1.Bölüm

10 2 0
                                    

Ellerindeki kanları silip bıçakları toplamaya başladı. İşi normalden uzun sürmüştü son zamanlardaki planlarından dolayı.

Genç arkadaşını aradı. Telefonu açtığında bir yandan elindeki bezle kan lekelerini siliyordu. Adam onu epeyce uğraştırmıştı.
"Tahminen ne zaman anlatmaya başlarsın?" Diye hayıflandı.

Dudaklarındaki sigarayı söndürüp çöp poşetine attı. Kanıt bırakmamalıydı."Bu pezevenk kendi öz yeğenine tecavüz etmiş Armağan" karşı taraftan ses gelmeyince en az onun kadar üzüldüğünü anlamıştı.

"Onun testislerini söktüm ve tekrardan diktim." Armağan bunları duyunca gülümsedi. Böyle insanlara hiç acımıyordu.

"Ben geri kalan işleri hallederim sen adamın hala baygın olduğundan emin ol" bezi kovaya koydu. "O adam sokakta yürüyemeyecek." Dedi. Kendine söz verir gibi.

İşini bitirdikten sonra kasıklarına bir işaret çizdi.Altına Avcı yazdıktan sonra elindeki kalemi cebine kattı.

Gülümseyip odadan çıktı. Koridorda ıslık çalarak ilerledi. Resepsiyondaki kişiye selam verdi.

Otobüs durağında beklerken saçlarını düzeltip telefon kamerasından yüzüne baktı, kusursuz yüzüne. Korkutucu bir şekilde gülümsedi.

Yanında bir çocuk oturuyordu, yalnızdı. Ona döndüğünde ayaklarını sallayarak şarkı mırıldandığını gördü. Neden yalnız başına akşam vakti buradaydı? Ailesi mi yoktu?

"Hey, çocuk neden yalnızsın?" çocuk ona döndü.

"Annem ve babam beni almaya gelmedi. Otobüsü bekliyorum." kız çocuğunu unutacak kadar aptal insanları düşündüm. Ya çocuğa birşey olsaydı diye geçirdi içinden bu insanlar yüzünden katil oluyordu.

"Nereye gideceğini biliyor musun?" çocuk kafasını olumsuz anlamda salladı."Sadece evimizin orada bir saat var ve ışıklar" saat kulesinden bahsediyor olmalıydı. Otobüsler oranın yakınından geçiyordu ama çok uzaktı. Çocuğun parası bile olmadığını düşünmüştü.

"Paran varmı ufaklık?" saçını karıştırıp söylemişti bunu. "Çok az var. Yetermi bilmiyorum." omuz silkerek söylemişti.

"Sanırım sana ben yoldaş olacağım." çocuk ışıltılı gözlerle ona bakarken "Ne güzel arkadaşım oldu" diye sevindi.

"Benimde evim orada" dedi büyük olan. Biraz sonra otobüs geldiğinde ikisi beraber binmişti.

Otobüs durağa yaklaştığında "Hadi bakalım" dedi. Çocukla beraber indiler. Büyük olan çocuğa fısıldayarak "Seninle birlikte geldiğimizi söyleme olur mu?" dedi. Çocuk kafasını salladı.

Genç bu konuşmadan önce epey bi' yürüdü. Sonra eve girdi ve odasına geçti. Sanırım çocuğun ailesine vermesi gereken bir ders vardı...

.........

Gözümü açtığımda saate baktım. 12 olmuştu. Evde olsalardı azarı yiyecektim yine amcamdan diye içimden geçirdim.

Yorganı üzerimden kaldırdıktan sonra gelen serinlik hissini hiç sevmedim.

Hava soğuktu. Karşımda yatan Batın'a baktım. O da hala uyuyordu. Ayağa kalktım ve mutfağa gittiğimde dolaptan bardağı çıkarıp içine soğuk su doldurdum.

Odaya doğru ilerlerken bir yandan "Baatın! Baatın! Kalk sabah oldu! İt oğlu it" diye söylüyordum. Batın top atsam uyanmayacağı için şanslıydım. Yanına geldiğimde, yüzüne üfledim. Yüzünü çevirdi sonra suyu havadan bir anda döktüm. Kaçmaya başladım, kaçıyordum çünkü beni yakalarsa ağzıma sıçardı.

"Kaçma lan! Ardıç! Onun bunun çocuğu!" kapıyı kapatıp evden çıktım. Bu evde de eğlenceye yer yoktu resmen. Aşağı indiğimde bakkalın önünde elma şekeri görünce canım çekti bir tane alıp içeri girdim.

"Abi elma şekerini bana yaz sen, bir de ekmek alayım onu da Batın'a yaz" kaşını kaldırıp bana garip bakan adam "Batın'a yazdığım zaman geliyor bize patlıyor evladım." diye hayıflandı. Elimi geçiştircesine salladım ve "Birşey demez benim canım kuzenim" dedim ve Dolaptan sıcak ekmeği çıkarıp gazeteye sardım.

Eve geldikten sonra ekmeği masaya koyup kahvaltılıkları çıkardım. Salak Batın içerde telefon oynuyor olmalıydı. Çayıda koyduktan sonra telefonumu çıkarıp baktığımda whatsappdan Armağan'ın mesajını gördüm. 'Kuşları kafese soktum' yazmıştı. Yani bu kanıtları yok ettim demekti.

Ben geceleri katil olup adeleti sağlamaya çalışan bir gözü dönmüş insandım, gündüzleri ise amca, yengesiyle yaşayan normal bir gençtim.

Ama bunlar sona erecekti. Hem kendini bitirrcekti hemde ailesini. Ne kadar aile olabiliyorlarsa işte.

Armağana görüldü atıp üstteki mesajlara göz attım. Okuldaki benden hoşlanan kız yine bir bahane bulup yazmıştı. Ona mesajlarını okumadan tamam yazdıktan sonra sınıf başkanının gruba attığı mesaja baktım.

Başkan çok yakışıklıydı. Ona ettiğim çıkma teklifini reddetmişti bende biraz tehdit etmiş olabilirdim ama sadece bana 'ibne' dediği için böyle birşeye kalkıştım.

"Sana kaç kere diyeceğim paramdan alma diye!" gözlerimi devirip telefonu kapattım.
Parasından alıyordum ama sonra geri koyuyordum o da annesi koydu zannediyordu.

Tam ona cevap verecekken kapı çaldığında umarım yengem gelmemiştir diye dua ediyordum. Gelirse daha kötü olacaktı, yüzünü gördükçe ne kadar kötü bir insan olduğunu hatırlıyordum ve o günü iple çekiyordum.

medya:ardıç

Cinayet & Adalet BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin