Sesli arama:
jm: Bu gün de gelicek misin sevgilim?
jk: gelmemi ister misin Jeon?
jm: öyle seslenme dedim...!
jk: sesin çok tatlı! şu an gelsem? seni ısırmak istiyorum!
jm: bunu yaparsan hyungların kızacak ve seni....
jk: bunu sen bile biliyorsun
jm: Yoongi hyungun o sesinden sonra herşeyi anladım
jk: onlar çok küfürbaz!
jm: ne yani? sen değil misin?
jk: Hayır!!! Ben bir meleğim!
jm: Hahahaha benim ateşli meleğim
jk:....//////
jm: haha...ha kapatıyorum
jk: tamam tamam utanma
jm: ahh artık daha az utanıyorum zaten
-kapı çalar-
jm: biri geldi, seni sonra ararım sevgilim
jk: kim geldi?
jm: ev sahibidir gitsin ararım seni
jk: tamam sevgilim öpüyorum
jm: bay bay
----
Jimin kapıya bakar açtığı an karşısındaki adam ile korkar.
"-Baba?" Babası içeri girer ve oturma odasına gider.
"-Neden geç açtın?" Pislik adam yine soru yağmuruna başladı
"-Yukarıdaydım. Okumak için kitap seçiyordum." Babası kaşlarını çattı.
"-En öndeki kitap ne?" Ne?
"-Ne?"
"-Demek ki yukarıdaydın. Rafını 2 dakika önce gördün yani. En öndeki kitap neydi?" Jimin durdu ve düşündü. Buldu!
"- Melekler ve İblisler!" Babası yukarı çıktı ve Jiminin rafına baktı.
"-Geç cevap verdin."
"-Bir an-" Babası kaşlarını çattı ve oturma odasına gidip koltuğa oturdu.
"-Buraya gel ve otur." Jimin babasının yanına gitti ve oturdu.
"-Evet baba, bir şey mi oldu?" Babası derin bir iç çekti ve konuştu.
"-Jimin, biliyorsun sen benim sonsuza kadar oğlum olucaksın. Ve ben sana ne kadar kızsamda senin iyiliğin için yapıyorum herşeyi. Oğlum, bir erkekle mi konuşuyorsun?" Bunu nasıl öğrendi?! Ne yapmalı? Babası kızacak ve tekrar Jimin'e vuracak! Yalan söylemeli! Ama söylemeyecek. Zaten bir gün bu olmalıydı değil mi? O gün bu gün olsun o zaman.
"-Evet baba. Bir erkek ile görüşüyorum. İsmi: Jeon Jungkook. Bir model olarak çalışıyor. Sosyal medyada da ünlü biri." Bababsı olumsuz anlamda kafasını salladı.
"-Oğlum, benim için ünlü olup olmaması umrumda değil. Umrumda olan şey, sen onu seviyor musun? O seni gerçketen seviyor mu? Diğerleri gibi olmayacağına emin misin?" Gülümsedi ve kafasını olumlu anlamda salladı Jimin. Babasının bu tarafını seviyor. Aslında babasının böyle olmasının sebebi Jimin çocukluğundan bu yana zorbalık gördüğü içindi. Babası onun kahramanıydı. Annesinden daha yakındı babasına. Bazen babasından dayak yemişti ama bu önemli değildi. Herkes bu şeyleri yaşar. Değil mi?
"-O beni seviyor baba. Ben de onu seviyorum." babası endişeli bir şekilde oğluna baktı.
"-Emin misin,oğlum? Eskiden yaşadıklarımızı yaşamak istemiyorum yine." Jimin gülümsedi ve olumlu anlamda kafasını salladı.
"-Sorun değil baba. O beni seviyor. Beni bırakmak gibi bir düşüncesi yok. Bu yüzden rahat ola bilirsin. İyi olacağım. Sen sadece bana inan." İşte bu babasının sorunuydu. İnanamıyordu kimseye. Belkide karısının kendisini aldatıp başkasına kaçması yüzündendi . Bu olay Jimin daha on yedi yaşında olduğunda olmuştu. Annesi oğluna gitmeden önce "Aşk diye bir şey yoktur oğlum. Tüm aşkların sonu arılıktır. Bunu unutma, olur mu bebeğim?" demişti ve evden çıkıp gitmişti. Bir daha asla geri dönmemişti. Herneyse! Şu an eskiyi hatırlamanın sırası değil!
"-Tamam oğlum. Sana inanacağım. Ama bu delikanlıyı benimle acilen tanıştır. Tamam mı? Bakalım yürek yemiş bu çocuk kim." Babası güldü ve ayağa kalktı gitmek için. Jimin de aynı şekilde güldü ve ayağa kalktı. Babasının kapıdan çıkana kadar yanında oldu. Babası gidince hemen telefonunu eline aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerim /KOOKMİN\
Fiksi Penggemar"-İsmin nedir?" "-Hiçkimse." "-Ne?" "-Ben Hiçkimseyim" "-Peki Bay Hiçkimsenin Herşeyi ola bilir miyim?" "-Sende herkesle aynısın." "-Hım, pekala, hadi herkesle aynı olup olmadığımı kendin gör."