
"Pekala, ben çıkıyorum." dedi Aisha üstüne siyah deri ceketini giyip cisimlendi.
. . .
"Sizi görmek çok güzel Bayan Riddle." Justin, genç kızın elini eğilerek nazikçe öptü.
"Aisha de... Bana ismimle seslenebilirsin Justin, arkadaşlarım için sorun etmiyorum bunu."
Justin yavaşça Aisha'nın elini bıraktı ve kızın yeşil gözlerinin içine baktı. "Umarım bir gün arkadaştan öte oluruz Aisha..."
Bu çocuk gerçekten fazla cesurca ve hızlı davranıyordu. Kendinden çokça üst rütbeli biri ile böyle konuşması normalde saygısızlık olarak adlandırılsa da garip bir şekilde Aisha'nın hoşuna gitmişti. Cesur ve kendinden emin kişiler her zaman ön planda olurdu ona göre. Ayrıca sohbetleri sırasında ettiği tatlı iltifatlar da hoş gelmiyor değildi.
Sohbet edip kaynaştılar, kişilik olarak uyuşuyorlardı. Yarım saat kadar bir süre sonra garsona işaret yaparak yanına çağırdı genç adam. "İki ateş viskisi alabilir miyiz?"
"Hemen efendim."
Garson gidince Justin, Aisha'ya döndü. "Yaşın tutmuyor sanırım ama sen de içersin değil mi?"
Kız onaylayarak başını salladı. Garson da o ara çoktan gelmişti. İkili içeceklerini alıp tokuştururken dışarıdan gelen gürültü ile duraksadılar.
"Neler oluyor?"
Camların bir anda tuzla buz olması ile içerde bulunan herkes kendini masanın altına attı. Merdiven aralığından içeri giren kişileri görünce Aisha kısık sesle küfür etti. Leonardo bir şekilde onun burada olduğunu öğrenmiş ve yanına adam toplayıp gelmişti.
Aisha hızlıca Justin'in yanına koştu. "Git buradan!"
"Ne? Seni bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun!"
"Benim için geldiler, seni tehlikeye atamam. Buradan olabildiğince uzaklaş."
"Öylece kaçmayacağım Aisha! Tek başına onları yenmenin imkanı yok!"
"İnan bana onları daha önce defalarca atlattım."
"Umurumda değil! Seni bırakmıyorum!"
"Sevgilinle mi tartışıyorsun Riddle? Çok tatlı..." Leonardo alay ederek arkasında birkaç adam ile salona girdi. "Yanlış zamanda mı geldim yoksa?"
"Ne istiyorsun? Son seferki kaybedişinin acısını benimle 5'e 1 savaşarak mı çıkaracaksın Williams?"
"Seni tek başıma yenebilirim ve inan hiç zorlanmam." Leonardo, Aisha'ya adım adım yaklaşırken adamlarına seslendi. "Yanındakini size bırakıyorum."
Aisha ve Justin aynı anda asalarına davrandılar. Ancak Aisha'nın aksine Justin 4 kişiyle birden uğraşmak zorundaydı ve çok zorlanıyordu. Leonardo bunu bildiği halde her seferinde kızın, arkadaşına yardım etmesine engel oluyordu.
"Dikkatini bana ver Riddle, sevgilin gayet iyi."
"O benim sevgilim değil Williams!" Aisha asasını sol eline aldı ve uyluğundaki hançerlerden ikisini çıkarıp hızla fırlattı, adamlardan ikisini yaralamayı başarmıştı. Pansy'nin aklına uyup bıçak aldığı için şükrediyordu.
"Aisha dikkat et!"
Buğday tenli kız arkasını döner dönmez yüzünü keskin bir bıçağın sertçe kesmesiyle acıyla yere yığıldı.
"Lanet olsun!" İki eliyle sıkıca yanağını tutsa da kan akışı çok yoğundu.
"Yanında bıçak taşıyan tek akıllı sen değilsin." Leonardo, kız kalkmaya çalışırken kalkamaması için ona tekme atınca aniden yüzüne beklemediği bir yumruk yedi.
"Draco?" Aisha acıdan ve kandan zar zor görebiliyordu ama karşısındakinin Draco Malfoy olduğundan hiç şüphesi yoktu. Sarışın çocuk vakit kaybetmeden ona sarılarak malikaneye cisimlendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Side | Voldemort'un Kızı
Fanfiction~ Draco Malfoy ile hayal et ~ Karanlık taraf hikayesidir Tema Şarkısı: NEONI - DarkSide Üç farklı taraf, üçü de kendinin galip gelmesini istiyor. Kavga, işkence, intikam, kan... Lord Voldemort, varisini kusursuzca yetiştirmişti. Aisha Layla Rid...